By Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net
Herkese çok güzel bir haberim var: Turkish Airlines EuroLeague geri dönüyor!
Evet, hepiniz çok beklediniz biliyorum. Özellikle transfer döneminin yavaş yavaş bitmesiyle birlikte sıcak yaz geceleri hiç çekilmez oldu. Üstelik boşluğu doldurmasını beklediğimiz Dünya Kupası da maalesef o hissi pek veremedi ama artık başınızı kaldırabilirsiniz çünkü yeni sezona 20 günden az bir süre kaldı.
Sizleri çok seven Eurohoops Fırın hemen klavyeye sarıldı ve geri kalan günlerde hap gibi yutabileceğiniz takım analizlerini karşınıza getirmeye karar verdi.
Gün gün huzurlarınıza takım analizlerini ve ilgi çekici raporları taşıyacağız. Bu sebeple hala yapmadıysanız Eurohoops’u favorilerinize atmanın tam zamanı.
Sırada ise son şampiyon CSKA Moskova var.
ALBA Berlin Takım Analizi: Keyifli Basketbol, Az Galibiyet
Bayern Münih Takım Analizi: Doğru Organizasyon, Soru İşaretli Kalite
Valencia Takım Analizi: Ortalama Ama Yetmez
Baskonia Takım Analizi: Küçük Şehir, Büyük Gelenek
Kızılyıldız Takım Analizi: Veteranlar Takımı
Maccabi Tel Aviv Takım Analizi: Play-off’lar Neden Zor İhtimal
Panathinaikos Takım Analizi: Yeni Başlangıçlar, Yeni Heyecanlar
Olimpia Milano Takım Analizi: Ettore Messina Dertlere Deva Olacak mı?
Anadolu Efes Takım Analizi: İstikrar, Başarı Karşılığını Bulacak mı?
Şampiyonluk Dahi Değişimi Durduramadı
CSKA Moskova geçtiğimiz sezon içerisinde birçok sorun yaşadı.
Cory Higgins ve Will Clyburn’ün etkileyici performansları ve dolayısıyla artan sorumlulukları, takımın diğer komutanları Nando De Colo ve Sergio Rodriguez’i oldukça olumsuz etkilemişti. Hatta uzun bir süre bu oyuncularla koç Dimitris Itoudis arasında ciddi sorunlar olduğu iddia edilmişti. Nitekim çoğu maçta De Colo ve Rodriguez de normalde oynadıkları sürenin çok çok altında oynadılar.
Tüm bu dedikodulardan nasibini en çok alan isimse Dimitris Itoudis oldu. Yunan koçun görevine devam edip etmeyeceği sezon boyunca konuşuldu. Hatta öyle ki yaz döneminde bitecek kontratının yenilenmeyeceği neredeyse kesin olarak gösteriliyor, yerine gelecek muhtemel adaylar tartışılıyordu. Dolayısıyla Itoudis’in üzerindeki baskı daha önce hiç çıkmadığı noktalara kadar çıktı. Takımın başkanı Vatutin’in koça verdiği destekle birlikte kesin açıklamalardan kaçınması da bu dedikoduları iyiden iyiye körükledi. Ancak sizi öldürmeyen şey güçlendirir diye boşuna dememişler…
CSKA Moskova tüm bu karmaşanın içerisinden güçlenerek çıktı. Play-off zamanı geldiğinde kazanan oyunculardan oluşan şampiyon bir takımın nasıl oynaması gerekiyorsa öyle oynamayı başardılar. Bu noktada bir parantez açıp bir şey itiraf etmek gerekirse Itoudis’in CSKA’yı bu şekilde toparlayabileceğini hiç düşünmüyordum. Bu konuda beni fazlasıyla yanıltmayı başardı Yunan koç… Baskonia ile oynanan sert play-off serisi de CSKA’nın Final Four için kendisini hazırlamasını sağladı. Bu tip sert serilerden çıkabilen takımların özgüvenlerinin tazelendiği ve performanslarının artış gösterdiğini daha önce defalarca görmüştük. Benzer bir durum CSKA’nın da başına geldi.
Yarı finaldeki Real Madrid eşleşmesinde işler onlar adına oldukça kötü gidiyordu. Oyunun kontrolü İspanyol ekibindeydi. Ancak Hackett’ın verdiği sürpriz katkıyla rüzgarı arkasına alan CSKA, Llull’ün de büyük yardımıyla geriden gelerek rakibini devirdi ve finale yükseldi. Finalde ise tecrübelerini konuşturarak buralarda oynamaya alışkın olmayan temsilcimiz Anadolu Efes‘i mağlup ederek şampiyonluğa uzandılar. Şampiyonlukla birlikte başta Itoudis olmak üzere tüm CSKA Moskova kulübü eminim ki omuzlarından tonlarca yük attılar. Fakat bu bile kapıya dayanan değişimi engelleyemedi.
Şampiyon bir takımın kadrosunun böylesine dağıldığını uzun yıllardır görmemiştik desem sanırım yanlış olmaz. Takımın liderleri Nando De Colo, Cory Higgins ve Sergio Rodriguez, sadece ayrılmakla kalmadılar üstelik Rus ekibinin EuroLeague’deki direkt rakiplerine gittiler. Dolayısıyla ayrılıkları iki kat zarar verdi. Keza takımın önemli isimlerinden birisi olan Othello Hunter da yeni sezonda Maccabi Tel Aviv forması giyecek. Büyük beklentilerle kadroya katılan ancak bekleneni veremeyen Alec Peters ise yeteneklerini ülkemizde Anadolu Efes formasıyla göstermeye çalışacak.
Tabii ki tüm bu ayrılıklar geçtiğimiz sezon dedikodu olarak karşımıza çıkan bazı olayların doğruluğunu kanıtlar nitelikte. Yani sonuçta Rodriguez’in mevcut kontratını sonlandırıp takımdan ayrılması bile bunu gösteriyor. Bu ayrılıklarda Moskova’da yaşamanın zor olduğunu, oyuncuların eşlerinin burada yaşamaktan çok fazla keyif almadığını ve özellikle Amerikalı oyuncuların buraya gitmeyi pek istemediğini unutmamak lazım.
Tüm bu değişimin ardından CSKA’nın da şampiyon kadrosunu tamamen değiştirmesi gerekti. Itoudis’in sözleşmesini uzatmak yaptıkları ilk hamlelerden oldu. Keza geçen seneki şampiyonluğun büyük mimarlarından Will Clyburn ve tecrübesiyle, hırsıyla, bir kazanan olmasıyla takımın liderlerinden biri olan Kyle Hines’ın sözleşmeleri de uzatıldı. Bu kadar çok ayrılığın yaşandığı bir dönemde takımın kalan ruhunu koruması ve şampiyonluk tecrübesine sahip olması açısından bu iki oyuncunun kadroda kalması çok değerliydi. Tabii ki saha içerisindeki performansları da bu iki hamlelerin doğruluğunu arttırıyor.
CSKA Moskova’nın dış transferdeki hamleleri de oldukça ilginçti. İlk olarak Hillard, Strelnieks ve Voigtmann gibi geçtiğimiz sezon EuroLeague’in dikkat çeken iki ismini kadrolarına kattılar. Daha sonra Kosta Koufos bombasını patlatıp yıldız oyuncuyu NBA’den Avrupa’ya getirdiler. Ron Baker da Rus ekibinin NBA’den ithal ettiği bir başka isim oldu. Rus ekibinin son hamlesi ise belki de sonucu en çok merak edilen hamle oldu. Milano ile olaylı bir ayrılık süreci yaşayan Mike James, soluğu Moskova’da aldı.
CSKA Moskova’nın bu sezon neler yapacağını gerçekten çok merak ediyorum. Nasıl bir basketbol oynayacaklar, kimler ön plana çıkacak, takım kimyaları ne ölçüde olacak… Bu gibi soruların net bir cevabı şu aşamada yok. Birbirinden çok farklı tarzda oyuncuları bir araya getirdiler ve takım üzerindeki soru işaretleri hiç olmadığı kadar fazla. Hatta birçok kişi haklı olarak Moskova ekibini Final Four adayları arasında göstermiyor.
Detaylara girmeden önce CSKA Moskova’nın transfer karnesini inceleyelim.
Transfer Karnesi
Oyuncular hakkında uzun bir değerlendirmeyi incelemek yorucu olabileceği için onları karşınıza karne şeklinde çıkartmaya karar verdik. Sadece bu yazın en iyi transferi hakkında daha uzun bir değerlendirme bulacaksınız. Diğerleri için ise üniversitede olduğu gibi oyuncuların karşısında bir not ve küçük bir değerlendirme bulacaksınız.
Mike James (B+): Hiç kimse onun yeteneklerini tartışamaz. EuroLeague’in en iyi skorerlerinden birisi. Ancak takım oyuncusu olma konusundaki problemleri yakasını bırakmıyor. Onun için bir intikam sezonu olacak.
Johannes Voigtmann (B+): Topu yere vurabilen, şutu olan, elleri hassas bir uzun. Ayrıca işin savunma kısmında da kaçak dövüşmüyor. CSKA‘nın bu yapısında önemli bir rol üstlenebilir.
Darrun Hillard (B): Geçtiğimiz sezona yavaş başladıktan sonra uyum sürecini arttırınca performansını yükseltmiş ve Baskonia adına önemli bir rol üstlenmişti. Fizikli bir kanat oyuncusu. Bir adım üste koyacak fırsatları bulacaktır. Bakalım değerlendirebilecek mi?
Janis Strelnieks (C+): Geçen sezon Hackett’ın özellikle play-off ve Final Four’da verdiği katkının ardından CSKA bir fizikli guardı daha kadrosuna kattı. Letonyalı guard çok iyi bir rol oyuncusu ve belirli bir standartın altına düşmeyen faydalı bir isim.
Ron Baker (C): NBA’de kısıtlı şanslar bulduktan sonra Avrupa’ya gelmeye karar verdi. İyi bir şutör ancak buralarda çok başarılı olabileceğini ve CSKA’da oynamanın baskını kaldırabileceğini pek sanmıyorum.
En İyi Transfer: Kosta Koufos (A-)
CSKA Moskova’nın saha içerisinde yıllar boyunca en büyük eksiği ne diye sorarsak sanırım herkes uzun boylu ve fizikli bir pivot diyecektir. Artık böyle bir eksikleri yok!
Kyle Hines, EuroLeague’in en iyi savunmacılarından birisi. Yüreği karşılaştığı rakiplerin çok çok büyük bir yüzdesinden daha büyük bir isim. Ancak fiziksel olarak çoğu rakibine karşı dezavantajlı başlıyordu. Bu da CSKA’nın Vesely ve Ayon gibi fizikli uzunlar karşısında her daim zorlanmasına sebep oldu. Bu açıdan bir takviye yapmaları hemen hemen her sezon bekleniyordu ancak genelde geçici çözümler tercih ettiler. Son olarak Hunter’ın da ayrılmasıyla bu konuda radikal bir adım attılar ve Koufos’u NBA’den Avrupa’ya getirdiler.
NBA’deki yükselen tempo ve uzunların özelliklerinin değişmesi Koufos gibi sert, savunmacı ancak eski tip diyebileceğimiz uzunların değerini fazlasıyla düşürmüştü. Dolayısıyla kendine orada büyük bir rol bulma ihtimali oldukça azdı. Ancak yine de CSKA Moskova’ya gelmesi büyük bir etki yarattı.
Koufos savunma kısmında işinin ehli bir isim. Adam değişmelerinin ardından rakip guardların karşısında nasıl durabileceği merak konusu olsa da karşılaşacağı her uzuna karşı savunmada çözümler üretebilir. Üstelik Rus ekibinin çember savunmasını da hatırı sayılır ölçüde güçlendirecektir.
Yunan oyuncu ribauntlar söz konusu olduğunda da etkili olabilecek bir isim. Bu özelliğini NBA’de dahi bizlere göstermeyi başardı. EuroLeague’in en iyi ribauntçularından birisi olması yüksek ihtimal. Hem savunma ribauntlarını toplayıp CSKA’nın tempoyu arttırmasını sağlayabilir hem de hücum ribauntlarıyla ikinci şans sayıları üretebilir.
Tabii ki işin hücum kısmında savunmadaki kadar etkili olmasını beklemek hayalcilik olur. Yani CSKA, onun sırtı dönük oyunla bir şeyler üretmesini beklerse üzülebilir. Yine de çember etrafında ikili oyunlar sonucu skor bulacaktır.
Koufos, bu sezon EuroLeague’de ilk kez forma giyecek. Bir alışma süreci olabilir ki bu oldukça doğal ancak yıllar süren milli takım deneyimi bu sürecin kısalmasını sağlayacaktır.
Takım Dizilişi:
Oyun Kurucu: Mike James – Daniel Hackett – Mikhail Kulagin
Şutör Guard: Ron Baker – Janis Strelnieks – Ivan Ukhov
Kısa Forvet: Will Clyburn – Darrun Hillard – Nikita Kurbanov
Uzun Forvet: Johannes Voigtmann – Andrey Vorontsevich – Semen Antonov
Pivot: Kosta Koufos – Kyle Hines – Joel Bolomboy
Bu Takım Ne Oynar: Aşure Gibi Takım
Çok sevilen bir tatlı olan aşurenin yapım hikayesini sanırım birçok kişi biliyordur.
Kısaca bahsetmek gerekirse Hz. Nuh, büyük tufan öncesi bir gemi inşa eder, kendisine inananları ve her cinsten bir çift hayvanı alır. Büyük tufan koptuğunda ise bu gemidekiler hayatta kalır. Tabii ki uzun süren yolculuk sırasında yiyecekleri biter ve Hz. Nuh da kalan yiyecekleri toplayıp bir çorba yapar. O çorba da günümüzde aşure olarak bilinen tatlı olur.
İşte CSKA Moskova’nın bu sezonki kadrosunu da böyle tarif edebiliriz. Ellerindeki oyuncuları kaybettiler, transfer pazarındaki büyük isimlerle anlaşamadılar ve kalan alternatiflerin en iyilerini birbirlerine uygunluklarını detaylıca düşünemeden bir araya getirmeye çalıştılar. Yukarıda da biraz bahsettiğim gibi bu kadronun ne oynayacağını, nasıl bir kimya yakalayacağını, saha içerisinde nasıl bir düzeni takip edeceğini kestirmek çok mümkün gözükmüyor. Örneğin topu domine etmesi beklenen ve oyun kurucu pozisyonunda ciddi süre alacak Mike James, kadroya en son dahil olan isimdi ve Milano‘dan ayrılmasaydı belki de bu tarz bir transfer gerçekleşmeyecekti.
CSKA‘nın kağıt üstündeki en büyük avantajlarıyla başlayacak olursak bir kere kadroları oldukça derin. Her pozisyonda hemen hemen 3 alternatifleri var ve her oyuncu sahaya farklı şeyler katabilir. Bu da onların farklı tiplerdeki oyun tarzlarına adapte olabilmesini sağlayacaktır. Üstelik EuroLeague sezonunun daha uzun ve daha yıpratıcı bir hal aldığını düşünürsek ilkbahara olabildiğince diri kalmak her takım için çok büyük önem taşıyor. CSKA’da bunu gerçekleştirecek kadro derinliği var.
Moskova ekibinin bir diğer büyük avantajı ise oldukça fiziksel bir takım olmaları. Yine hemen her pozisyonda pozisyonuna göre daha uzun ve daha güçlü oyunculara sahipler. Örneğin Hacket, Hillard, Kurbanov, Bolomboy, Koufos beşiyle sahada yer alabilirler. Bu da onların ligdeki hemen her takıma bu alanda üstünlük kurmaları demek. Keza yine daha kısa ama yine de fizikli bir beşle oynayabilirler ve rakiplere karşı her şeyi değişerek savunma yapabilirler. Üstelik bu sayede ne uzunlarda ne kısalarda ters eşleşmelere yakalanmazlar. Bu alanda Itoudis’in eli oldukça güçlü.
CSKA’nın hücumda nasıl bir tempoyla oynayacağını ise oldukça merak ediyorum. Kişisel tahminim özellikle James ve Clyburn sahadayken her fırsatta tempoyu yükseltmeye çalışacakları yönünde. Ancak bu düzene Koufos’un ayak uydurması çok mümkün durmuyor. O yüzden rotasyonlar yapılırken farklı beşleri sahada görebiliriz. Yine yukarıda bahsettiğim kısa ve fizikli beşin de ciddi bir opsiyon olması olası. Rus milli takımı da Dünya Kupası’nda pota altını zaman zaman Kurbanov-Vorontsevich ikilisine emanet edip iyi de sonuç almıştı. Itoudis bunu gözünden kaçırmamıştır.
Moskova ekibinin şut konusunda da bazı yardımlara ihtiyacı olabilir. James, Baker ve çok fazla denemese de ciddi bir yüzdeyle şut atan Janis Strelnieks bu konuda uzman ancak kadronun geri kalanında şutuna istikrarlı olarak güvenebileceğiniz bir cezalandırıcı yok. Bu da onların alan bulmaları konusunda sorun yaratabilir ki Clyburn ve Hillard gibi bire bir oynamayı seven oyuncular bu alana fazlasıyla ihtiyaç duyacaklardır. Bu noktada Voigtmann’ın belli bir yüzdeyi geçmesi onların elini çok rahatlatabilir.
Hazırlık döneminde Voigtmann ve Bolomboy’un iyi performansları da onlara umut vermiş olabilir. Sonuçta ne Koufos ne de Hines, hücumda ikili oyun bitiriciliği dışında çok fazla bir şey vaat etmeyen isimler. Bu yüzden bu iki oyuncunun hazırlık döneminde de olsa hücumda birer tehdit olup kısaların üzerinden skor yükünü alması da önemli bir artıydı.
Kimya konusuysa CSKA’nın bana göre en büyük problemi. Takım içerisinde çok fazla değişiklik oldu ve bunların üstesinden nasıl gelebilecekler bilinmiyor. Öte yandan iyi rol oyuncuları olmasına rağmen takımın dümeninde Mike James gibi zaman zaman yoldan çıkıp takımın dengesini bozabilecek bir isim var. Itoudis’in onları ne ölçüde düzende tutacağı da kaderlerini çizecek bir başka kritik nokta diyebiliriz.
Keza yıllardır EuroLeague’in en iyi oyuncularıyla oynamaya alışmış Moskova ekibinde bu kez bu tarzda bir oyuncu yok. James ve Clyburn için yıldız diyebiliriz ancak ne bir De Colo ne de Rodriguez değiller. Bu yüzden skoru biraz daha dağıtmaları gerekiyor ancak yönlendirici konusunda da biraz sıkıntılılar. Eğer şutlarda istediklerini bulamazlarsa gömülecek savunmalara karşı istedikleri alanı bulamayacak Clyburn ve Hillard gibi isimler tıkanabilir. Pas özellikleriyle de öne çıkmadıkları için top dolaşımı ciddi bir darbe alabilir.
Bakalım başarılar alsa da Avrupa’nın her zaman en çok tartışılan koçlarından biri olan Itoudis, uzun yıllar aradan sonra ilk defa bu kadar düzensiz ve bilinmez bir görüntü çizen CSKA’ya nasıl bir koçluk yapacak?
Hazırlık Maçları: Namağlup Performans, Güzel Sinyaller
CSKA Moskova, hazırlık döneminde oynadığı karşılaşmalarda mağlubiyet yüzü görmedi. Onlar adına en çok dikkat çeken nokta ise her maçta farklı isimlerin sorumluluk alması diyebiliriz.
Özellikle Voigtmann ve Bolomboy’un performansları onlar adına umut verici çünkü uzun yıllardır uzun rotasyonundan sayı anlamında ciddi katkı alamamışlardı. Bu sezon bu durum değişecek gibi duruyor ki değişmeli de. Mike James de takımın komutasına geçmeye başladığını gösterdi ve iyi bir hazırlık dönemi geçirdi. Onlar adına endişelenebilecekleri en önemli nokta Clyburn’ün Bandırma maçı hariç kendi performansından uzak olmasıydı.
07 Eylül CSKA Moskova-Boctok 65: 86-61 (Ron Baker 11 sayı) *
12 Eylül CSKA Moskova-TOFAŞ: 87-85 (Darrun Hilliard 21 sayı) *
13 Eylül CSKA Moskova-Teksüt Bandırma: 87-84 (Mike James 20 sayı) *
15 Eylül CSKA Moskova–Anadolu Efes: 65-63 (Ron Baker 11 sayı) *
18 Eylül CSKA Moskova-Büyükçekmece: 116-75 (Johannes Voigtmann 22 sayı) *
24 Eylül CSKA Moskova-Promitheas: 72-52 (Joel Bolomboy 14 sayı)
25 Eylül CSKA Moskova-Olympiakos: 91-66 (Joel Bolomboy 16 sayı, Mike James 15 sayı)
İzlenmesi Gereken İsim: Will Clyburn
Will Clyburn, Darüşşafaka formasıyla EuroLeauge’e adım attığı günden bu yana kendisini geliştirmeye devam ediyor. Geçen sezon boyunca sergilediği muhteşem performansla takımının şampiyonluğunda önemli bir rol oynadıktan sonra bu yıl liderliğe soyunması bekleniyor.
Çok atlet ve delici bir isim olan Clyburn, pozisyonuna göre oldukça iyi de bir ribauntçu. Bununla birlikte sırtı dönük oynamayı da repertuvarına yavaş yavaş ekliyor ki bu da onu daha da tehlikeli bir isim haline getiriyor.
Geçtiğimiz sezon onun ve Higgins’in gösterdiği çıkışın takım içindeki dengelerde önemli bir etkisi olmuştu. Bu sezonsa De Colo ve Rodriguez gibi süper yıldız egosuna sahip olan oyuncularla birlikte oynamayacak. Gerçi Mike James bu ikisinin toplamını bile geçebilir ancak o başka bir konu. Dolayısıyla Clyburn’ün üzerindeki sorumluluk daha da artacak.
Her ne kadar hazırlık maçlarında bocalasa da Clyburn’ün bu sorumluluğun altından kalkmasını bekliyorum. Bunun en büyük sebebi de Final Four’da gösterdiği performans olarak görüyorum. Öylesine baskı dolu bir ortamda iki çok güçlü takıma karşı oldukça iyi performans sergiledi. Nitekim bu da kendisine Final Four MVP’si ödülünü getirmişti. Dolayısıyla baskı altında nasıl oynaması gerektiğini biliyor.
Geçtiğimiz sezon 13.6 sayı, 6.8 ribaunt, 1.5 asist ve 1 top çalma ortalamalarıyla oynamıştı. Bu sezon bu rakamları geçecektir. Bu da kendisine EuroLeague’in en iyi beşlerinden birinde yer alma onurunu getirebilir.