by Eddie Bitar / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 23 Ağustos 2019 tarihinde FadeawayWorld‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA tarihinde sakatlığı nedeniyle kariyeri kısa sürmüş çok sayıda büyük oyuncu gördük. Genelde o sakatlıkar, bu oyuncuların NBA’de yılın takımlarına seçilecek formlarını tekrar yakalamalarının önüne geçecek kadar ciddiydi veya o oyuncuları erken bir emekliliğe bile sürüklemişlerdi.
Bu oyuncuları sıralamak zor olabilir zira akla gelen çok isim var. Bununla birlikte kariyerleri çok daha iyi olabilecek bazı isimler diğerlerine göre öne çıkıyor.
Konuyu daha da ilginç kılmak için bu yazımızda beş oyuncu ilk 5’te yer alacak. Bu beş oyuncunun her biri de kariyeri kaçınılmaz sakatlıklar yüzünden maalesef büyük hasar gören en büyük oyuncular olarak dikkat çekiyor.
Oyun Kurucu: Derrick Rose
Derrick Rose, izlediğimiz en atlet oyunculardan biriydi. Çabuktu, güçlüydü ve fazlasıyla patlayıcıydı. Potaya güçlü bir şekilde giden Rose, bir oyun kurucu olarak kısa boyuna rağmen birkaç savunmacının üzerinden bitirebiliyordu. Rose’un potaya gitmesinin önüne hiçbir şey geçemiyordu ve bu sayede 2011 yılında MVP seçildi.
Rose, en iyi yılları sakatlıklar yüzünden yarım kalmış durdurulamaz bir güçtü. Cephaneliğine çok etkili bir şut silahı da ekliyordu ve o silah eklenmiş olsa Rose, tarihin en iyi oyun kurucularından biri olacaktı. Ancak çapraz bağlarının kopması, tarihin en dominant oyun kurucularından birinin en iyi döneminin sonunu getirdi.
Rose o dönemden bu yana patlayıcılığının büyük bölümü olmadan daha sakin bir oyun tarzı benimsedi. Hâlâ skor üretebiliyor ve ana skor opsiyonu olursa yine 20 sayı ortalaması yakalayabilir muhtemelen. Rose artık All-Star olmasa da MVP ödülünü kazanan bir isim olduğunu kanıtlamak isteyen bir oyuncu. Şu an için tarihin “ya öyle olmasaydı” listesindeki en iyi oyun kurucu o.
Şutör Guard: Tracy McGrady
McGrady, gerçek bir sayı makinesiydi. O kadar dominant bir oyuncuydu ki oynadığı dönemde birçok kişi onu Kobe Bryant’ın bile önünde, ligin en iyisi olarak gösteriyordu. En azından Orlando’da oynadığı dönemde en durdurulamaz oyuncu olarak görülüyordu. Dört sezonluk Magic kariyerinde 25 sayı ortalamasının altına düşmeyen McGrady, bir sezonda 32 sayı ortalaması bile yakalamıştı. Orlando’da oynadığı dönemde T-Mac, tam anlamıyla durdurulamıyordu. Üçlük atabiliyor, orta mesafe şutu sokabiliyor ve potaya üst düzey bir atletizm ile gidebiliyordu. McGrady, tarihin en iyi skorerleri kadar iyiydi.
Neticede Houston Rockets‘a takaslandı ve Yao Ming ile güçlerini birleştirdi. McGrady, Rockets‘ta da dört muazzam sezon geçirerek dominantlığını gösterdi ancak daha sonra sakatlıklar yüzünden kariyeri yarım kaldı. Rockets’taki beşinci sezonunda normal sezonda 35 maça çıkabildi ve kendi performansını pek de gösteremedi. Sırtındaki sorunları asla çözemedi ve bu durum onun kariyerini büyük oranda raydan çıkardı. McGrady daha sonra görünürden kayboldu ve bir daha rol oyuncusu olarak 9 sayı ortalamasının üzerine çıkamadı.
Sağlıklı olduğu dönemde McGrady, üst üste sekiz sezon 21+ sayı ortalaması yakalamış bir oyuncuydu. Kolaylıkla skor üretebilmesinin yanında T-Mac, maç başına istikrarlı bir şekilde 5+ asist ortalaması yakalayabilen etkili bir oyun kurucuydu. Ne zaman ikili veya üçlü sıkıştırma gelse boş oyuncuları bulabilen T-Mac, çok yüksek bir oyun aklına sahipti.
Hiç şüphesiz T-Mac, daha da büyük bir oyuncu olabilecek, tarihin en büyük oyuncularından biriydi.
Kısa Forvet: Grant Hill
Kariyeri en çok hasar görmüş oyuncular arasında birini öne çıkaracaksak o isim Grant Hill olmalı. Hill’in Michael Jordan olması bekleniyordu. Hill, ligi domine etmesi ve MJ gibi NBA’in yüzü olması beklenen “yeni” büyük oyuncuydu. Tamamen durdurulamaz bir isimdi. Hücumda her şeyi yapabilen Hill, mükemmele yakın bir atletti.
Hill, topu yere harika vurabilmesi ve çabuk ilk adımı sayesinde potaya gidişlerde durdurulamaz bir isimdi. Hill, crossover ile tüm rakiplerini alt edebiliyor ve potaya güçlü bir şekilde hücum edebiliyordu. Savunmacıların üzerinden smaç vurabiliyor ve ne zaman daha rahat oynamak istese yumuşak bilekleriyle bitirebiliyordu. Hill ayrıca orta mesafede de çok etkiliydi ve takım arkadaşlarına kolaylıkla asist yapabiliyordu. Grant Hill, neredeyse mükemmel bir kısa forvetti ve LeBron James’e benzer özellikleri vardı. Hill, tarihin en iyi oyuncularından biri olmalıydı ama sol bacağındaki sakatlığı, kariyerinin çok kısa sürmesine neden oldu.