by Andy Bailey / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 11 Eylül 2019 tarihinde Bleacher Report‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Tarihin en iyi oyun kurucusu kim?
NBA seven biriyseniz bu soruyu birden çok kez duymuş, okumuş ya da bu soru üzerine düşünmüş olmalısınız.
Bir süredir ortak yanıt Magic Johnson olsa da bazı oyuncular artık onu yakalıyor olabilir.
Onun fizik, oyun görüşü ve pasörlük özellikleri bir araya gelince Johson’ın oyunun kaderini belirleyen tarzının belki de bir eşi daha yoktu. Ancak emekliliğinden bu yana oyun kurucu pozisyonunda tarihin en büyük şutörü, bir triple-double makinesi ve Point God lakabını almış bir saha içi lideri çıktı.
Bu aktif oyuncular var ve bazı efsaneler, büyük oranda nesnel kriterlere dayandırdığımız listede tarihin en iyi 10 oyun kurucusunu oluşturuyorlar.
1973-74 sezonundan bu yana kullanılan artı-eksi verimlilik ve 48 dakika başına galibiyet katkısı gibi istatisitkler kullanılıyor artık. Ayrıca oyun hızı ve oynama süresine uygun istatistikleri de göreceksiniz. Ancak bu faktörlere soyut gözlemler de eklenmeli.
Son bir not: Basketball-Reference’ı bu yazıda oyuncunun pozisyonu konusunda hakem olarak kabul edeceğiz. Buna ilişkin tek oyuncumuz dördüncü sırada. Bu konuya orada değineceğiz.
10. Isiah Thomas
Maç başına istatistikleri: 19.2 sayı, 9.3 asist, 3.6 ribaund, 1.9 top çalma
75 pozisyon başına istatistikleri: 19.3 sayı, 9.3 asist, 3.6 ribaund, 1.9 top çalma
İlişkili doğru şut yüzdesi: -2.0
Net verimlilik değişimi: Yok
Artı-eksi verimliliği: +2.2
48 dakika başına galibiyet katkısı: .109
Bu listede ilerledikçe Isiah Thomas’ın gelişmiş istatistiklerinin diğer oyunculardan çok daha düşük olduğunu göreceksiniz.
“Thomas, asla özellikle verimli olmuyordu ancak savunması ve liderliği, açıklarını fazlasıyla kapatıyordu” şeklinde yazdı Bleacher Report’tan Adam Fromal. “Dahası, onun varlığı ile daha iyiye giden oyuncuların olduğu takımlarda oynadı ve bir şekilde bireysel olarak ürettiğinden daha fazla galibiyet katkısı sağladı.”
“Göz testi, istatistiklerden daha önemlidir” diyenlerin kazandığı ender görülen bir durum bu ancak Thomas konusunda iki tarafın tamamen uçlarda olmasına da gerek yok. Playoff istatistiklerine bakıldığında ortak bir görüş bulunabilir.
Thomas’ın 6,4’lük playoff artı-eksi verimliliği, normal sezon istatistiğinden çok daha iyi ve tarihte bu anlamda en iyi 12. oyuncu, altıncı oyun kurucu.
Playofflardaki 20,4 sayı, 8,9 asist ve 2,1 top çalma istatistiklerine ulaşabilen başka bir oyuncu yok tarihte. O limiti 20 sayı, 8 asist ve 2 top çalma şeklinde indirgeyecek olursanız listeye yalnızca Chris Paul girebiliyor.
Ayrıca 12 All-Star deneyimi, beş kez yılın takımlarına seçilme, iki şampiyonluk ve bir Final MVP’liği gibi başarıları da düşünülünce Thomas’ın gelişmiş istatistiklerinin onu neden ilk 10’un dışına itemeyeceğini görmek çok da zor olmuyor.
9. Russell Westbrook
Maç başına istatistikleri: 23.0 sayı, 8.4 asist, 7.0 ribaund, 1.8 top çalma
75 pozisyon başına istatistikleri: 25.1 sayı, 9.2 asist, 7.7 ribaund, 1.9 top çalma
İlişkili doğru şut yüzdesi: -1.5
Net verimlilik değişimi: +5.3
Artı-eksi verimliliği: +6.6
48 dakika başına galibiyet katkısı: .164
4-5 yıl kadar önce Oscar Robertson’ın NBA tarihinde triple-double ortalama yakalamış tek oyuncu olma rekoru dokunulmaz gözüküyordu.
Russell Westbrook bunu üç sezondur başarıyor. Oyun hızı ve aldıkları süreyi göz önünde bulundurunca Westbrook’un başarısı daha da etkileyici oluyor.
Son üç sezonda Oklahoma City Thunder, maç başına 99,1 pozisyon kullandı. Bu oyun hızında Westbrook’un 35,7 dakika süresi 73,7 pozisyona tekabül ediyor. Bu pozisyonlarda ise 26,8 sayı, 10,6 ribaund ve 10,4 asist ortalamaları yakaladı.
Robertson’ın döneminde oyun, izlerken boynunuzun kırılacağı bir hızda oynanıyordu. 30,8 sayı, 12,5 ribaund ve 11,4 asist istatistiklerini Westbrook’un son üç sezondaki oyun hızı ve aldığı süre istatistiklerine oranlayınca o istatistikler 17,4 sayı, 7,1 ribaund ve 6,4 asiste düşüyor.
Öte yandan Westbrook’un istatistikleri Robertson’ın oyun hızı ve aldığı süre istatistiklerine oranlanınca 47,5 sayı, 18,8 ribaund ve 18,4 asist gibi saçma ortalamalar doğuyor.
Westbrook’un maç başına 44 dakika alırken o hızda verimliliğini sürdürüp sürdüremeyeceğini bilmenin bir yolu yok ancak daha önce görülmedik verimlilik seviyesini de görmezden geliyor olabiliriz.
Evet, ona dair “istatistik kasıyor” eleştirilerinin bazıları doğru ancak bunlar genelde takıma pahalıya patlamadı. Aksine, OKC’nin 100 pozisyon başına attığı sayılar onun sahada olduğu anlarda son üç sezonda 10,3 sayı arttı.
Şu anda Westbrook, basketbolda en çok ayrım yaratan oyuncularından biri. “Westbrook tarihin en iyi 10 oyun kurucusundan biri mi?” şeklindeki bir ankette oy kullananların %56’sı “hayır” oyu kullandı.
Bundan yıllar sonra geçmişe bakmanın rahatlığıyla Russ’ın hakkı teslim edilecektir.
8. Steve Nash
Maç başına istatistikleri: 14.3 sayı, 8.5 asist, 3.0 ribaund, 1.4 üçlük
75 pozisyon başına istatistikleri: 17.4 sayı, 10.4 asist, 3.7 ribaund, 1.7 üçlük
İlişkili doğru şut yüzdesi: +7.4
Net verimlilik değişimi: +7.5
Artı-eksi verimliliği: +1.3
48 dakika başına galibiyet katkısı: .164
Farklı yorumlar görebilirsiniz ancak genel olarak koçlar size oyun kurucunun işinin bir kısmının da takımın hücumunu yönetmek olduğunu söyler. Bugünkü pozisyonsuz basketbolda o kadar önemli olmasa bile “saha içi lideri” klişesinin olmasının bir sebebi var.
2000’lerin başında Steve Nash, NBA’in General Patton’ıydı.
1998-1999 ve 2003-2004 sezonları arasında Dallas Mavericks‘in ilk 5 oyun kurucusuydu. Takımının 100 pozisyon başına hücum verimliliği 109.0’dı ve lig genelinde açık ara farkla liderlerdi. Phoenix Suns‘a liderlik ettiği sonraki sekiz sezonda takımı yine zirvedeydi. O süreçte ise fark daha da büyüktü.
10 yıldan uzun süre boyunca oyun kurucunuz Nash olduğu sürece ligin en iyi hücumuna sahip olacağınız neredeyse garanti oluyordu.
Boyalı bölgeye girip cut yapan oyuncuyu veya şutörü tam olarak doğru anda bulma yeteneği, onu ligin en iyi asist yapan oyuncularından biri yaptı.
Tarihte en çok asist yapan üçüncü, maç başına en çok asist yapan dokuzuncu ve asist yüzdesinde beşinci oyuncu o.
Ancak rakip takımlar için onu yıkıcı yapan asıl şey şutuydu. “Ortalama üstü üçlük katkısı” istatistiğinde Nash, tarihin en iyi beşinci üçlük şutörü ve önünde yalnızca Reggie Miller, Ray Allen, Kyle Korver ve Stephen Curry var.
Kariyerinde +7.4 doğru şut yüzdesi yakalamış olması saçmalık seviyesinde iyi. Bu, yalnızca smaç yapan uzunların yakalayabildiği bir istatistik.
Saha genelindeki bu istikrarı, pasör usta için asist fırsatları da doğuruyordu. Dirk Nowitzki, Amar’e Stoudemire veya başka bir uzun perde yaptığında savunmacılar, Nash’in şutunu riske edemeyeceklerini biliyordu. O zaman da devrilen ya da dışa açılan uzuna gitmeleri daha da zorlaşıyordu.
Nash’in keskin şutörlüğü, Nowitzki’nin o kadar boş şut bulmasının ve Stoudemire’ın o kadar smaç yapmasının sebeplerinden biri.
Onun şutörlük ve pasörlüğü ile Nash, hücumun ta kendisiydi.
7. Jason Kidd
Maç başına istatistikleri: 12.6 sayı, 8.7 asist, 6.3 ribaund, 1.9 top çalma, 1.4 üçlük
75 pozisyon başına istatistikleri: 13.7 sayı, 9.5 asist, 6.8 ribaund, 2.1 top çalma, 1.6 üçlük
İlişkili doğru şut yüzdesi: -2.5
Net verimlilik değişimi: +6.3
Artı-eksi verimliliği: +4.2
48 dakika başına galibiyet katkısı: .133
Russ bizi triple-doublelara alıştırmadan çok önce Jason Kidd, triple-double’ın popülerliğinde rol oynamıştı.
Normal sezon ve playoffları birleştirirsek toplam 118 triple-double’a sahip olan Kidd’i bu alanda geride bırakabilen yalnızca üç oyuncu var. Robertson (189), Magic Johnson (168) ve Westbrook (148).
Bu çok yönlü oyunu, Kidd’i yaklaşık 20 yıl boyunca ligin en iyi oyun kurucularından biri yaptı. Emekli olduğunda cebinde 10 All-Star deneyimi, 9 yılın savunma takımlarına seçilme başarısı, altı kez yılın takımlarına seçilme başarısı ve beş asist krallığı vardı.
Ayrıca Nowitzki’nin 2011’de şampiyonluğa taşıdığı takımda kritik bir rol oynayarak tarihin en büyük oyun kurucuları arasındaki yerini sağlamlaştırdı.
O döneme kadar Kidd, ciddi anlamda radikal bir değişimden geçmişti. Uzun fiziği ve atletizmine güvenen Kidd, ilk 13 sezonunda 14,5 sayı ortalaması yakaladı. Bu süreçte %33,3 ile üçlük attı.
Sonraki altı sezonda ise saha içi liderliğini üstlendi ve %37,8 ile üçlük attı. O sezonların ikisinde %40’ın üzerine çıktı.
“Bir zamanlar ligin en iyi hızlı hücum oyuncusuyken Kidd, muazzam bir sabit şutöre dönüştü” diyordu Mike Prada 2011’de. “Bir zamanlar yavaşlamadığı için adına yakıştırmalar yapılan Kidd, artık %40 ile üçlük atıyor. Bir zamanlar geçiş hücumundaki açıları biliyordu, şimdi yarı sahanın tüm açılarını biliyor.”
O uyum, Kidd’in kariyerini uzattı ve 19 sezonun sonunda tarihin en çok sayı atan 87., en çok üçlük atan 10., en çok top çalan ve asist yapan ikinci oyuncusuydu.
6. John Stockton
Maç başına istatistikleri: 13.1 sayı, 10.5 asist, 2.7 ribaund, 2.2 top çalma
75 pozisyon başına istatistikleri: 15.7 sayı, 12.6 asist, 3.2 ribaund, 2.6 top çalma
İlişkili doğru şut yüzdesi: +7.6
Net verimlilik değişimi: Yok
Artı-eksi verimliliği: +3.5
48 dakika başına galibiyet katkısı: .209
John Stockton, Kidd’den daha fazla asist yapan ve top çalan tek oyuncu ve Kidd, onun istatistiklerine yakın bile değil.
Stockton’ın 15.806 asisti ile Kidd’in 12.091 asisti arasındaki fark ile Kidd ile 11. sıradaki Alvin Robertson arasındaki fark neredeyse aynı.
Ayrıca o asistlere bakarsak, hayır, çok anlatıldığı gibi skorer oyuncuya verilen pasın “armut piş, ağzıma düş” şeklinde asistleri değildi.
“‘Asla’ demeyi sevmem ama bunu kimse yakalayamaz” diyordu CP3, Stockton’ın asist rekoru ile ilgili. “Utah’ta istatistikleri kim tuttu hiç bilmiyorum.”
Kariyeri boyunca Paul, iç sahada oynadığı maçlarda 0,8 asist daha fazla yaptı. Stockton’ın iç saha ve deplasman maçlarındaki farkla bire bir aynı bu sayı.
Stockton’ın gerçek dışı asist toplamı, eşsiz sürekliliği ve pick-and-roll konusunda doğuştan gelen yeteneğinin bir sonucu.
“Geleceğin basketbolcularına pick-and-roll öğretmek istiyorsanız” diyordu Angel Diaz “Stockton ve Karl Malone’un videosunu koyun ve yolunuza bakın.”