by Martin Rickman / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 9 Ekim 2019 tarihinde Uproxx‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Hava durumunda bütün gün yağmur gözükse de Cedi Osman, All-Star Cumartesi gününde şehri keşfetme fikrine kapılmıştı bir kere… Birer bira içmek, mangal yapmak ya da NoDa’daki Abari’de oyun oynamak yerine Osman, şehir turları atma niyetinde. Rising Stars maçında Dünya Takımı’nda oynadığı yoğun bir Cuma günü geçiren dönemin 23 yaşındaki ismi, Uptown Le Meridien’deki oyuncu salonunda sessizliğin tadını çıkarıyor.
Osman, önceki akşam kaçırdığı bir partiden gelen bir hediye paketini kabul edip Instagram için bir video kaydediyor ancak hiç isteksiz gözükmüyor. En azından şimdilik… Fırsatları oldukları gibi karşılayan Osman, en iyi oyuncuların etrafında olmanın büyüsünü hâlâ yaşıyor ama istendiğinde onları savunmaya da hazır. Osman utangaç değil. Utangaç olmadığı kadar da meraklı. Bazen sahada mod değiştiriyor ve NBA2K’de oyuncu yaratma özelliğinde olduğu gibi, agresifliği ile çok yönlü ve seçmeli bir yetenek havuzu sunuyor.
Bunların çoğunu 2018 sezonu öncesi LeBron’ın yaz çalışmalarına katılarak kazandı. James, yaz döneminde UCLA’da antrenman yaparak başladı Los Angeles’taki yeni serüvenine. Orada Kawhi Leonard, Kevin Durant, kendisi ve IT filminin ikincisine gitmeye kalksa kimliği kolayca sorulabilecek genç Türk isim vardı.
“Dünyanın en iyi üç oyuncusu onlar ve onlarla çalışma fırsatım oldu” diyor Osman. “Bu fırsat için gerçekten müteşekkir oldum.”
Osman için o deneyim heyecanlı ve biraz şaşırtıcı olmuş. Ayrıca Osman’ın James ile Cavaliers‘taki tek sezonunda geliştirdiği ilişkinin ve James’in saha içi ve saha dışında kendisine duyduğu güvenin de bir kanıtı olmuş o çalışma. Cavs taraftarı, Kral gittikten sonra bile o çalışma sayesinde heyecanlanacak bir şey buldu.
“Hiçbir zaman LeBron sert bir takım arkadaşı gibi gelmedi bana” diyor Osman. “Birçok kişi sizi izliyor, dünyanın en iyi oyuncusu ile birlikte oynuyorsunuz. Bu normal. Bunlar olacak. Sizden istedikleri zaman şutları sokuyorsanız o zaten sizi iyi gösterecektir. Sizi doğru konuma getiriyor, ne zaman boşsanız sizi buluyor. Sadece şutu atmaya hazır olmalısınız çünkü ne zaman pas atacağını asla bilemiyorsunuz zira her şeyi görüyor. Ben her zaman bana pas vermesine hazırdım. Ancak onun şutları sokup sokmadığım konusunu önemsediğini sanmıyorum. Yalnızca iyi oynamamı önemsiyordu. Benimle ilgili bunu seviyordu. O şansı böyle kazandım.”
Kendisini kanıtlamak isteyen bakış açısı, geçen sezon sahaya çıktığında gözüküyordu. Osman, genelde kendisini rakibin en iyi oyuncusu ile eşleşmek ile görevlendiriyordu ve bu da bazen kısa forvet olarak Leonard ve Durant gibi oyuncularla eşleşmesini gerektiriyordu. Çaylak sezonunda 11 dakika ortalama süre alan ve final serisinde sahaya çıkmamış bir oyuncudan fazla şey istemek oluyor bu…
Ancak kendisine, takım arkadaşlarına veya başka bir şeye inanmak, Osman’ın DNA’sında var. Dünyanın en iyi oyuncularıyla karşılaştığında bile Osman, fırsat kolluyor.
“Hiç korkmadım” diyor Osman. “Bence bunun karşılığını aldım.”
Osman’ın Cavs yolu da All-Star hafta sonunda yağmurlu bir günde şehir keşfetmeyi istemek kadar sıradışı olmuş. Basketbola altı yaşında başlayan ve altı yıl sonra Anadolu Efes‘in genç takımına katılan Osman, kısa bir süre Pertevniyal’de kiralık olmasının dışında kulüpte sürekli basamakları tırmanmış.
Hâlâ 10’lu yaşlarındayken Osman, yurtdışındaki basketbolu deneyimlemiş ve bu deneyimden daha da iyi bir şekilde çıkmış. FIBA Europe 16, 18 ve 20 yaş altı turnuvalarında değerli tecrübeler kazanan Osman, U20 turnuvasında MVP ödülünü ve altın madalyayı ülkesine kazandırdı. Ondan kısa bir süre sonra Osman, 2015 NBA Draftı’nda Minnesota Timberwolves tarafından ikinci tur ilk sıradan seçildi. Tyus Jones takasının parçası olarak hakları Cavs‘e gönderilirken o da 2017-2018 sezonunda ilk kez Birleşik Devletler’e geliyordu…
Avrupa’da kariyer basamaklarını tırmanan Osman’ın oyuna bakış açısı ve NBA’deki hayata yaklaşımı konusunda o yıllar yardımcı olmuş. Hiçbir şey değilse bile Osman, profesyonel hayatın mücadelesine uyum sağlamakta zorlanan kolej yıldızlarına oranla geçiş hücumları ve alacağı sürenin garanti olmadığı konusunda uyumunun daha kolay olduğunu söylüyor. Osman’a göre, özellikle de çaylak yılında süre almadığı veya bir maça ilk 5’te başlarken ertesi maçta koç kararıyla süre almasa da moralinin bozulmamasını bunlar sağlamış.
“Her zaman antrenman var. Kendi maçlarınızdan sonra ertesi gün maç kasedinizle saat beşte çalışıyorsunuz” diyor Osman. “Yani kolay değil. Bu yüzden bence lige gelen kolej oyuncuları, yabancı bir oyuncu için burada olmanın ne olduğunu fark etmiyorlar. Çünkü şu an Avrupa’da olsalar o kadar kolay olmadığı konusunda sizi temin ederim. Size yardımcı oluyorlar, neye ihtiyacınız olursa yardım ediyorlar ama kendi başınızasınız. Koçlar üzerinize geliyor. Burada durum farklı ama orada koçlar üzerinize gelip ona bir şey söylerseniz size bağırıyorlar. Sizi yedek bırakıyorlar. Oynamıyorsunuz. Kim olduğunuz umurlarında değil. Sadece tevazu gösterip ne olursa olsun oynamalısınız.”