ABD Basınının Gözünden: Lider, Mücadeleci ve Özverili Cedi Osman!

16/Eki/19 10:30 Ekim 16, 2019

Mehmet Bahadır Akgün

16/Eki/19 10:30

Eurohoops.net

ABD basını Cleveland Cavaliers’taki temsilcimiz Cedi Osman’ı anlattı…

by Martin Rickman / Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 9 Ekim 2019 tarihinde Uproxx‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Hava durumunda bütün gün yağmur gözükse de Cedi Osman, All-Star Cumartesi gününde şehri keşfetme fikrine kapılmıştı bir kere… Birer bira içmek, mangal yapmak ya da NoDa’daki Abari’de oyun oynamak yerine Osman, şehir turları atma niyetinde. Rising Stars maçında Dünya Takımı’nda oynadığı yoğun bir Cuma günü geçiren dönemin 23 yaşındaki ismi, Uptown Le Meridien’deki oyuncu salonunda sessizliğin tadını çıkarıyor.

Osman, önceki akşam kaçırdığı bir partiden gelen bir hediye paketini kabul edip Instagram için bir video kaydediyor ancak hiç isteksiz gözükmüyor. En azından şimdilik… Fırsatları oldukları gibi karşılayan Osman, en iyi oyuncuların etrafında olmanın büyüsünü hâlâ yaşıyor ama istendiğinde onları savunmaya da hazır. Osman utangaç değil. Utangaç olmadığı kadar da meraklı. Bazen sahada mod değiştiriyor ve NBA2K’de oyuncu yaratma özelliğinde olduğu gibi, agresifliği ile çok yönlü ve seçmeli bir yetenek havuzu sunuyor.

Bunların çoğunu 2018 sezonu öncesi LeBron’ın yaz çalışmalarına katılarak kazandı. James, yaz döneminde UCLA’da antrenman yaparak başladı Los Angeles’taki yeni serüvenine. Orada Kawhi Leonard, Kevin Durant, kendisi ve IT filminin ikincisine gitmeye kalksa kimliği kolayca sorulabilecek genç Türk isim vardı.

“Dünyanın en iyi üç oyuncusu onlar ve onlarla çalışma fırsatım oldu” diyor Osman. “Bu fırsat için gerçekten müteşekkir oldum.”

Osman için o deneyim heyecanlı ve biraz şaşırtıcı olmuş. Ayrıca Osman’ın James ile Cavaliers‘taki tek sezonunda geliştirdiği ilişkinin ve James’in saha içi ve saha dışında kendisine duyduğu güvenin de bir kanıtı olmuş o çalışma. Cavs taraftarı, Kral gittikten sonra bile o çalışma sayesinde heyecanlanacak bir şey buldu.

“Hiçbir zaman LeBron sert bir takım arkadaşı gibi gelmedi bana” diyor Osman. “Birçok kişi sizi izliyor, dünyanın en iyi oyuncusu ile birlikte oynuyorsunuz. Bu normal. Bunlar olacak. Sizden istedikleri zaman şutları sokuyorsanız o zaten sizi iyi gösterecektir. Sizi doğru konuma getiriyor, ne zaman boşsanız sizi buluyor. Sadece şutu atmaya hazır olmalısınız çünkü ne zaman pas atacağını asla bilemiyorsunuz zira her şeyi görüyor. Ben her zaman bana pas vermesine hazırdım. Ancak onun şutları sokup sokmadığım konusunu önemsediğini sanmıyorum. Yalnızca iyi oynamamı önemsiyordu. Benimle ilgili bunu seviyordu. O şansı böyle kazandım.”

Kendisini kanıtlamak isteyen bakış açısı, geçen sezon sahaya çıktığında gözüküyordu. Osman, genelde kendisini rakibin en iyi oyuncusu ile eşleşmek ile görevlendiriyordu ve bu da bazen kısa forvet olarak Leonard ve Durant gibi oyuncularla eşleşmesini gerektiriyordu. Çaylak sezonunda 11 dakika ortalama süre alan ve final serisinde sahaya çıkmamış bir oyuncudan fazla şey istemek oluyor bu…

Ancak kendisine, takım arkadaşlarına veya başka bir şeye inanmak, Osman’ın DNA’sında var. Dünyanın en iyi oyuncularıyla karşılaştığında bile Osman, fırsat kolluyor.

“Hiç korkmadım” diyor Osman. “Bence bunun karşılığını aldım.”

Osman’ın Cavs yolu da All-Star hafta sonunda yağmurlu bir günde şehir keşfetmeyi istemek kadar sıradışı olmuş. Basketbola altı yaşında başlayan ve altı yıl sonra Anadolu Efes‘in genç takımına katılan Osman, kısa bir süre Pertevniyal’de kiralık olmasının dışında kulüpte sürekli basamakları tırmanmış.

Hâlâ 10’lu yaşlarındayken Osman, yurtdışındaki basketbolu deneyimlemiş ve bu deneyimden daha da iyi bir şekilde çıkmış. FIBA Europe 16, 18 ve 20 yaş altı turnuvalarında değerli tecrübeler kazanan Osman, U20 turnuvasında MVP ödülünü ve altın madalyayı ülkesine kazandırdı. Ondan kısa bir süre sonra Osman, 2015 NBA Draftı’nda Minnesota Timberwolves tarafından ikinci tur ilk sıradan seçildi. Tyus Jones takasının parçası olarak hakları Cavs‘e gönderilirken o da 2017-2018 sezonunda ilk kez Birleşik Devletler’e geliyordu…

Avrupa’da kariyer basamaklarını tırmanan Osman’ın oyuna bakış açısı ve NBA’deki hayata yaklaşımı konusunda o yıllar yardımcı olmuş. Hiçbir şey değilse bile Osman, profesyonel hayatın mücadelesine uyum sağlamakta zorlanan kolej yıldızlarına oranla geçiş hücumları ve alacağı sürenin garanti olmadığı konusunda uyumunun daha kolay olduğunu söylüyor. Osman’a göre, özellikle de çaylak yılında süre almadığı veya bir maça ilk 5’te başlarken ertesi maçta koç kararıyla süre almasa da moralinin bozulmamasını bunlar sağlamış.

“Her zaman antrenman var. Kendi maçlarınızdan sonra ertesi gün maç kasedinizle saat beşte çalışıyorsunuz” diyor Osman. “Yani kolay değil. Bu yüzden bence lige gelen kolej oyuncuları, yabancı bir oyuncu için burada olmanın ne olduğunu fark etmiyorlar. Çünkü şu an Avrupa’da olsalar o kadar kolay olmadığı konusunda sizi temin ederim. Size yardımcı oluyorlar, neye ihtiyacınız olursa yardım ediyorlar ama kendi başınızasınız. Koçlar üzerinize geliyor. Burada durum farklı ama orada koçlar üzerinize gelip ona bir şey söylerseniz size bağırıyorlar. Sizi yedek bırakıyorlar. Oynamıyorsunuz. Kim olduğunuz umurlarında değil. Sadece tevazu gösterip ne olursa olsun oynamalısınız.”

Takım arkadaşı Ante Zizic de bunun ne olduğunu biliyor ve Osman’a katılıyor:

“Avrupa’da 18 yaşına gelince profesyonel sporcu oluyorsunuz. Sonra doğru takımı bulmanız lazım” diyor Zizic. “Profesyonel ligde 18 yaşındaki bir çocuğun kendine yer bulması kolay değil çünkü daha büyük oyuncular, profesyoneller ile oynuyorsunuz. Koç da sonucun önemli olması nedeniyle sizi oyuna almıyor. Doğru yeri bulmak zor. Doğru yeri bulup diğer deneyimli oyunculara karşı oynayabileceğiniz bir tecrübe yaşarsanız inanılmaz oluyor.”

Zizic ve Osman, Zizic Hırvatistan’dan ayrılıp Türkiye’de Darüşşafaka forması giymeye başlayınca karşılıklı da oynadılar. Ortak bağları olan ve Hırvatça konuşabilen ikilinin Cleveland’da dertlerini paylaşıp bir ilişki kurmasını sağlamış bu durum. Zizic de “Her zaman yanındayım. Onun da her zaman yanımda olduğunu biliyorum” diyor.

Zizic, Osman’dan iki yaş küçük ve takım arkadaşında büyük bir potansiyel görüyor ve liderlik vasıflarından övgüyle söz ediyor:

“Geçen sezondan sonra dev bir adım attı. Oyuncu olarak büyüdü. Takımda daha büyük bir rolü oldu ancak bunu hak ediyor. Çok çalışan bir çocuk kendisi. Salona hep ilk o geliyor. Hep daha fazlasını yapmak istiyor. Bence oyun tarzıyla bunu hak ediyor. Özellikle geçen sezon potansiyel gösterdi ve yaz dönemi sonrası takım da ona daha önemli bir rol verme kararı aldı.”

Osman’ın yolculuğu ve bakış açısı, kendisine final oynanan bir sezondan sonra yalnızca 19 galibiyette kalınan bir sezona geçiş yapabilme şansını tanıdı. Şut istatistikleri düşüş gösterse de sayı ortalaması başına 13’e yükseldi ve ortalama 32 dakika süre alırken 4,7 ribaund ve 2,6 asist üretti. Genelde yoktan var etmesi istenen Osman’ın pota çevresindeki bitiriciliği de zaman zaman arandı.

Bu durum bir başka yaz dönemi, yeni koç John Beilein ve gerek oyuncuların iyileşmesi gerekse 2019 Draftı’nda gelen oyuncular ile daha iyi çok yönlü bir kadro sayesinde daha da gelişmeli.

Atılacak daha az şut ve yapılacak daha fazla iş olacak ancak Osman da bu anlarda parlıyor zaten. O, boşlukları dolduran bir oyuncu. Ekstra bir pas yapacak, boş bir şut atacak, rakibini kovalayıp blok yapmaya çalışacak ya da role girmeden harika bir smaç yapacak. Hiçbiri olmasa, Garland gibi bir oyuncu için mükemmel bir tamamlayıcı parça: İmdat çekici olarak, ihtiyaç duyulduğunda çaylak oyuncunun üzerindeki baskıyı azaltabilir ve Garland (ya da Collin Sexton, Kevin Love veya takımın birincil skorerlerinden kim fazla sayı atıyorsa) onun skor gecesinde arka planda kalabilir.

Bu durumun doğrudan galibiyet getirmesi hâline daha var ancak Cavs bu sezon biraz daha izlenebilir olacaksa daha fazla basketbolsever The First Cedi’nin sunacağı şeyleri görme fırsatı bulacak.

Osman’ın Şubat ayındaki Rising Stars maçı için özel ayakkabıları vardı. Kobe AD Exodus’un üzerinde hem Makedonya hem de Türkiye bayrakları vardı ve bunlara ek olarak Star Wars yazı tipiyle taraftarların kendisine verdiği “First Cedi” lakabı da ayakkabılara işlenmişti. O lakap üzerinde kaldı ve Cedi de bundan fazlasıyla memnun. O lakap sayesinde Cedi vs. Jedi sohbetleri ve yükseklerde yapılan kutlamaların da ötesine geçildi.

Cleveland’da evinde olduğu zaman sıkça Netflix kullanan Osman, çok sayıda belgesel izliyor. Ancak diğerleri gerçek suç ya da siyaset veya yiyecekler ile ilgileniyorken Cedi, biraz daha göklerle ilgileniyor.

“Genelde uzaylılar ile ilgili programları seviyorum” diyor Osman, “biraz da onlara inandığım için.”

Uzaylı inancının takımın geri kalanına yansıyıp yansımadığı konusunda ise Ante pek ikna olmuş gözükmüyor:

“Hayır, hayır. Hiçbir uzaylı ile ilgilenmiyorum” diyor Zizic. “Cedi Netflix’te çok fazla zaman harcıyor. Uzaylılar falan işte. Ama bunlar bana göre değil.”

Belki başka bir gezegende falan bir Cedi daha vardır ve bulunmayı bekliyordu ancak o zamana kadar Osman, First Cedi olmaktan ötürü memnun olacak. Cavs taraftarı da bu takımın playofflara geçen yıl kadar uzak olmamasını umuyor.

Eğer durum bu olursa bunun sebebi muhtemelen Osman’ın tüm basketbol kariyerindeki rolünü oynaması, kendisini zorlaması ve bu süreçte daha iyiye gitmesi olacak.

“Benim için her şey sayı atmak değil” diyor Osman. “Bence sayı atmak dışında yapabildiğiniz şeyler daha önemli. Savunma yapabiliyor musunuz? Pas verebiliyor musunuz? Bence ben harika bir skorer değilim, en iyi özelliğim bu değil. Ancak skor üretebiliyorum. Benim için önemli olan bunun yanında ne yapabildiğim. Pas veriyor muyum? Ribaund alıyor muyum? Savunma yapıyor muyum? Birçok şeyi yapmayı seviyorum. Tek bir şeyi değil, birçok şeyi.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!