Bir Yaz Gecesi Rüyası: Anthony Davis, LeBron James ve Lakers

21/Eki/19 22:33 Ekim 21, 2019

Mehmet Bahadır Akgün

21/Eki/19 22:33

Eurohoops.net

Anthony Davis ve hareketli yaz ayları…

by Dave McMenamin / Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 8 Ekim 2019 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Anthony Davis için sakin bir yaz akşamı olacaktı aslında…

Dedikodu kazanı kaynarken o kaçışı Keanu Reeves’te bulmuştu: John Wick: Chapter 3 – Parabellum’da kötü adamların pataklanışını izleyecek alelade bir sinemasever olacaktı…

Film bitince Davis de hesabı ödedi. (Siparişinizin koltuğunuza geldiği lüks sinemalardan biriydi.) Sinemanın karanlığında kredi kartını cüzdanına, cüzdanını da çantasına koydu.

Ertesi sabah Davis, Thousand Oaks, California yakınlarındaki evinden ayrıldı ve bir benzin istasyonunda durdu. Ödeme yapmak için dikilirken karnına John Wick’in döner tekmelerinden birini yemiş gibi hissetti: Cüzdanı yoktu.

“Sinemada kalmış olmalı” diye düşündü. Sinemaya aradı ve yönetici ile konuşmak istedi.

“Hayır, hayır cüzdanınız burada değil” dendi.

Davis ve iki arkadaşı yine de yılmadan sinemaya gittiler, neler yaptığını hatırlamaya çalıştılar. Bir kez daha cüzdanın bulunup bulunmadığını sordular. Bulunmamıştı.

Sinemayı aradılar, koltuğuna baktılar… Hiçbir şey yoktu.

Ertesi gün telefonla aradı. Cüzdan yok.

Ondan sonraki gün aradı. Hâlâ cüzdan yok.

Bir gün daha geçti ve Davis, bu kez Seth Rogen ile Charlize Theron’un oynadığı komedi filmi Long Shot’ı izlemek için sinemaya gittik. Umudu yoktu ama son bir kez daha cüzdanını sordu. Yoktu.

Hem Illinois eyaleti kimliği hem de ehliyeti gitmişti. Sağlık sigortası kartını ayarladı ve yeni kartlar çıkarttırmak için kredi kartı şirketleriyle de görüşmeye geçti. Geriye cüzdan meselesinin kendisi kalmıştı. Davis, siyah-mavi Goyard cüzdanını bir daha görmeyeceğini düşündü. Onun yerine tamamen siyah, Louis Vuitton marka cep boy bir cüzdan aldı.

Rahatlamak için sinemaya gittiğinde aklında bu yoktu Davis’in. Ayrıca Ocak ayındaki takas talebini herkesin duymasından ve sezonunu değiştirmesinden beri hiçbir şey planlandığı gibi gitmemişti ki zaten…

Nisan ayının ortasında New Orleans Pelicans, Cleveland Cavaliers‘ın eski genel menajeri David Griffin’i basketbol operasyonları başkan yardımcısı olarak göreve getirip yönetim kademesini değiştirdiğinde Griffin, bir çıkmazı da devralıyordu: Ya Davis’in hâli hazırda bulunan takas talebini yerine getirecekti ya da yeni bir yüz olarak arayı yapmaya çalışıp büyük ihtimalle yaşanacak ayrılığı bir sonraki sezona devretme riskini alacaktı.

Konunun iki ayrı yüzü vardı: İlk engel, Pelicans‘ın sahibi Gayle Benson’ın Los Angeles konusundaki limoni tavrıydı: AD’nin ilk takas talebi sonrası Davis’in takımdaki son sezonunun geldiği noktaya ilişkin geçmek bilmeyen bir horgörü hâli vardı.

“Elbette o süreç Şubat ayında başladı” diyordu Los Angeles Lakers genel menajeri Rob Pelinka. “Ancak bence o dönemde takası yapmak istememeleri nedeniyle bir anlaşma olmaması gizli saklı bir konu değil. Bu artık bir olgu sayılır.”

Peki ya ikinci sorun? Her şeye rağmen Lakers, Pelicans’ın en uygun -belki de tek- seçeneğiydi.

“Göreve geldiğimde gizli bir huzursuzluk hâli vardı, belki de konunun ele alınış şekli yüzünden…” diyordu Griffin. “En iyi ihtimalle bile en iyi paketi bu takımın vereceği çünkü AD’nin kalmak istediği tek takımın o olduğu konusunda konuştuk.”

Oyuncusunun adına görüşmeleri yapan Rich Paul’un bir tek Pelicans adına karar vermediği kalmıştı. Takasla ilgilenen diğer takımlara -başka bir deyişle dev ismi uzun zamandır isteyen Boston Celtics‘e- Davis’in o takımlardan birine takaslanması durumunda 2020 yazında serbest oyuncu olarak ayrılacağı mesajını vermişti.

“Bir genel menajeri, bir oyuncu uğrunda takımdan bir şeyler verip sonra o oyuncunun ayrıldığı bir konuma sokmak en son isteyeceğiniz şey” diyor Paul. “Bu şekilde iş yapamazsınız. Dolayısıyla bu konuşmayı yapmak zor değil.

Bence Danny Ainge ben bunu söyledikten sonra denemekten vazgeçmedi de zaten. Sadece istediği anlaşmayı yapamadı. O genç oyuncularını bırakmak istemiyordu, ben de bu konuda onu suçlamıyorum. Ben de diğer oyuncu benimle sözleşme imzalamayacaksa kendi oyuncularımı bırakmazdım.”

Dell Demps’in yerine göreve getirildiğinde Paul ile ilişkisinden muhtemelen yararlanacak olan Griffin de ünlü menajerin ısrarcılığına hayran.

“Rich, Lakers dışında rekabeti ortadan kaldırırken o kadar etkili iş çıkardı ki biz de en iyi teklifin onlardan geleceği hissiyatıyla kaldık. ‘Eğer X-Y ve Z’yi alırsak takası yapmak lazım’ demeye başladık” diyor Griffin.

Ancak Pelicans, AD ile yollarını ayıracaksa bu X-Y ve Z’den ibaret olmayacaktı. Tüm alfabeyi istiyorlardı.

14 Mayıs günü bu şansı buldular.

Draft lotaryasının sonuçları, yeni takas görüşmeleri için zemini hazırlıyordu. Lakers, yalnızca %9,4’lük şansına rağmen dördüncü sıradan seçim yapma hakkı kazanmıştı. Pelicans ise %6’lık piyangoyu vurmuş ve ilk sıradan seçim yaparak Duke’tan Zion Williamson’a gözünü dikmişti.

“Davis iki yere gitmek istiyordu: New York veya L.A.” diyor Paul. “Draft lotaryası sonrası her şeyi daha açıkça gördüm. Pelicans’ın ilk sıra hakkına sahip olması, Anthony Davis kaybının yumuşayacağını anlamamı sağladı çünkü organizasyon yine bir ivme yakalayacaktı.

Artık nereye gideceği kimin gelip en iyi teklifi vereceğine bağlıydı.

Lakers; dördüncü sıra hakkı, Lonzo Ball, Brandon Ingram ve Josh Hart’ın yanı sıra 9-30. sıra arası korumalı 2021 ilk tur draft hakkı (2022’de bu hak sınırsız olacak), 2023 ilk tur draft hakkı değişimi ve 2025’e erteleme hakkının da olduğu 2024 ilk tur draft hakkı ile yollarını ayırdı.

“Tüm bu süreç boyunca dördüncü sıra hakkının değerini biçmeye çalışıyorduk” diyor Griffin.

Birçok uzman, Williamson, Ja Morant ve RJ Barrett sonrası dördüncü sıra hakkının sert bir düşüş olacağı görüşündeydi. Eğer bir oyuncunun bu gruba ait olduğunu düşünen başka bir takım yoksa dördüncü sıra hakkı, örneğin, 10. sıra hakkından çok da değerli değildi. Yalnızca çaylak kontrat sıralaması nedeniyle daha pahalı bir haktı.

Pelicans‘ın Lakers ile takası gerçekleştirmesi hâlinde olası takas fırsatlarını değerlendiren Griffin, neticede Atlanta Hawks‘ın ilgisini fark etti. Nihayetinde Hawks, Pelicans‘a 2019 NBA Draftı’nın 8, 17 ve 35. sıra draft hakları ile fazlasıyla korumalı 2020 ilk tur draft hakkını verirken dördüncü sıra hakkını alıp Virginia’dan De’Andre Hunter’ı seçti.

“NBA’deki takasların çoğu ip üstünde yürütülüyor. Sıradan taraftarlar bence her şeyin ne kadar bıçak sırtı olduğunu, bir anlaşmanın hem gerçekleşmeye hem de gerçekleşmemeye aynı anda çok yakın olduğunu, anlaştınız sanıyorken her şeye baştan başladığınızı bilmiyor” diyor Pelinka.

“Takas gerçekleştiği gün bu işin asla olmayacağını düşündüğümüz, aşılmaz gözüken engeller olduğunu düşündüm.”

Kyrie Irving’in takas talebinden günler önce Cavs ile yollarını ayıran Griffin de kendisi olsa o süreci nasıl yönetirdi diye uzun uzun düşünüp taşınmıştı. Artık Davis takasında sürücü koltuğunda o oturuyordu ve kozlarını iyi kullanarak iyi bir anlaşma yapma konusunda kararlıydı.

“Tam olarak takasın gerçekleştiği gün” diyor Pelinka “artık bir daha görüşmeyeceğimizi düşündüğüm noktalar oldu.”

Ancak Lakers, bu işin peşini bırakmak için çok fazla yatırım yapmıştı ve Pelinka’ya göre bunu LeBron James’e borçlulardı.

“LeBron’ın önem seviyesinde bir oyuncu, bir organizasyona güvenini koyunca” diyor Pelinka “Dolaylı olarak karşılıklı bir güven doğuyor ve ‘Daha fazla şampiyonluk alabileceğin bir ortam sağlayacağız sana çünkü senin olayın bu’ deniyor.”

2015 yılında NBA seyyahı pivot Kendrick Perkins, New Orleans’a gitti ve orada Davis ile birlikte bir sezon oynadı. Deplasmanlarda yemeklerini paylaşan ikilinin yemek konuşmaları sırasında konu genelde Perkins’in gençlik zamanlarında AAU’da birlikte oynadığı James’e geliyormuş. İkili ayrıca James’in Cavs‘deki ikinci döneminde Cleveland’da da takım arkadaşıydı. O yemekler sırasında Perkins, James’in konsantrasyonu ve hazırlığı ile ilgili hayranlığını abartılı bir şekilde dile getiriyormuş.

“Ona Bron’dan övünerek bahsederdim” diyor Perkins. “Bana sormasına bile gerek yoktu. Genelde ben konuşuyordum.”

2018 yazında Davis’in yeni bir menajer arıyor olabileceği duyulduğunda Davis’i Klutch Sports ile tanıştıran da Perkins olmuş.

“Bunun AD için en iyi şey olduğunu düşündüm” diyor Perkins. “Böyle bir büyüklüğün etrafında olması gerektiğini düşündüm.”

Paul, Davis’in tek kaşının altındaki yıldızı gördü ve uzun forvetin ligde tek seferlik bir playoff ikinci turunun çok ötesinde başaracaklarının olduğunu biliyordu.

“Gelmiş geçmiş en yetenekli oyunculardan biri” diyor Paul. “2,08 metre, üçlük atıyor, blok yapıyor. Bence basketbolun en iyi uzun pasörlerinden biri. Bence onu Giannis Antetokounmpo’dan ayıran şey bu.

Eğer Anthony Davis’i geçen seneki Bucks takımına koyarsanız final oynar o takım. Takımdakileri nasıl daha iyi yapacağını biliyor. Giannis’e sallamak değil bu, sadece böyle düşünüyorum.”

Yeni bir süper yıldız ikiliyi doğuracak üç takımlı takası doğuran kutlu, üç takımlı toplantının ardından James ve Davis, ikiliyi üçlü yapma hayalini paylaştılar. Temmuz ayında serbest oyuncu piyasası açılınca Kawhi Leonard, su götürmez bir şekilde piyasanın en iyi serbest oyuncusuydu.

The King ve The Brow, gözlerini The Claw’a dikmişlerdi…

Davis, Leonard ile serbest oyuncu piyasasının ilk beş gününde telefonda konuştuğunu söylüyor. Hararetli bir flörtten ziyade müdahil olmaktan rahatlık duyduğu bir görüşme olmuş.

“Kawhi’ı çok da öyle tanımıyorum. Kimsenin Kawhi’ı çok da öyle tanıdığını düşünmüyorum ama tabii ki umutluyduk” diyor Davis. “Kesinlikle onu alma şansımız olduğunu düşünüyordum. Pazarlık eden adam olmayacağım. Özellikle de o gelip basının ilgisini ve insanların ona baskı yapmasını sevmediğini söylemişken…

Ancak bence hepimizin gerçekten Kawhi’ı almaya çok ama çok yakın olduğumuzu düşündüğümüz bir an vardı.”

Öyle yakınlardı ki Davis ve James, belki de tarihin en iyi Büyük Üçlüsü ile Lakers‘ın nasıl görüneceğini düşünmeye başlamışlardı.

“Bence mesele hep Büyük Üçlü meselesiydi” diyor Davis. “Konuşurken ‘Kawhi’ı alıyoruz dostum, bunu yapabiliriz. Böyle böyle yapabiliriz, şunları yaparız’ diyorduk.”

Ancak 6 Temmuz günü Leonard açıklamasını yaptı: Son Final MVP’si, Toronto Raptors‘tan Lakers için değil Staples Center’ın diğer sakini LA Clippers için ayrılacaktı. Davis de aklındaki düşünceleri hemen değiştirmiş.

“‘Dur bir dakika’ dedim” diyor Davis, “‘Elimizde hâlâ LeBron ve Anthony Davis var. Haydi yapalım şu işi!'”

lebron james anthony davis lakers

Davis, Lakers ile imzaladığı andan itibaren kendisini sürekli yeni genel menajeriyle takıma katılması olası yeni oyunculara ilişkin kararları konuşurken bulmuş. New Orleans’ta da büyük hamlelerde kendisine danışıldığını ama asla küçük ayrıntılara bulaşmadığını söyleyen Davis’in buna alışması biraz zaman almış.

“Sürekli telefonda ‘Bu ya da şu oyuncu hakkında ne düşünüyorsun?’ konuşmaları yapıyorduk” diyor Davis. “Rob neredeyse sevgilisini ‘stalk’layan kız gibiydi. Menajerlik yapmıştı, dolayısıyla iki tarafı da biliyor. İşlerin yolunda gitmesi için oyuncuların da dahil olması gerektiğini biliyor. LeBron ve benim mümkün olduğunca işin içinde olduğumuzdan emin olmaya çalıştı. Serbest oyuncu piyasasında her kararla ilgili bir mesaj aldım ya da telefonla arandım. İki dakikalığına bile olsa ‘Bak, bunlar oluyor. Ne düşünüyorsun? Tamam, sorun yok’ dendi.

Her karar… Hiç bu kadar işin içinde olmamıştım. Oyuncu kim olursa olsun Rob emin olmak istiyordu. Her konuda. Çok acayipti. Bir ara artık ‘Tamam Rob, beni aramayı bırak’ noktasına geldi olay.”

Süper yıldızlara ortak gibi davranmanın yönetimlerin oyuncuların güçlendiği dönemde benimsemesi gereken bir bakış açısı olduğunu söyleyen Pelinka da bu yaklaşımın kendi yaklaşımı olduğunun tamamen farkında. Takastan bu yana James ve Davis ile yüzlerce üçlü konuşma yapmış.

Böylesi bir işbirliği elbette bugün için çok cazip ancak daha sonra olası bir kaçış için de uygun bir bulvar. Örneğin kadro mimarlığı konusunda James de dahil olmak üzere organizasyondaki diğer kişilerle farklı zamanlarda şüphesiz görüşmeler yapmış olsa da Magic Johnson, Lakers‘ın geçen sezonki oyun kurucuları şutörlerin önüne koyarak yanlış planlanmış kadrosunun mimarı olmakla suçlanıyordu.

Yine de dikkatle inceleniyor olmanın Lakers ailesinin üyesi olmanın bir parçası olduğunu düşünüyor Davis. Hatta bu durum hoşuna da gidiyor.

“New Orleans’ta yaptığım, insanların gördüğü ve duyduğu bir sürü şeyi düşünüyorum. Yine de insanlar diyordu ki ‘Tamam da New Orleans’tı…’ Bence asıl mesele ‘Tamamdır, büyük sahnede neler yapabileceğini görelim. Elbette playofflar yine playofflar ama ulusal kanalda 35 maça çıkınca ne yapacağını görelim’ diyorlar” diyor Davis.

“New Orleans’ta kimse beni maç için uyandırmıyordu. Herkes ‘Pekala, Lakers’ı yenersek bir şey başarmış oluruz’ havasındaydı. Pelicans‘ta maç kaybedince insanlar ‘Olsun, kimse kazanmalarını beklemiyordu’ falan diyordu. Şimdi her maç kendinizi göstermelisiniz. Bunu yapmazsanız ertesi gün eleştiri yazılarında sizin adınız çıkar.”

Boş zamanında James’in kendisini yeterince maç kasedi izlemek yerine Madden oynayarak kafa dağıtması nedeniyle eleştirdiğini belirten şatafattan uzak Davis için bu, isteyerek kabul ettiği bir baskı.

“Bence ilk kez buna sahip olmak keyifli olacak” diyor. “İple çekiyorum. Dünyaya ‘Tamamdır, New Orleans’taki yedi sezon tesadüf değildi’ demek için.”

Tags NBA