by M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 4 Eylül 2019 tarihinde Clutch Points‘te yayınlanan videodan esinlenerek üretilmiştir.
San Antonio Spurs‘ün 24 Mart 2012 günü Philadelphia 76ers ile oynadığı maçta Tim Duncan, süre almamış ve resmi istatistik kağıdında “Oynamadı – Yaşlı” şeklinde gerekçe gösterilmişti.
Peki ya bir oyuncunun “Oynamadı – Şişman” şeklinde gerekçe gösterilerek oynamadığını hayal edebiliyor musunuz?
Aslında öyle bir oyuncu vardı ve kilo sorunu o kadar kontrolden çıkmıştı ki “çok şişman” olduğu gerekçesiyle bütün sezonu kaçırmıştı.
Eddy Curry ve Oliver Miller, kariyerlerinin bir noktasında 180 kilogram sınırını aşmalarıyla bilinen isimler. Charles Barkley de draft öncesi bir genel menajere “Formum iyi. Şişmanlık da bir form” demişti. 2019 Draftı öncesi Zion Williamson, Boban Marjanovic dışındaki tüm NBA oyuncularından daha kiloluydu. Ancak bunların hiçbiri John “Hot Plate” Williams seviyesine çıkamadı.
Basamaklar Eddy Curry, Oliver Miller, Zion Williamson, Boban Marjanovic ve John “Hot Plate” Williams şeklinde devam ediyor. (John “Hot Rod” Williams ile karıştırmayın. Onu da ünlü besteci John “Star Wars” Williams ile karıştırmayın tabii.)
Hot Plate, ilk olarak 1984 yılında kendisini göstermişti. O dönemde kolejde ilk yılını geçiren Williams’a oyuncuyu koleje getirme sürecinde yaşanan skandalın ardından “Louisana Purchase” lakabı takılmıştı.
O dönemde ülkenin en iyi lise oyuncusu olduğu bile konuşulan Hot Plate, Kareem Abdul-Jabbar’dan bu yana üst üste iki şampiyonluk yaşayan ilk oyuncu olmakla kalmamış aynı zamanda bir de ülke genelinde MVP ödülü kazanmıştı.
Adını hiç duymadığı LSU ile anlaştığında birçokları bu anlaşmaya çok şaşırmıştı.
Bunun üzerine o dönemde adı zaten skandallar ile anılan Tigers, Williams’ın okula gitmesi için kendisine ciddi ölçüde para verildiği iddiasıyla bir kez daha sarsılmıştı. 150.000 dolarlık paralar konuşuluyordu ancak endişelenmeyin, bu aslında gerçekleşmedi. Ancak bunun sebebi o parada anlaşmamış olmaları değil, parayı ödememi olmaları…
Hot Plate’in annesi “Hepsi yalancılar” diyordu. “LSU bana 150.000 dolar ve Cadillac sözü verdi ama bunları vermiyorlar. Bana iş verdiler ama sonra gerçekten işe gitmemi istediler.”
İki yıllık Final Four deneyimi sonrası NBA zamanı gelmişti. Williams umut vaat ediyordu ancak “Hot Plate” (Sıcak Tabak) lakabını çok çabuk kazandı. “Hot Lunch” (Sıcak Yemek), “Meals On Wheels” (Ayakta Yemek), “I’ll Take Seconds” (Hemen Yerim” gibi lakaplar da kendisine yakıştırıldı. Ancak “Hot Plate” kalıcı oldu.
Lige 2,03 metre boyunda ve 106 kilogram ağırlığında girdi ancak bu uzun sürmedi. Çaylak sezonunda Washington Bullets’ın antrenman kampına katıldığında çoktan 117 kilograma çıkmıştı. 11 kilogramdan daha fazla aldı bir yazda. Bu, bir anlamda yaşanacakların habercisi oldu.
Oyun tarzı, Paul Millsap’in fiziğine sahip genç bir Andre Iguodala’yı andırıyordu. Bullets benchinden gelerek çok çabuk etki bıraktı ve 9,2 sayı, 4,7 ribaund, 2,4 asist, 1,7 top çalma istatistikleri üretti. Her beş pozisyonu oynayabilen az sayıda oyuncudan biri olduğunu kanıtlayıp genelde forvetten oyun kuran bir isim olarak görev yaptı.
Daha sonra kendisini geliştirip yılın altıncı adamı ödülünün adayları arasına girdi ve hatta altı yıllık bir kontrat alırken takımının en çok kazanan ikinci oyuncusu oldu. Ondan daha çok kazanan tek oyuncu ise Hall of Fame efsanesi Bernard King’di.
Mark Jackson, onun için “Birlikte oynadığım en yetenekli uzun” diyordu. (Hatırlatma: Jackson, Patrick Ewing gibi bir isimle oynamıştı.)
Bir şekilde Williams kilosunu da kontrol altında tutuyordu. Evet, asla sezon öncesi hedeflerine inemiyordu ama 122 kilogramın üzerine de çıkmıyordu. Ta ki sakatlıklara kadar…