by Mandela Namaste / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 24 Ekim 2019 tarihinde BR‘da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Siz de NBA sezonunun ilk haftalarını çok sevmiyor musunuz? Oyuncuların yeni takım arkadaşlarıyla uyum sağlamalarını görmek, çaylakların neler yaptığını izlemek ve hangi takımların gerçekten güçlü olduğunu, hangilerinin hayal kırıklığı yaratacığını görmek için heyecanlı bir dönem.
Elbette 2019-2020 sezonunun ayrıca bir ilgi çekici yanı var zira yıllardır ilk kez Golden State Warriors, şampiyonluğun büyük favorisi değil. Lig, geçmişte olduğu gibi farklı seçeneklere çok açık ve bazı takımların Haziran ayında şampiyon olmak konusunda ciddi şansı var.
Bununla birlikte zirveye oynayan bu takımların hiçbiri, en azından kağıt üzerinde, kusursuz değil ve bu da onları her maç heyecanla takip etmek için geçerli bir sebep. Her birimiz zaaflarını kapatıp kapatamayacaklarını, nasıl kapatabileceklerini ve başarıya ulaşıp ulaşamayacaklarını görmek istiyoruz.
Bir zirve takımının potansiyeline ulaşıp ulaşamayacağına X-faktör oyuncular karar verebiliyor. O takımların şampiyonluk yarışında bile etkili olabiliyorlar. Genelde onlardan parantez içinde söz ediliyor ancak fazlasıyla önemli şeyler.
Gelin NBA’in elit sınıfının x-faktörlerine birlikte bakalım.
Not: Bu yazıda zirveye oynayan takımlar, Caesars Sportbook tarafından 50 galibiyetin üzerine çıkması beklenen takımlar olarak ele alınmıştır.
Denver Nuggets: Jamal Murray
En iyi günlerinde Denver Nuggets, NBA’in en derin rotasyonu gibi gözüküyor. Ancak ligin en yüksek seviyesinde iyi bir benchin anlamı büyük olabilir. En iyi oyuncularınız, en önemli anlarda sahne almalı.
Denver için bu da NBA’in en iyi pivotlarından Nikola Jokic ve onun özel yetenekleri ile combo guard Jamal Murray’e bağlı olmak anlamına geliyor. Jokic, geçen yıl playofflarda yalnızca Oscar Robertson’ın ulaştığı istatistiklere ulaşarak elit olup olmadığı tartışmalarına nokta koydu ancak Murray’e dair hala bazı soru işaretleri var.
Evet, San Antonio Spurs karşısında muazzam bir dördüncü çeyrek oynayıp yağmur gibi sayı yağdırdı ancak Murray’in oyunundaki eksik, bunu üst üste yapmıyor olması. Kariyerinin ilk 17 şutunu kaçıran Murray, geçen sezon playofflarda %33,7 ile üçlük attı.
Spurs karşısında ikinci maçta yaptığı gibi patlamalar fazlasıyla değerli ancak potansiyeline daha çok yaklaşmak için Murray, Kyrie Irving ve Lou Williams gibi mikrodalga skorerleri taklit etmeli. Her ikisi de zaman zaman gölgede kalıyor, ortadan kayboluyor ancak Denver’ın geçen sezonunu bitiren Murray’in 4/18’lik şut performansı gibi de dibi görmüyorlar.
Eğer istikrarsızlığından kurtulursa Nuggets bu kez önemli işler yapabilir.
Houston Rockets: Russell Westbrook
Her yıl All-Star seçilen, gelecekte Hall of Fame’e girecek bir isme x-faktör demek garip ancak Russell Westbrook, gerçekten Houston Rockets‘ta bir x-faktör.
2016-17 sezonu hepimizin aklında. Westbrook, ilk triple-double ortalamasını o yıl yakalamış ve MVP olmuştu. O süreçte de bir sürü basketbolsever olan biteni şaşkınlıkla izlemişti. Her ne kadar playofflarda büyük başarı yakalamamış olsa da NBA’de üç yıl önceki sebebin aynısı nedeniyle seveni ile sevmeyenini en çok ayrıştıran oyunculardan biri olmaya devam ediyor.
Kendine has bir tarzı olan Westbrook, topu herkesten çok kullanıyor ve hücum ritmini bozma pahasına verimsiz orta mesafe şutları atıyor. Hem James Harden gibi topu çok kullanan bir skoreri bulunan hem de orta mesafe şutlarını neredeyse hiç sevmeyen bir takımda olduğu için performansına dair endişelerin olması normal.
Yine de Westbrook ve Harden’ın saha içi ilişkisi sebebiyle iyimser olmak için bazı sebepler var.
Çocukluk arkadaşı olan ikili, AAU’da da takım arkadaşıydı. Westbrook da Harden merkezli hücum için fedakarlık yapmaya hazır gözüküyor ancak eski alışkanlıklar kolay kolay kaybolmuyor ve Westbrook’un alışkanlıkları da derisine işlemiş durumnda. Kevin Durant’in OKC Thunder‘dan ayrılığında da o alışkanlıklar konuşuluyordu… Ki Durant oradan ayrılalı sanki asırlar geçti.
Harden ve Westbrook, Nisan ayında uyumu yakalarsa Houston’ı izlemek keyifli olacak zira muhtemelen zirvenin en büyük adaylarından olacaklar.
Los Angeles Clippers: Sağlık
Clippers‘ta gerek oyun kuracak guardların eksikliği, gerek pivot pozisyonundaki ribaund katkısının eksikliği konularında saha içine dair tartışılacak şeyler var ancak tepeden tırnağa bakacak olursak ligin en iyi ve en tam kadrolarından birine sahipler.
Bununla birlikte takımın en iyi iki oyuncusundan başlayan sakatlıklara dair soru işaretleri, takımın bu sezon kaderini belirleyecek.
Omuz sakatlığından dönmeye çalışan Paul George, sezonun ilk 10 maçına yakın maçı kaçırdı bile. Geçen sezonun sonunda kısmi yırtık ile oynayan George, MVP oylamasında üçüncü seçilen o oyuncuya çok da benzemiyordu.
Kawhi Leonard da zaman zaman oynamama konusunda George’a katılacaktır.
Los Angeles Times’tan Dan Woike’nin haberine göre Clippers‘ın Leonard’ı Toronto Raptors kadar çok dinlendirmesi pek de olası değil ancak Ekim ayının başına kadar tam temaslı antrenmanlarda yer almayan Leonard’ın tam anlamıyla sağlıklı olmadığı düşünülebilir. Clippers yine de eski final MVP’sini tedbirli kullanacaktır.
Patrick Beverley ve Landry Shamet gibi ikincil oyuncuların da önemli sakatlık geçmişleri var ancak iki isim de geçen sezonun tamamında oynadı.
Clippers, playoff döneminde sağlıklı olursa zirvenin favorisi olarak görülecektir ancak “eğer” faktörünü gözardı etmemek lazım. Organizasyon için bu konu ciddi bir endişe kaynağı.