2019-20 NBA: Her Takımın En Büyük Zaafı

20/Kas/19 08:59 Kasım 20, 2019

Mehmet Bahadır Akgün

20/Kas/19 08:59

Eurohoops.net

NBA’de yeni sezonda hangi takımın en büyük zaafı ne?

by Greg Swartz / Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 7 Kasım 2019 tarihinde BR‘da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Kadrosu ne gösterirse göstersin, her NBA takımının bir zaafı var.

Bazen yumuşak bir dış savunma, bazen top kaybından keyif alan bir oyun kurucu, bazen liderlik eksikliği… Aşil topuğu her yerde bulunabiliyor. Ligin en iyi takımlarında bile.

Sezonun yaklaşık %10’u geride kalmışken huzurlarınızda NBA takımlarının şu ana kadar en büyük zaafları…

SAVUNMA

Charlotte Hornets: İç savunma

Hornets, yedi maçta dört galibiyet aldı ancak o kadar kaliteli bir takım değil. Yine de birçoklarının Kemba Walker’ın ayrılığı sonrası beklediğinden çok daha iyi bir takım.

Büyük bir zaaf ise rakiplerinin pota çevresindeki başarısı. Charlotte, maç başına yalnızca 3,4 blok yapıyor ve bu anlamda ligde sondan ikinci. Ayrıca rakip takımlar pota civarında %67,0 ile isabet buluyor. Bu anlamda da sondan dördüncüler.

Houston Rockets: Savunma arzusu

Eric Gordon’ın düşüş gösteren performansı da burada dikkat çekiyor ancak asıl endişe verici kısım, takımın savunmadaki berbat başlangıcı.

PJ Tucker dışında savunmayı pozisyon pozisyon ciddiye alan birini bulmak zor. Berbat bir Washington Wizards karşısında 158 sayı yemek, alarm çanlarını çaldırmış olmalı.

Los Angeles Lakers: LeBron James’ sezon ortası savunma düşüşü

James’in sezonlarının alametifarikası artık biliniyor.

Sezona hem hücumda hem savunmada harika başlıyor, ritmi belirliyor ve takım arkadaşlarını işin içine dahil ediyor. Anthony Davis gibi bir süper yıldız ve yetenekli takım arkadaşları varken bunda sorun olmayacaktır.

Genelde James’in takımları, Noel günü büyük bir maç oynuyor. Konsantrasyon o dönemde hâlâ yüksek oluyor. Noel’den Şubat ayına kadar James’in savunmadaki çabası çok aranıyor…

Bu sezon ortası düşüşü, uzun playoff yolculuğu için şart olabilir ancak aynı zamanda kötü alışkanlıklara da yol açabilir ve etrafındakilerin savunmada hevesi kırılır. Yükselişteki bir Lakers‘ta James’in beklenen çabasızlığına takım arkadaşlarının nasıl reaksiyon göstereceğini göreceğiz.

HÜCUM

Brooklyn Nets: Post-up yapamama

Kevin Durant olmasa da Nets, skor konusunda sıkıntı yaşamıyor.

Beş oyuncu maç başına 14+ sayı ortalaması ile oynuyor ve Irving, 31,7 sayı ortalaması ile başı çekiyor. 27 yaşındaki yıldız, hala en iyi bire bir hücumculardan biri ve etrafında da çok sayıda şutör var.

Peki sorun ne? Takımda geleneksel uzun forvet olmayınca ve DeAndre Jordan ile Jarrett Allen da potaya koşmayı seven pivotlar olunca Nets‘in post-up oynayabilecek bir oyuncusu yok.

Nets, maç başına post-up sayısı (0,3) ortalamasında lig sonuncusu…

Memphis Grizzlies: Üçlük

Çaylak Ja Morant, gerçekten büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösterdi ve 19,5 sayı, 5,5 asist, 1,5 top çalma istatistikleri ve %50,0 üçlük isabet oranı yakaladı.

Dış şutu ortalama üzeri olsa da Grizzlies‘deki diğer oyuncular, üç sayı çizgisinin gerisinde daha sıkıntılı isimler.

Memphis, maç başına 30,2 denemede %26,5 isabet ile lig sonuncusu. Morant ve Solomon Hill dışında kalan oyuncular %23,9 ile üçlük atıyor. Bu şekilde bu performansı sürdürmek mümkün değil.

New York Knicks: Hücum yaratıcılığı

Sezona yedi maçta altı mağlubiyet ile başlayan Knicks, birçok konuda tamamen karmaşa içerisinde. Söz konusu hücum olunca kimin sayı atacağını kimse bilmiyor.

Knicks‘in hücum verimliliği, ligde sondan üçüncü ve çaylak RJ Barrett da 18,3 sayı, %43,4 saha içi isabet oranı ile Knicks’in en iyi skoreri.

Oyun kurucu pozisyonu Elfrid Payton, Dennis Smith Jr. ve Frank Ntilikina arasında her zaman felaket oldu ve takım, ligde en az asist yapan üçüncü takım oldu. Kadro yetenekli olsa da önce pası düşünen tecrübeli bir oyun kurucu takıma sınıf atlatır.

Portland Trail Blazers: Oyun kuruculuk

Damian Lillard ve zaman zaman CJ McCollum dışında şut yaratan kimse yok.

Bu sorumluluk geçen yıl benchte çok büyük oranda Evan Turner’ın omuzlarında oluyordu. Jusuf Nurkic bile bacağı kırılmadan önce pivot pozisyonunda yetenekli bir pasör olarak görev yapıyordu.

Hassan Whiteside’ı almak ribaundlarda katkı sağladı ve üçüncü bir skorer seçeneği doğurdu ancak hücumda kendisi tam bir kara delik: Maç başına 0,7 asist yapıyor. Portland, bulduğu sayıların %42,5’ini asist üzerinden buluyor ve bu anlamda lig sonuncusu. Dahası, Lillard maç başına 7,3 asist yaptığı hâlde durum bu.

Bu takımın ligin en iyi 10 hücum takımından biri olmasının önünde lig sonuncusu oldukları maç başına 17,7 asist ortalaması duruyor.

 

Utah Jazz: Hücum ribaundları

Jazz‘in NBA’in en iyi savunma takımı olduğuna şüphe yok. Donovan Mitchell da üçüncü yılında bir adım ileriye atmış gibi gözüküyor.

Büyük zaafları ne? Hücum ribaundlarında Utah lig sonuncusu ve yalnızca 5,3 hücum ribaundu ortalamaları var. Mücadeleye girilen tüm hücum ribaundlarında Jazz, yalnızca %35,1 oranında başarı sağlayabiliyor ve bu anlamda da sonuncular.

Rudy Gobert ve Ed Davis’in olduğu bir takım için bu istatistikler çok düşük.

 

KADRO YÖNETİMİ

Los Angeles Clippers: Aşırı dinlendirme

Clippers‘ın çok az zaafı var. Paul George dönmeden bile durum bu… Kawhi Leonard’ın MVP seviyesinde oynamasından takımın yan parçalarına Clippers‘ın en büyük rakibi kendisi olabilir.

28 yaşındaki Leonard, daha şimdiden iki maç dinlendi. Bu da George’un omuz sakatlığından hâlâ dönmediği düşünülünce aşırı bir rakam. Leonard gerçekten sakatsa ve dinlenmeye ihtiyacı varsa, tamam. Ancak bunu da Clippers soyunma odasındakiler dışında bilen yok.

Clippers “ya şampiyonluk ya fiyasko” modunda ancak Leonard’ı sıklıkla kenarda oturtmak, playofflarda dördüncü sıranın altına düşmek anlamına gelebilir ve bu durumda da saha avantajına sahip olamazlar.

Miami Heat: Geleneksel olmayan bir oyun kurucu katkısı

Miami alev alev başlamış olsa da tecrübeli guard Goran Dragic’i benchten getirme tercihi, bazı saçma top kullanma istatistiklerine yol açtı.

Heat, maç başına en çok asist yapan üçüncü takım olsa da aynı zamanda en çok top kaybı yapan takım onlar ve asist/top kaybı oranları da bu sebeple ligde 21. sırada.

Jimmy Butler, 7,3 asist ortalamasıyla takımının lideri ancak forvet Justise Winslow (5,8) ve pivot Bam Adebayo (5,2) da top paylaşımı konusunda ellerinden geleni yapıyorlar. Takımda bu top paylaşma kabiliyeti harika olsa da geleneksel bir oyun kurucu kullanmamaları, her takımdan daha fazla top kaybı yapmalarına neden oldu.

Milwaukee Bucks: Malcolm Brogdon yerine Eric Bledsoe’ya maaş verme kararı

Küçük piyasası olan Bucks‘ın geçen yaz serbest kalan kilit oyuncularının tamamını tutabilmesi beklenmiyordu ancak Brogdon yerine Bledsoe’yu seçmek de büyük hataydı.

Bucks, Bledsoe’ya Mart ayında dört yıllık 70 milyon dolar değerinde kontrat verip onu serbest oyuncu piyasasına düşürmedi ve o da Doğu Konferansı finalinde %29,4 ile şut atarken 10,2 sayı ortalaması üretip yanıt verdi. Böylesi bir mali taahhüt, Khris Middleton, Brook Lopez ve George Hill’e verilen kontratlar da düşünülünce Brogdon’ın ayrılığı anlamına geldi.

O da Pacers‘tan dört yıllık 85 milyon dolar değerinde bir kontrat aldı. 26 yaşındaki Brogdon, 22,5 sayı, 5,3 ribaund, 9,7 asist ortalamalarıyla oynuyor. 29 yaşındaki Bledsoe ise şu ana kadar %43,5 ile şut attı ve 13,7 sayı, 4,9 asist ortalamaları yakaladı.

Brogdon’ın ayrılığına göz yummak onların hep yakasında olacak.

Oklahoma City Thunder: Chris Paul, Dennis Schroder için takas ortağı bulmamak

Organizasyonun yeni oyun kurucusu Shai Gilgeous-Alexander, beklenenden daha iyi bir performansla 21,8 sayı ortalaması yakaladı ve bu anlamda takım lideri oldu. Ayrıca %46,1 ile şut atarken 7,2 ribaund ve 3,3 asist istatistikleri üretti.

Haklı olarak Thunder‘ın top kullanma konusunda lider oyuncusu olsa da Schroder ve Paul da onun elinden topu çok sık alıyorlar.

Belki playofflara kalmaktan daha da önemlisi Paul ve Schroder için takas ortağı bularak hem gelecekte maaş bütçesinde yer açmak hem de hünerli 21 yaşındaki guardın rolünü artırmak.

KADRO YÖNETİMİ, II. KISIM

Orlando Magic: Dengesiz kadro

Magic’in uzun forvet veya pivot oynayabilecek beş oyuncusu var ve oyun kurucu oynayabilecek belki de hiç oyuncusu yok.

Nikola Vucevic, ligin en iyi pivotları arasında ancak onun yanına Aaron Gordon ve Jonathan Isaac gibi iki uzun daha koymak, üçünün de ya ortalama ya da ortalama altı üç sayılık atışçılar olduğu düşünülünce pek uyumlu olmuyor.

Oyun kurucu DJ Augustin’in berbat başlangıcı da bunlara eklenince Orlando’nun ligde en kötü hücum eden takım olamsı şaşırtıcı değil.

Orlando’nun bu kadroyu bir dengelemek ve arka alanı geliştirmek için 1-2 takasa çok ihtiyacı olduğu açık.

San Antonio Spurs: Oyuncu gelişimi ile hemen kazanmak arasındaki denge

70 yaşındaki baş antrenör Gregg Popovich kenardayken San Antonio Spurs‘te plan “ya zirve ya fiyasko” olmalı. Kadrolarındaki genç guardlar düşünülünce Spurs‘ün şampiyonluk adayı olarak görülmesi için çok daha gelişime ihtiyaç var.

LaMarcus Aldridge, DeMar DeRozan, Rudy Gay, DeMarre Carroll ve Patty Mills gibi tecrübeli oyuncular ya en iyi dönemlerinin alacakaranlığını yaşıyor ya da o dönemleri geride bıraktılar. Öte yandan Derrick White, Dejounte Murray, Lonnie Walker IV ve Bryn Forbes ise takımın geleceği gibi gözüküyor.

Kadroda genelde oyuncuların en iyi performanslarını gösterdiği 27-29 yaşları arasında kimse yok. Şimdilik bu takım, normal sezonda 50 galibiyet alıp ilk turda elenecek gençlik ve tecrübenin garip bir karışımı.

Toronto Raptors: Bench derinliği

Son şampiyon altı maçta dört galibiyet ile iyi bir başlangıç yaptı ve bunu büyük oranda Pascal Siakam, Kyle Lowry ve Fred VanVleet’e borçlular.

VanVleet’in ilk 5’e geçişi onun verimliliği açısından harika olsa da bench için çok kötü yansıdı.

Raptors‘ın ilk 5 oyuncuları rakiplerine bu sezon 46 sayı fark attı ve bu anlamda ligin en iyi üçüncü takımı oldular. Bench ise 19. sıradaki New York Knicks kadar kötü. Raptors‘ın benchinin maç başına attığı 26,7 sayı, NBA’de en düşük beşinci ortalama.

Washington Wizards: Yeniden yapılanma sürecini kabullenememek

Bu Wizards, John Wall yokken asla iyi olmayacaktı. Başarılı sayılabilecek sezon ancak genç çekirdeği mümkün olduğunca parlatırken Bradley Beal’ı da yıldız olma durumuna giderek daha fazla yaklaştırmak olurdu.

Bunun yerine Wizards, 30 yaşındaki Isaiah Thomas’ı ilk 5 oyun kurucusu olarak başlatıyor. O da takımda maç başına en çok şut deneyen üçüncü oyuncu. Dahası yerine girdiği oyuncu da 31 yaşındaki Ish Smith.

Thomas’ın böyle büyük bir rol almasına göz yummak, onun defolarını kapatmak için herkesin savunmada daha çok uğraşmasına da neden oluyor.