By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Basketbolseverler için Perşembe ve Cuma gecelerinin vazgeçilmezi Turkish Airlines EuroLeague!
En yakın arkadaşınızın doğum günü de olsa, yarın mutlaka yetiştirmeniz gereken bir işiniz bile olsa bu gecelerde gözünüzü EuroLeague’den ayırmak hiç kolay değil. Mesele geçen hafta… Hangi gerilim filmi bir basketbolseveri, Panathinaikos – Olympiakos maçındaki kadar gerebilir ki? Yahut hangi doğum günü, Shane Larkin gibi süper yıldızı izlemek kadar keyifli olabilir?
Bu sebeple biz basketbolseverler için o geceler Ekim’in başlangıcından sezonun bitimine kadar rezerve edilmiş durumda…
Fakat birtakım sorunlar var.
Gönlümüz elbette her maçı izlemek ister ama yeni sistemle birlikte EuroLeague’de her maça yetişmek kolay değil. Bazı geceler aynı anda 5 maç birlikte oynanıyor ve bu karmaşada insan, önemli detayları kaçırabiliyor.
Bu sebeple Eurohoops Fırın sizler için yeni bir yazı dizisi başlatmaya karar verdi. Bu yazıda ve gelecek haftalardaki yazılarımızda EuroLeague’de her hafta gözlerinizi ayırmamanız gereken 3 önemli maçı seçeceğiz.
Bu maçları da sezonun geneline etkisi ve takımların vermesi gereken sınavlara göre seçmeye çalışacağız.
Hazırsanız, işte EuroLeague’in 13. haftasında sizler için seçtiğimiz 3 maç…
Maccabi Tel Aviv – CSKA Moskova
Maçın saati: 22:05 / 12 Aralık Cuma
İki takımın dereceleri: 8-4 / 8-4
İki takımın sıralamaları: 4. sıra / 5. sıra
“Maccabi, EuroLeague Final Four’u için ne kadar ciddi bir aday?”
İşte bu sorunun cevabı ilk kez bu kadar açık bir şekilde test edilecek.
Yıllarca yaşanan hayal kırıklıklarından sonra Ioannis Sfairopoulos ve ekibi, bu sezona mükemmel girdi. Takımlarının EuroLeague’de zirveye oynamasını özleyen Maccabi taraftarı ise şimdiden ilk yarıda oynayacakları bütün iç saha maçlarının biletlerini bitirdi.
İsrail devinin oynadığı basketbolu düşününce bu, insana çok normal geliyor. Çünkü gerçekten iyi bir basketbol oynuyorlar. Ligin en iyi savunma takımlarından biri onlar ve buna bağlı bir şekilde geçiş hücumlarından en çok sayı çıkartan takım onlar.
Fakat Maccabi’nin kazandığı ve kaybettiği maçlara baktığımız zaman bir problem var.
Maccabi kazandığı 8 maçı da an itibariyle ilk 8 dışında yer alan takımlara karşı kazandı. Öte yandan kaybettiği 4 maçı ise ilk 8’de yer alan takımlara karşı kaybetti. Burada da bir puf noktası var. Maccabi o kaybettiği 4 maçı da deplasmanda kaybetti. Yani ilk defa ilk 8’de yer alan bir takıma karşı Menora Mivtachim Arena’da bir maça çıkacak.
Bu sebeple de Maccabi için CSKA maçı sezonun devamı için oldukça belirleyici olacak. Eğer bu maçı kazanırlarsa İsrail ekibini Final Four’un adaylarından biri olarak görebiliriz ama kaybederlerse kendilerini kanıtlayana kadar hep bir şüpheyle bakacağız.
Rekabetin diğer tarafında CSKA Moskova ise Tel Aviv’e rüzgarı biraz arkasına alarak geliyor.
Will Clyburn’ün sakatlığı sonrası ASVEL, Real Madrid ve Baskonia deplasmanlarında bozguna uğrayan Rus devi, Dimitris Itoudis döneminde ilk kez sezona bu kadar kötü girmişti. Hatta başkan Vatutin, “Gerçekçi olursak bu sezon şampiyonluk için aday değiliz” bile dedi. Fakat CSKA, arkasından Barcelona deplasmanında ve Zalgiris karşısında iki önemli galibiyet aldı.
Rus devinde Daniel Hackett ve Janis Strelnieks’in başını çektiği görev adamları bu aralar çok formda ve maçın bütün gidişatını değiştirebiliyor.
Maçın Kritik İstatistiği: CSKA 80’i geçebilecek mi?
İki takım da ligin en iyi savunma takımları arasında yer alıyor ama Maccabi için savunmanın önemi daha fazla.
İsrail ekibi, bu sezon rakiplerinin 80 sayıyı geçmesine izin verdiği 5 maçın 4’ünü kaybetti. CSKA ise 80 sayının altında kaldığı 4 maçın 3’ünü kaybetti. Bu sebeple Maccabi kazanmak istiyorsa rakibini 80’in altında tutması gerekiyor.
Barcelona Lassa – Panathinaikos
Maçın saati: 23:00 / 13 Aralık Cuma
İki takımın dereceleri: 9-3 / 8-4
İki takımın sıralamaları: 2. sıra / 6. sıra
Rick Pitino’nun geri dönüşü muhtemelen hala bütün Atina’da büyük bir sevinçle kutlanıyor. Hatta muhtemelen oyuncular bile kutluyor.
İngilizcesi başlangıç seviyesinde olan Argyris Pedoulakis’ten sonra bütün Amerikalılar, sanki yeniden hayata geri dönmüş gibi oynuyor. Jimmer Fredette, Baskonia maçında daha farklı kullanılacağını gösterdi. Tyrese Rice, Pitino’nun gelişini 41 sayılık bir performansla kutladı.
Geçtiğimiz sezon Pitino’yla birlikte kendini kanıtlayan Georgios Papagiannis ise Olympiakos maçında maçı uzatan basketi attı. Calathes mi? Son maçta biraz karavana attı ama onun bu sezon %35.0 ile üçlük atıyor olması sanırım her şeyi anlatıyor.
Fakat bütün bunlara rağmen Panathinaikos hala Final Four için ciddi bir aday olarak gösterilmiyor. Evet, bu sezon deplasmanda kazanabiliyorlar ama savunmada çok fazla problemleri var ve tam olarak ne durumda olduklarını görmek için muhtemelen onlar için Barcelona deplasmanı kadar iyi bir sınav olamaz.
Rekabetin diğer tarafında Barcelona ise biraz olsun o korkutuculuğunu kaybetmiş durumda…
Elbette her takım maç kaybedebilir. Katalan ekibi, yıldızlarla dolu bir kadro olsanız bile maç kaybedebileceğinizi gösterdi ama kendi evinizde Clyburn’ü kaybetmiş CSKA karşısında 30 sayı farkla kaybetmek farklı bir şey.
Nikola Mirotic kendinden beklenen seviyede oynuyor ama Cory Higgins’ın takım içindeki rolü hala tam olarak belli değil. Özellikle Delaney geldikten sonra kısa rotasyonunda hangisinin öne çıkacağı açık bir şekilde ortaya çıkmadı. Bu da Barcelona’nın kısa yaratıcılığına ihtiyacı olduğu anlarda çaresiz kalmasına sebep oluyor. Diğer taraftan Svetislav Pesic’in Ante Tomic sevdası da takıma fazlasıyla zarar veriyor.
Barcelona’nın o eski korkutuculuğuna sahip olması için iddialı bir takıma karşı net bir galibiyete ihtiyacı var. Panathinaikos maçı da bu sebeple onlar için çok önemli!
Maçın Kritik İstatistiği: Ribaundları kim kazanacak?
Barcelona’yı yenmek mi istiyorsunuz? O zaman onları pota altında yıkmanız lazım.
Katalan ekibi, bu sezon rakiplerinden daha fazla ribaund aldığı 9 maçı da kazanmayı başardı. Diğer taraftan rakiplerinden daha az ribaund aldığı 3 maçı kaybetti. Bu sebeple Panathinaikos bir sürpriz yapacaksa bunun yolu ribaundlardan geçiyor.
Fenerbahçe Beko – Anadolu Efes
Maçın saati: 20:45 / 12 Aralık Perşembe
İki takımın dereceleri: 5-7 / 10-2
İki takımın sıralamaları: 12. sıra / 1. sıra
Kim bu maçı beklemiyor ki?
Geçen sezon Türkiye’nin iki büyük takımı, 4 farklı turnuvada toplam 14 kere karşı karşıya geldi. Bu maçların neredeyse hepsi çok kritik. Efes bu maçların sonunda 2 tane kupa, Fenerbaçe ise 1 kupa kazandı. Ve hepsi de muazzam maçlar oldu.
Bu sebeple iki takım arasındaki rekabetin yeni sezonundaki hikayeleri herkes büyük merakla bekliyor.
İki takım, Cumhurbaşkanlığı Kupası’ndan sonra bu sezon 2. kez karşı karşıya gelecek ve şu an için rekabetteki roller geçen sezondan biraz daha farklı. Geçtiğimiz yıl önde olan Fenerbahçe‘ydi ve Efes, sarı-lacivertlilerin hegemonyasını kırmaya çalışıyordu. Bu sezon ise Efes önde ve geriden gelen taraf Fenerbahçe!
Teker teker takımların hikayesine bakarsak… Fenerbahçe belki de 2014/15 sezonun başlangıcından beri ilk defa bu kadar sert bir dönemden geçmek zorunda kaldı. Sakatlıklar, uyumsuzluklar ve zorlu fikstürün etkisiyle ilk 9 maçta tamamıyla dağılan Obradovic ve takımı, Final Four adayı bir takımdan hiç beklemediğimiz performans sergiledi.
Son 3 maçta ise Fenerbahçe, bu rüzgarı biraz olsun kırmaya başardı. ASVEL deplasmanında sezonun ilk galibiyetini alan sarı-lacivertli ekip, arkasından evinde hem Khimki hem de ALBA’yı yendi. Obradovic ve öğrencileri, hala o alışık olduğumuz basketbol seviyesinin uzağında… Geçen sezonki dominasyon ile şu anki takım arasında büyük bir fark var. Üstelik takımın savunmasının belkemiği olan Jan Vesely de sakat.
Fakat en azından Fenerbahçe, hiçbir şey oynamayan bir takımdan problemli ama yeteneğe sahip bir takıma doğru dönüşmeye başladı. Bunun en büyük sebebi ise Kostas Sloukas‘ın artan formu!
Sloukas’ın ilk 9 maçtaki performansı: 8.5 sayı, 4.8 asist, 0.7 top çalma, 10.4 EFF
Sloukas’ın son 3 maçtaki performansı: 16.6 sayı, 9.0 asist, 1.0 top çalma, 23.6 EFF
Yunan guardın formunun artması da Fenerbahçe’nin en azından hücumda daha yukarıya çıkmasına sebep oldu.
Anadolu Efes ise bu aralar kelimenin tam anlamıyla kusursuz bir basketbol oynuyor.
Son 6 maçını kazanan lacivert-beyazlılar, yeni formatta ilk kez normal sezonda lig liderliğine yükseldi. Daha etkileyici olanı Efes, bu 6 maç içerisinde Olympiakos, ASVEL, Milano ve Baskonia gibi zorlu deplasmanlardan çıkmayı başardı. Üstelik takımın savunmasının en önemli ismi Bryant Dunston olmadan!
Elbette Shane Larkin, bu seri içerisinde ortaya koyduğu inanılmaz performanslarla başrole yerleşti ama Efes’te şu anda Sertaç Şanlı‘dan Beaubois’e kadar birçok isim saha içerisindeki görevlerini etkileyici bir şekilde yerine getiriyor. Bu da ortaya gerçekten etkileyici bir takım çıkmasına sebep oluyor.
Herhalde 2012-2014 yıllarındaki Real Madrid‘den beri tüm EuroLeague’de bu kadar akıcı basketbol oynayan bir hücum takımı izlememiştik.
Fakat bütün bunların önemi bir yere kadar. Takımların saha içerisindeki durumları, basketbol kaliteleri şu an için ne olursa olsun, bu bir derbi ve yerel rekabetin getirdiği mental savaş bu maçın gerçek hikayesi olacak.
Fenerbahçe hem taraftarına hem de rakiplerine bir mesaj vermek için kazanmak zorunda! Efes ise rekabetteki psikolojik avantajını korumak adına kazanmak için sonuna kadar savaşacak. Ortaya da hikayesi bol bir maç çıkacak.
Maçın Kritik İstatistiği: Kısaların Performansı ve Fenerbahçe’nin Üçlük Savunması
Geçen sezondan bu rekabetten bir ders çıkartmak istiyorsak bu da kısaların performansıyla alakalı olmalı…
Efes kazandığı 8 maçta genellikle kısalarının kendi istediği tempoyla oynaması sayesinde öne çıktı. Fenerbahçe kazandığı maçlarda ise bu sefer tempoyu kendi kısalarının istediği seviyede tutmayı başardığı için sahadan zaferle ayrıldı. Şu an itibariyle hem uyum hem de formda açısından Larkin & Micic ikilisi daha öne çıkıyor ama maçın belirleyici noktası temponun hangi takımının kısalarının alışkın olduğu seviyede olmasıyla alakalı olacak.
Buna bağlı bir şekilde bir kritik nokta daha var.
Anadolu Efes, bu sezon EuroLeague’de maç başına en çok üçlük isabeti bulan 5. takım… Fenerbahçe ise üçlük savunması açısından felaket durumda. Rakipler, sarı-lacivertliler karşısında %40.1 üçlük yüzdesiyle oynuyor ve Valencia‘dan sonra bu alanda en kötü takım onlar.
Bu sebeple de eğer Fenerbahçe maçı kazanmak istiyorsa dış atış savunmasında kesinlikle daha iyisini yapmak zorunda.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!