By Buğra Uzar/ buzar@eurohoops.net
NBA’de sezonun neredeyse üçte birlik kısmı geride kaldı ve heyecan artarak devam ediyor. Tabii ki sezonun geri kalanı için kesin konuşmak zor ancak elimizde bazı analizler yapmak için de yeterli veri var.
Şimdiye kadar inanılmaz performanslar izledik bile. Giannis Antetokounmpo’nun durdurulamaz oyunu, James Harden’ın tarihi hücum performansı, Luka Doncic’in genç yaşına rağmen ligin en iyi oyuncularından biriymiş gibi oynaması, LeBron James ve Anthony Davis’in durdurulamaz ortaklığı bunlardan bazıları. Eurohoops da jürisini topladı ve sezonun şimdiye kadarki kısmına göre ödülleri dağıttı.
İşte Eurohoops Türkiye ekibinde yer alan kişilerden oluşan 7 kişilik jürimizin verdiği ödüller:
Yılın Çaylağı: Ja Morant – Memphis Grizzlies
Aldığı Oy: 7/7
Öncelikle şunu söylemeliyim ki jüri olarak diğer ödüllerde bölündük ve oy birliğine varamadık. Sadece bir konuda ekibimizin tamamı görüş birliğine vardı. O da Ja Morant’ın Yılın Çaylağı ödülünü kazanacağı…
Bu sezonki draftın 2. sırasından seçilen Morant’ın büyük bir potansiyel olduğu zaten biliniyordu. Ancak sezonun bu noktasına bu kadar iyi geleceğini de tahmin ettim dersem yalan söylemiş olurum. Yazıyı hazırladığım anlarda Morant’ın istatistikleri 19.1 sayı, 6.4 asist ve 3.1 ribaunttu. Bu onun ne kadar başarılı bir sezon geçirdiğine dair önemli bir gösterge. Nitekim bir çaylak olmasına rağmen %46.3 saha içi ve %43.2 üç sayı yüzdelerine sahip. Yani oldukça verimli bir şekilde skor üretiyor. Ancak onu takip ediyorsanız oyununun istatistiklerin gösterdiğinden çok daha fazlası olduğunu da görmüşsünüz demektir.
20 yaşındaki oyuncu, yaşını hiç göstermeden oldukça olgun bir oyun ortaya koyuyor. Maçların sonlarında toplar el yakarken genç yıldızın sürekli olarak aktif olduğunu görebilirsiniz. Birçok maçın kritik anlarında çok önemli basketler bulduğunu şimdiden defalarca gördük. Bu da onu Grizzlies için oldukça değerli bir parça haline getiriyor. Eğer bir sakatlık yaşamazlarsa Ja Morant – Jaren Jackson Jr. ikilisi uzun yıllar bu takım adına önemli işlere imza atabilirler. Yani Grizzlies için unutulmaz bir ikili olan Mike Conley – Marc Gasol ikilisinin daha modern halini şimdiden bulmuş olabilirler.
Morant’ın bize göre net bir şekilde bu ödülü almasında etkileyici performansının yanı sıra draftın 1. sırasından büyük umutlarla seçilen Zion Williamson’ın henüz bir resmi maça çıkmamış olmasının da payı büyük. Belki Zion olsaydı bu konuda daha ciddi bir tartışma içinde olabilirdik.
En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu: Bam Adebayo – Miami Heat
Aldığı Oy: 4/7
Yukarıda bahsettiğim gibi oy birliğine yakın olduğumuz iki ödül vardı. Bunlardan ikincisi de bu sezon Miami Heat ile muhteşem bir yıl geçiren Bam Adebayo’nun En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu ödülünü kazanacağıydı.
Adebayo aslında bu sezonun sinyallerini geçtiğimiz yıldan vermeye başlamıştı. Yaz döneminde pivot pozisyonunda süreleri bölüştüğü Hassan Whiteside’ın gidişiyle aradığı ortamı bulan Adebayo, şu ana kadar ayağına gelen bu şansı oldukça iyi değerlendirdi. Şu ana kadar oynadığı 25 maçın tamamında ilk beş çıkan Adebayo, 15.1 sayı, 10.6 ribaunt, 4.4 asist, 1.4 top çalma ve 1.2 blok gibi istatistik kağıdının her yerini dolduran harika ortalamalar yakaladı.
Yıldız uzun, şu ana kadar oldukça sağlam bir performans gösteren Miami Heat’in başarısında önemli bir paya sahip. Savunmada birçok işi yapabiliyor ve kısaların da karşısında kalabiliyor. Bu da takımının savunması için çok önemli bir artı. Hücumda oldukça iyi bir bitiriciyken şut menzilini genişlettiğini de görüyoruz. Ayrıca artık bir pas istasyonu olarak da onu kullanabiliyorlar çünkü bu konuda kendisini bir hayli geliştirdi. Whiteside gibi pas vermeyle yakından uzaktan ilgisi olmayan birinin ardından onun bu pozisyona geçmesi de Heat’in hücumunun birkaç seviye birden atlamasını sağladı. Geçtiğimiz sezon 8.9 sayı, 7.3 ribaunt, 2.2 asist, 0.9 blok, 0.8 top çalmayla oynadığını da hatırlatalım.
Jürimizden iki oy alan isimse Charlotte Hornets‘la şu ana kadar oldukça başarılı bir sezon geçiren Devonte Graham oldu. 34. sıradan seçilen Graham, inanılmaz bir çıkış yakaladı. Yönetici olarak yaptığı onca hatanın ardından basketbol tanrıları Michael Jordan’a bir kez daha gülmüşe benziyor. Geçtiğimiz sezon 4.7 sayı, 2.6 asist ve 1.4 ribaunt ortalamalarıyla oynayan Devonte Graham, şu anda 19.9 sayı, 7.6 asist ve 3.8 ribaunt ortalamalarına sahip. Çılgınca! Onunla ilgili en büyük soru işareti ise bu performansını ne kadar sürdürebileceği.
Son oy ise Dallas Mavericks‘in harika çocuğu Luka Doncic’e gitti. Muhteşem geçen bir çaylak sezonuna rağmen Doncic’in adı bu ödül için de haklı olarak geçiyor çünkü şu anda inanılmaz bir seviyede! Onunla ilgili yazımızın devamında daha detaylı konuşacağımız için şu anda sadece istatistiksel değişimini vermekle yetiniyorum. Geçtiğimiz sezon 21.2 sayı, 7.8 ribaunt ve 6 asist ortalamalarıyla oynayan Doncic, bu sezonsa 30.4 sayı, 9.9 ribaunt ve 9.3 asist ortalamalarına sahip.
Yılın Koçu: Rick Carlisle – Dallas Mavericks
Aldığı Oy: 4/7
Jürimizin 3 aday çıkarttığı bir başka ödülse Yılın Koçu ödülü oldu. Ancak oyların büyük çoğunluğu bu sezon Dallas Mavericks‘le çok iyi bir sezon geçiren Rick Carlisle’a gitti.
Carlisle, NBA’in en iyi koçlarından birisi ve daha önce kalitesini defalarca ispat etmiş bir isim. Üstelik oyuncu gelişimi konusunda da bu alanın en iyilerinden. Bu sezon da koçluk kariyerinin en iyi yıllarından birisini geçiriyor dersek yanılmayız. Dallas Mavericks bu yazıyı hazırladığım sıralarda 17-7’lik derecesiyle zorlu Batı Konferansı’nın üçüncü sırasında yer alıyor ve unda en büyük pay sahibi Rick Carlisle’dan başkası değil.
Dallas Mavericks’in kadrosu çok yetenekli değil. Evet, Luka Doncic gibi inanılmaz bir yeteneğe ve Kristaps Porzingis gibi çok potansiyelli bir isme sahipler. Ancak kadronun geri kalanını oluşturan diğer isimlere baktığımızda genel olarak bu seviyelerin isimleri olmadığını söyleyebiliriz. Ama tecrübeli koçun kurduğu düzen sayesinde her bir oyuncu ciddi şekilde katkı veriyor ve bu da Dallas’ın keyif veren bir basketbol sonucu Batı’nın zirvesine yakın olmasını sağlıyor.
Mavericks’le ilgili şu anda en büyük problem Porzingis’ten henüz istenilen seviyede verim alamamaları. Carlisle’ın sisteminin merkezinde doğal olarak Luka Doncic var ve o da gösterdiği olağanüstü performansla bu kararın ne kadar doğru olduğunu kanıtlıyor. Üstelik arkadaşlarını da daha iyi yapıyor. Ancak Porzingis şu ana kadar takımın içine pek de girebilmiş gibi durmuyor. Yaşadığı ağır sakatlığın etkilerinin hemen geçmesini beklemek ona haksızlık etmek olur. Eğer ondan da istenilen verimi alabilirlerse Mavericks çok daha korkutucu bir takım olacak. Bunun mimarı Carlisle da bu ödülü şimdiye kadar fazlasıyla hak etti.
Jürimizden 2 oy alan Frank Vogel da Carlisle ile birlikte bu ödülün en büyük favorilerinden birisi olacak gibi duruyor. Los Angeles Lakers‘ın Anthony Davis takviyesiyle bir çıkış yapması bekleniyordu ancak şu anda ligin en iyi takımı konumundalar ve önlerine çıkan herkesi yıkmaya devam ediyorlar. Vogel gerek oyun planlarıyla, gerek rotasyonuyla gerekse yaptığı oyun içi hamlelerle rüştünü ispat etmiş durumda. Üstelik onun üstündeki baskı diğer meslektaşlarına kıyasla çok daha fazlaydı. Öyle ki yardımcısı Jason Kidd’in nefesinin ensesinde olduğu daha göreve başlamadan bile ayyuka çıkmıştı. Fakat Vogel şu ana kadar harika gidiyor ve Lakers ligin zirvesinde yer almaya devam ederse bu ödül için şansı daha da artabilir.
Son oy ise Miami Heat ile şu ana kadar çok iyi bir performans gösteren Erik Spoelstra’ya gitti. O da draftta dahi seçilmemiş oyunculardan aldığı yüksek verim ve kurduğu sistemle takımının 18-7’lik derecesinde en büyük paya sahip isim oldu.
Yılın Altıncı Adamı: Dennis Schröder – Oklahoma City Thunder / Montrezl Harrell – Los Angeles Clippers / Lou Williams – Los Angeles Clippers
Aldığı Oy: 2/7 – 2/7 – 2/7
En çok bölündüğümüz nokta En İyi Altıncı Adam ödülünde oldu. Yukarıda da görebileceğiniz üzere üç aday eşit oy alarak bu ödülü aralarında bölüştüler.
Bu oyuncuların ikisinin Los Angeles Clippers’tan olması oldukça önemli bir gösterge. Üstelik bu isimlerin yanı sıra ilk beşte Kawhi Leonard ve Paul George gibi iki yıldızın olması da Los Angeles ekibinin ne kadar şanslı olduğunun göstergesi. Williams ve Harrell’in oyunları birbirlerini de yükselten cinsten. Bu iki ismin ikili oyunlarını durdurmak rakipler için çözümü çok zor bir problem. Zaten onların oyuna dahil olduğu dönemlerde de Clippers genelde oyunun kontrolünü eline geçiren taraf oluyor. Bu da onlara Leonard ve George’u “load management” çerçevesinde dinlendirebilme imkanı tanıyor.
Lou Williams zaten bu ödülün adının “Lou Williams En İyi Altıncı Adam Ödülü” şeklinde değişmesini sağlayabilecek bir isim. 2”si son iki yılda olmak üzere bu ödülü 3 kez kazandı ve kazanamadığı yıllarda da hep büyük bir adaydı. Bu sezon da 26 maçın 23’ünde benchten gelerek 19.9 sayı, 6.2 asist ve 3.2 ribaunt ortalamaları yakalamış durumda.
Montrezl Harrell da her sezon üzerine koyarak devam ettiği performansını bu sezon iyice yukarıya çekti. Enerjisiyle bu alanda sahadaki herkesten üst seviyede olan Harrell, 27 maçın 25’inde benchten gelerek 18.7 sayı, 7.6 ribaunt, 2 asist ve 1 blok ortalamalarına sahip. Üstelik bunları saha içerisinden %58.9 gibi oldukça iyi bir yüzdeyle başarıyor. Oldukça hareketli olması, kısaların önünde kalması ve iyi bir bitirici olması da onun Clippers’ın “Ölüm beşlerinde” tercih edilen isim olmasını sağlıyor.
Ödüle ortak ettiğimiz bir diğer isimse bu sezonun sürpriz takımlarından Oklahoma City Thunder‘ın yıldızı Dennis Schröder… Russell Westbrook ve Paul George’u gönderen ve çuvalla draft hakkı alan Thunder için bu sezonun kayıp yıl olması bekleniyordu. Olabildiğince çok mağlubiyet alıp ellerindeki fazla kontratları göndermek ana hedefleri diye düşünüldü. Ancak durum hiç de öyle değil. Thunder şu anda 11-13’lük dereceye sahip ve hiç de fena basketbol oynamıyor.
Tabii ki Thunder şu anda beklentileri aştıysa bunda en büyük pay sahiplerinden birisi de Dennis Schröder… Alman oyuncu, benchten gelerek Thunder’a çok büyük katkı sağlıyor. 24 maçın tamamında oyuna sonradan dahil olan Shröder, 16.8 sayı, 3.7 ribaunt ve 3.4 asist ortalamalarına sahip. Ancak onunla ilgili soru işaretlerinden birisi de Chris Paul’ün olası takası sonrası ilk beşe geçme ihtimali.
Kısacası şu ana kadar En İyi Altıncı Adam ödülü için bu üçlünün ismi öne çıkıyor ve bir sakatlık yaşamamaları halinde de ödülün bu üç isimden başkasına gitmesi büyük sürpriz olur.
En İyi Savunmacı: Anthony Davis – Los Angeles Lakers
Aldığı Oy: 4/7
Jürimiz En İyi Savunmacı ödülünde iki adaya bölündü ancak daha çok oyu alan isim şu anda Batı’nın zirvesinde yer alan Los Angeles Lakers‘ın Savunma Bakanı Anthony Davis oldu.
Yaz döneminde Anthony Davis için oldukça geniş bir paket veren Lakers, bu tercihinde ne kadar haklı olduğunu yıldız oyuncunun her sahaya çıkışında görüyor olmalı. Lakers, şu anda savunma konusunda NBA’in en iyi ikinci takımı. Ayrıca en çok blok yapan birinci, en çok top çalan ikinci takım. Tabii ki bunda en büyük pay sahibi Anthony Davis. Henüz sezon başlamadan Yılın Savunmacısı ödülünü almak istediğini söyleyen Davis, şu ana kadar gösterdiği performansla bu konuda ne kadar ciddi olduğunu kanıtlıyor.
Yıldız oyuncu ligin şu anda en çok blok yapan 2. oyuncusu. En çok top çalan 13. oyuncu olan Davis, ribaunt konusunda da 19. sırada yer alıyor. Bu etkileyici istatistikler ise onun savunmasında buzdağının görünen kısmı diyebiliriz. 1’den 5’e kadar tüm pozisyonları savunabilen Davis, bu özelliği sayesinde Lakers’ın elini çok rahatlatıyor. Birçok maçın kritik anında Davis’in etkileyici savunması sayesinde galip gelmeyi başardılar ve bu durum o sağlıklı kaldıkça devam edeceğe benziyor.
Davis dışındaki oylar ise Boston Celtics‘in yıldızı Marcus Smart’a gitti. Yıldız oyuncunun savunmadaki istatistikleri o kadar da dikkat çekici değil ancak sahadaki önemi istatistiklerden çok daha fazlası. Ligin en iyi dış savunmacılarından birisi olan Smart, pota altında iyi bir çember savunucusu olmayan Celtics adına çok kritik bir göreve sahip. Güçlü fiziğiyle her pozisyonu savunabilecek seviyede olan Smart, bizden kalan üç oyu almayı başardı.
En Değerli Oyuncu: Giannis Antetokounmpo – Milwaukee Bucks
Aldığı Oy: 4/7
Gelelim en çok konuşulan ödüle… Jürimiz burada ikiye ayrıldı ancak diğer ödüllerin aksine burada bizden oy alamayan bazı isimlere de değinmek istiyorum. Tabii ki önce bizim MVP’mizi açıkladıktan sonra!
Giannis Antetokounmpo’yu kim durduracak? Sanırım bu sorunun cevabını ligdeki kimse bilmiyor… Geçtiğimiz sezon MVP ödülünü kazanan Yunan yıldız, hiç hız kesmeden ligi kasıp kavurmaya devam ediyor. Ben yazıyı hazırladığım sırada Milwaukee Bucks 18 maçlık bir galibiyet serisi yakalamıştı ve 24-3’lük bir dereceye sahip. Giannis ise geçtiğimiz sezona kıyasla daha az sahada kalmasına rağmen MVP istatistiklerini geliştirmeyi başardı. “Greek Freak”, şu anda %56 saha içi isabetle 31 sayı, 12.8 ribaunt, 5.3 asist, 1.3 top çalma ve 1.2 blok ortalamalarına sahip.
Bucks hücumunun merkezinde olan Giannis, şu anda ligin en dominant ismi. Büyük bir öfkeyle sahaya çıkıyor ve bu hıncını hem rakiplerinden hem de çemberlerden çıkartıyor. Çok yüksek yüzdeyle atamasa da bu sezon daha çok üçlük deniyor ve artık rakipleri onu yayın gerisinde eskisi gibi bomboş bırakmıyorlar. Eğer bu konuda da kendisini biraz daha geliştirirse vah NBA’in haline… Onun bu sezonki performansındaki tek ve en büyük kusur ise serbest atışları. %59.3 gibi düşük bir yüzdeye sahip ve bol bol çizgiye gittiğini düşünürsek bu durumdaki sıkıntıyı bir an önce çözmeli.
Bizim oylarımızı alan bir diğer isimse Luka Doncic oldu. Çok fazla uzatmaya gerek yok: Bu çocuk bir harika! Doncic zaten NBA’e gümbür gümbür geliyordu ancak NBA’e gitmeden hak ettiği değeri gördü mü derseniz bunun cevabı hayır. Nitekim seçildiği sıra da bunun bir göstergesi. Fakat lige adım attığı andan bu yana ortalığı kasıp kavuruyor ve bu sezon boyut değiştirmiş durumda. Yüksek oyun bilgisi sayesinde rakiplerini efor sarf etmeden dağıtıyormuşa benziyor. Örneğin bir adım geriye çekilerek attığı şutun öldürücülüğü iyice arttı. İnanmıyorsanız tüm çabalarına rağmen defalarca Doncic’ten üçlük yiyen rakiplerine sorun!
Avrupa basketbolunun en üst seviyelerinde gösterdiği performanslardan sonra Doncic’in kariyerinin bir döneminde bu tarz bir seviyeye ulaşacağını bekliyordum. Ancak itiraf etmek gerekirse bunu henüz 20 yaşındayken ve NBA’deki ikinci yılındayken başarmasını hiç beklemiyordum. Ne yazık ki kendisine nazar da değdi ve bileğinden geçirdiği sakatlık sonucu birkaç hafta forma giyemeyecek. Bu da Giannis ve Luka düellosunu izleyemeyeceğimiz anlamına geliyor. Umarız Sloven yıldız en kısa sürede eskisi gibi geri döner ve biz de onun sanatını izlemeye devam ederiz.
Bizden oy alamasa da atlamadan geçemeyeceğim isimlerin başında James Harden geliyor. Şu anda 39.3 gibi insanlık dışı bir sayı ortalamasına sahip ve basketbolun bug’ını bulmuşçasına oynuyor. Bu çılgın performansı sonucu onu NBA tarihinin en iyi skoreri ilan edenlerin sayısı hiç de azımsanacak bir boyutta değil. Rockets‘ın onun üzerine bu kadar yük bindirmesi ne kadar doğru bilmiyorum çünkü zorlu Batı Konfernası playofflarında ona çok ihtiyaçları olacak. Ancak Harden’ın bu skor resitalini izlemekse büyük bir keyif.
Değinmek istediğim diğer isimlerse Lakers‘ın muhteşem ikilisi LeBron James ve Anthony Davis… Davis’ten yukarıda bahsetmiştim. Savunmadaki etkinliğinin yanı sıra hücumda da harika oynuyor. Bu da onun adının MVP tartışmalarında yer alması için fazlasıyla yeterli. LeBron ise kariyerinin 17.yılını geçiren bir oyuncu gibi değil de genetiğiyle oynanmış gibi oynuyor. Ligin şu anda asist kralı konumunda. Çoğu zaman maç içerisinde 2. ya da 3. viteste olmasına rağmen gerektiğinde öyle bir seviyeye çıkıyor ki neden tarihin en iyi oyuncularından biri olduğunu kanıtlıyor. Lakers böyle devam ederse LeBron ve Davis bu ödül için daha avantajlı olabilir.