EuroLeague 16. Haftada Kaçırmamanız Gereken 3+1 Önemli Maç

23/Ara/19 11:22 Aralık 23, 2019

Utkan Sahin

23/Ara/19 11:22

Eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de yeni hafta yaklaşıyor. Peki EuroLeague’de yeni haftada kaçırmamız gereken en önemli 3+1 maç hangileri?

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Basketbolseverler için Perşembe ve Cuma gecelerinin vazgeçilmezi Turkish Airlines EuroLeague!

En yakın arkadaşınızın doğum günü de olsa, yarın mutlaka yetiştirmeniz gereken bir işiniz bile olsa bu gecelerde gözünüzü EuroLeague’den ayırmak hiç kolay değil. Mesele geçen hafta… Hangi gerilim filmi bir basketbolseveri, MaccabiPanathinaikos maçındaki kadar gerebilir ki? Yahut hangi doğum günü, Mike James gibi süper yıldızı izlemek kadar keyifli olabilir?

Bu sebeple biz basketbolseverler için o geceler Ekim’in başlangıcından sezonun bitimine kadar rezerve edilmiş durumda…

Fakat birtakım sorunlar var.

Gönlümüz elbette her maçı izlemek ister ama yeni sistemle birlikte EuroLeague’de her maça yetişmek kolay değil. Bazı geceler aynı anda beş veya daha fazla maç oynanıyor ve bu karmaşada insan, önemli detayları kaçırabiliyor.

Bu sebeple Eurohoops Fırın sizler için yeni bir yazı dizisi başlatmaya karar verdi. Bu yazıda ve gelecek haftalardaki yazılarımızda EuroLeague’de her hafta gözlerinizi ayırmamanız gereken 3 önemli maçı seçeceğiz. Bu hafta ise fikstür gereği size artı bir maç daha sunacağız.

Bu maçları da sezonun geneline etkisi ve takımların vermesi gereken sınavlara göre seçmeye çalışacağız.

Hazırsanız, işte EuroLeague’in 16. haftasında sizler için seçtiğimiz 3+1 maç…

1- Anadolu Efes – Maccabi Tel Aviv

Scottie Wilbekin - Maccabi FOX Tel Aviv - EB18

Maçın saati: 20:30 / 26 Aralık Perşembe
İki takımın dereceleri: 12-3 / 11-4
İki takımın sıralamaları: 3. sıra / 4. sıra

“Hücum mu savunma mı?”

Bir tarafta EuroLeague’de hücum verimliliğinde lider olan Anadolu Efes, diğer tarafta ise savunma verimliliğinde ilk sırada yer alan Maccabi!

Dolayısıyla bu iki takımın bu haftaki büyük mücadelesi bir anlamda  belki de bu sporun ortaya çıktığı günden beri tartışılan bu çözümsüz ve anlamsız sorunun bir kez daha ortaya çıkmasını sağlayacak. Üstelik ikisi de benzer durumlarda karşı karşıya gelecek.

Anadolu Efes‘in 8 maçlık galibiyet serisine geçtiğimiz hafta Mike James ve arkadaşları tarafından son verildi. Fakat bana sorarsanız, bu kabul edilebilecek bir yenilgiydi Lacivert-beyazlılar, oyunun kontrolünü kaybettiği için sahadan yenilgiyle ayrılmadı. Hatta 2. ile 3. çeyrekte daha iyi basketbolu onlar oynadı ama kendi basketbollarının en iyi gününde değillerdi.

Son dönemde formu düşen Vasilije Micic’in kötü bir maç çıkartması, sakatlığı sebebiyle son dönemde oynamayan Bryant Dunston‘ın ilk kez saha içerisinde aranması Efes‘e yenilgiyi getirdi.

Maccabi ise son dönemde kaybetmedi ama sakatlık olarak darbe aldı.

Son dönemdeki sakatlıklar onlardan Omri Casspi, Nate Wolters, Tarik Black, John Dibartolomeo gibi önemli oyuncuları çaldı ama buna rağmen hem CSKA hem de Panathinaikos karşısında etkileyici galibiyetler aldılar.

Özellikle Panathinaikos maçı onlar için büyük bir başkaldırıştı. Panathinaikos’a karşı ilk yarıda 14 sayı farkla geriye düşmelerine rağmen 2. yarıda Quincy Acy önderliğinde mükemmel bir savunma yaparak ayağa kalktılar ve kazandılar.

Maça dönersek; iki takım için de bu maç büyük bir test olacak.

Anadolu Efes, iki yaratıcı guard ve Krunoslav Sİmon ile birlikte ligde rakip savunmaları bozma konusunda en iyi takım. Hücumda akışkanlıklarını kazandıkları anda onlara karşı 5 kişi savunma yapmak imkansız gibi gözüküyor. Üstelik yaratıcı kısaların rakip savunmada açtığı delikler sayesinde uzunlar pota altında gösterişli performanslar sergileyebiliyor. Ligde ikilik yüzdesi en yüksek takım da bu sebeple onlar.

Sfairopoulos’un takımı ise savunmada ligin en gösterişli takımı!

İsrail ekibinin EuroLeague’de rakiplerini ikilik atışlarda en düşük yüzdede tutan ve bununla birlikte rakiplerine en çok dış şut kullandıran 5. takım olması bir tesadüf değil.

Atletik kanatlar ile Scottie Wilbekin’i savunmada saklamayı başardıkları içi topa çok iyi baskı yapıyorlar. Birebirde kısalara geçtiğiniz zaman ise onlardan yine kurtulamıyorsunuz çünkü karşınıza atletik savunmacılar çıkıyor.  Dolayısıyla bir yerden sonra rakipleri onların karşısında giderek potadan uzaklaşarak oynamak zorunda kalıyor.

Bu yüzden her iki taraf için de en iyi oldukları konuda kendilerini bir sınav bekliyor. Efes, Maccabi’nin savunmasını, Maccabi ise Efes’in hücum gücünü test edecek…

Maçın Kritik İstatistiği: Dış atışlarda %37.5’ü geçmek!

Aslında bu maçın bir değil, üç kritik noktası var.

İlk olarak Maccabi’ye karşı dış şut performansınız oldukça kritik. İsrail ekibi savunmada alanı o kadar iyi daraltıyor ki bir yerden sonra rakip hücumlar nefes alamayacak hale geliyor. Bunun en büyük çözümü ise 4 numaralardan bulacağınız dış atışlarla Maccabi savunmasını çaresiz bırakmak!

Bu sezon İsrail ekibinin kaybettiği 4 maçta da rakipleri %37.5’ün üstünde üçlük performansı sergiledi. Daha da önemlisi bu maçlardaki 4 numaraların dış atış performansı hep Maccabi’nin aleyhine oldu.

Khimki’nin kanatları: %70.0 üçlük yüzdesi
Real’in kanatları: %37.5 üçlük yüzdesi
Milano‘nun kanatları: %50.0 üçlük yüzdesi
Barcelona’nun kanatları: %58.3 üçlük yüzdesi

Dolayısıyla Efes için maçın anahtar noktası, Chris Singleton, Alec Peters ve eğer oynarsa Adrien Moerman’ın dış atış performansı olacak.

Diğer yandan Maccabi’nin bir diğer problemi ise hücumdaki devamlılığı…

Ligde savunma kaynaklı bir şekilde en fazla sayı bulan takım onlar ama eğer bu kaynak kesilir ve iş Maccabi’nin yarı saha hücumuna kalırsa maç içerisinde çok fazla iniş çıkış yaşıyorlar. Bu sezon birçok maçta onların iki devrede farklı performanslar sergilediklerini gördük. Bu sebeple de Efes’in mümkün olduğunca az top kaybıyla oynayarak Maccabi’nin yarı saha hücumuna kalmasına sebep olması gerekiyor.

Son olarak ise iki takımın iç ve dış saha performansı bu maçta bir kez daha sınanacak.

İlginçtir, Efes bu sezon Sinan Erdem’de Top-8 takımlarına karşı oynadığı 3 maçın 2’sini kaybetti. Maccabi ise Top-8 takımlarına karşı deplasmanda oynadığı 4 maçtan da yenik ayrıldı. Dolayısıyla iki takımın Top-8 takımlara karşı oynadığı performanslar şu ana kadar kötü. Bu maçtan zaferle ayrılan taraf bu konuda bir adım atmış olacak.

2- Panathinaikos – Real Madrid

Facundo Campazzo - Real Madrid - EB18

Maçın saati: 22:00 / 26 Aralık Perşembe
İki takımın dereceleri: 9-6 / 12-3
İki takımın sıralamaları: 6. sıra / 1. sıra

Anadolu EfesMaccabi Tel Aviv maçı bitti mi? Televizyonu ya da sekmeyi hemen kapatmayın. O gece sizleri müthiş bir maç daha bekliyor: Panathinaikos x Real Madrid

Son 2 yılda playoff’ta karşı karşıya gelen bu iki dev takım, bu sezon ilk kez OAKA’da birbirine rakip olacak.

Rick Pitino sonrası arka arkaya galibiyetler ile yükselen Panathinaikos, son dönemde biraz duruldu. Barcelona deplasmanındaki performansları kabul edilebilirdi ama bence çift maç haftasında defolu oldukları bir kez daha ortaya çıktı.

Fenerbahçe‘ye karşı iyi oynamadan kazandılar, eksik Maccabi‘ye karşı ise 14 sayı farkla öndeyken kaybettiler. Pota altından ciddi bir katkı alamadıkları için dış şutları biraz düştüğü anda hücumda kriz yaşadıklarını her iki maçta da gördük.

Real Madrid ise tam tersi durumda! Sezona soru işaretiyle başlayıp, ilk 5 maçta 3 yenilgi aldıktan sonra İspanyol devi toparlandı ve üst üste 10 maç kazanarak liderliğe yükseldi.

Daha da korkutucu olan bu 10 maçlık galibiyet serisinde rakiplerine maç başına ortalama 15.5 sayı fark attılar ve sadece bir maçta sahadan tek haneli farkla galip ayrıldılar. Çoğu maçta daha devrede oyunu kopartıp galibiyeti garantilemişlerdi.

Bunu başarırken de özellikle savunmada performansları çok etkileyiciydi. 10 maçlık seri içerisinde sadece 2 takım onlara karşı 80 sayıyı geçebildi.

Fakat bu maç onlar adına biraz daha farklı geçebilir. Neden mi? Çünkü Madrid ekibinin deplasman performansı bana göre hala soru işareti!

Sezon başında deplasmanda üst üste 3 maç kaybeden Madrid, sonraki 3 maçını kazandı fakat bunlar o günün şartları için zorlu deplasmanlar değildi. Kızılyıldız ve Baskonia ile kötü günlerinde karşılaştılar, Zenit ise ligdeki en kötü ev sahibi takım!

Dolayısıyla onlar adına Panathinaikos deplasmanı sezonun sınav maçlarından biri olacak.

Maçın Kritik İstatistiği: Ribaundlar ve Calathes vs Campazzo

Geçen sezonki playoff eşleşmesini unutursak, maçın en önemli istatistiğinin ribaundlar olduğunu söyleyebiliriz.

Panathinaikos’un pivot rotasyonu oldukça problemli. Rick Pitino, açık bir şekilde Jacob Wiley’i gözden çıkardı ve EuroLeague’in en iyi ve geniş uzun rotasyonlarından birine sahip Real Madrid karşısında Amerikalı koçun eli hiç de iyi değil.

Hem nicelik hem de nitelik olarak Real’in uzun rotasyonu daha ağır basıyor ve İspanyol devi, istediği tempoyu kendi belirlediği sürece onları yenmeniz kolay değil.

Geçen sezonki playoff eşleşmesini düşünürsek ise gözler kesinlikle Calathes ile Campazzo’da olacak.

Campazzo, playoff serisinde hem hücumda hem de savunmada Calathes’e büyük bir üstünlük kurarak bütün dengeleri takımı lehine değiştirmişti. Özellikle serinin 2. maçı Yunan guard için tam anlamıyla bir felaketti. Yaratıcılığın büyük bir kısmının Calathes’e bağlı olduğu Panathinaikos adına ise tahmin edersiniz ki bunun sonuçları hiç iyi olmadı ve Panathinaikos süpürüldü.

Perşembe akşamı bu iki oyuncunun rekabetinde yeni bir pencere açılacak.

Geçtiğimiz yıla göre Calathes’in yanında daha iyi kısalar olsa da onun kötü olduğu bir gecede Panathinaikos’un Real Madrid’in galibiyet serisine son vermesi oldukça zor gözüküyor.

 

3- Barcelona Lassa – Olympiakos

Kyle Kuric - FC Barcelona Lassa - EB18

Maçın saati: 23:00 / 27 Aralık Cuma
İki takımın dereceleri: 12-3 / 6-9
İki takımın sıralamaları: 2. sıra / 10. sıra

Açık konuşmak gerekirse; Cuma gecesinin maçları Perşembe gecesi kadar vaatkar değil. Gecenin 4 maçından 3’ünde ilk sekizin dışında yer alan takımlar mücadele edecek ve o şekilde ya da bu şekilde maçların favorileri daha belirgin.

Barcelona-Olympiakos maçı ise Pire ekibinin halihazırdaki durumu sebebiyle çok iç açıcı gözükmüyor ama en azından bu iki köklü EuroLeague ekibinin aralarında geçmişten gelen bir rekabet var. Üstelik Olympiakos kötü durumda da olsa Barcelona’nın zayıf karnına oynayabilecek silahlara sahip.

İki takımın mevcut durumuna bakarsak iyi şeyler söylemek zor.

EuroLeague’in en yetenekli kadrosuna sahip olan Barcelona, bir şekilde kazanmayı başarıyor ama oyun içi devamlılıkları hala oldukça düşündürücü. Kolay fikstürün yardımıyla üst üste 4 galibiyet aldılar ama oyun olarak hala etkileyicilikten uzaklar.

Olympiakos’un ise problemi daha büyük. Onların hem Barcelona kadar yetenek tavanı yüksek değil, hem de kadroları iyi basketbol için oldukça defolu.

Koç Kemzura’nın gelişi sonrasında rotasyondaki değişiklikler ve savunmanın yukarı çıkması onların playoff için yarışa girmesini sağladı ama fikstür zorlaştıkça onlar için işler yine kötüye doğru ilerledi.

Etkileyici Milano galibiyeti sonrasında 4 maçta sadece Khimki’yi yenebildiler ve açıkçası o maçta da mucize onların yanında olduğu için kazandılar. Brandon Paul ve Nikola Milutinov’un birlikte sahada olduğu anlarda savunma sertliği olarak rakiplerine bela olabiliyorlar ama hücumlarındaki problemler bir yerden sonra savunmayı da aşağıya düşürüyor. Ayrıca yıllardır takımı sürükleyen yerli rotasyonunun yaş sebebiyle istikrardan uzak olması da Kemzura’nın elini zorlaştırıyor.

Maçın Kritik İstatistiği: Ribaundlar!

Barcelona’yı yenmek mi istiyorsunuz? O zaman onları pota altında yıkmanız lazım.

Katalan ekibi, bu sezon rakiplerinden daha fazla ribaund aldığı 12 maçı da kazanmayı başardı. Diğer taraftan rakiplerinden daha az ribaund aldığı 3 maçı kaybetti.

Bu sebeple Olympiakos bir sürpriz yapacaksa bunun yolu ribaundlardan geçiyor. Çok şanslılar ki bunun için ellerinde harika bir oyuncu var: Nikola Milutinov!

Ligin ribaund kralı olan Sırp pivot, %23.0 ribaund yüzdesiyle takımının neredeyse her 4 ribaundundan birini almayı başarıyor. Brandon Davies daha önceki eşleşmelerde işin hücum kısmında onu zorladı ama eğer Milutinov her zamanki gibi ribaundlarda etkinliğini gösterirse Barcelona’nın oyun temposunu ele geçirmesine yardımcı olabilir.

Bu tek başına Olympiakos’un kazanması için yeterli olur mu? Zor. Oyunun diğer yerlerinde de elit bir maç çıkartmaları lazım ama öncelik olarak Barcelona’yı yıkmaları gereken yer ribaundlar!

3.5- ASVEL – Khimki Moskova

Maçın saati: 22:45 / 26 Aralık Perşembe
İki takımın dereceleri: 7-8 / 8-7
İki takımın sıralamaları: 9. sıra / 7. sıra

Normal şartlar altında listede Barcelona-Olympiakos maçının yerine bu maçın olması gerekiyordu ama EuroLeague’in ilginç fikstür planlaması bunu engelledi.

Perşembe gecesi bu maç başladığında muhtemelen gözünüz kulağınız 22:00’de başlayacak olan PanathinaikosReal Madrid maçında olacak. Dolayısıyla bu maçı takip etmek zor olacak ama o maçın bitiminde – ya da beklenenden erken koparsa – yatmak istemezseniz, hemen bu maça geçebilirsiniz.

Çünkü bu maçın bir anlamda playoff hattı için gelecekteki rekabeti belirleyecek.

Sezona peri masalı gibi başladıktan sonra düşüşe geçen ASVEL, evinde oynadığı Milano ve ALBA Berlin maçlarını kazanarak tekrardan playoff hattında yükselişe geçti. Aslına bakarsanız, oyun olarak etkileyici galibiyetler almadılar. Özellikle Tonye Jekiri’nin yokluğunda savunmadaki performansları sezon başına göre gerilemiş gibi gözüktü ama iki maçı da hücum açısından etkileyici sekanslar oynayarak lehlerine çevirmeyi başardılar.

İki maçta da toplam 8 çeyreğin 6’sinda rakipleri 10 dakikalık sürede onlara üstünlük sağladı ama iki maçta da 3. çeyreklerde inanılmaz seriler (31-14 ve 32-16) yakalayarak maçları kazandılar.  Bu bir anlamda onlar için düşündürücü olsa da rakipleri için Lyon deplasmanın zorluğunu ortaya koyuyor. Onlara karşı oyunu ve skoru ne kadar süre kontrol ederseniz edin, agresifliklerini kontrol edemediğiniz anda rüzgar karşınızdan esiyor.

Khimki ise son Olympiakos maçında gördüğümüz gibi bu konuda problem bir takım!

Normal şartlar altında-  Pire’de bile olsanız-  bitime 1.23 dakika kala 7 sayı öndeyseniz o maçı kazanırsanız ama Khimki, bunu yapamadı ve ilk 8 dışındaki takımlara ümit verdi.

Aslında o ümidi sadece o maçta değil, bir süredir deplasman performanslarıyla veriyorlar. Sezona etkileyici başladıktan sonra bu performansı devam ettiremediler. Bana sorarsanız bunun en büyük sebebi keskinlikten bir anlamda uzak olmaları…

Koç Kurtinaitis, elindeki yetenekli kadroyla geniş bir rotasyon kullanıyor. Uzun bir sezonda bu size mantıklı gelebilir ama geniş rotasyonun verimli olabilmesi için her oyuncunun rolünün belirli olması lazım. Rus ekibinde ise Shved dışında herkesin rolü o akşamki maçla birlikte belli oluyor. Bu durumda maç içerisinde iniş ve çıkışlarda darbe yemelerine sebep oluyor.

Kendi evlerinde oynarken yetenekli ellerinin çok olması sebebiyle bu çok problem olmuyor ama deplasmanda işleri doğal olarak daha zor oluyor. Ortaya kaos çıktıkça da Shved daha fazla azıyor. Dolayısıyla da onların deplasmanda üst üste 4 maç kaybetmeleri sürpriz olmuyor.

Bu maç ise bir anlamda playoff rekabeti için sezonun ilerleyişini belirleyecek. Evet, Khimki kazanırsa playoff yarışı bitmeyecek ama Rus ekibi deplasman performansı için ileriye daha ümitli bakabilecek. Tam tersi durumunda ise başta ASVEL olmak üzere ilk 8’in dışındaki bütün takımlar ellerini ovuşturmaya başlayacak. Çünkü ilk 8’in dışına düşmesi en muhtemel takım onlar gözüküyor.

Maçın Kritik İstatistiği: Khimki’nin 2. kısa skorer çıkartması!

Herkes biliyor ki; Khimki’nin en güçlü yanı da en zayıf yanı da Alexey Shved!

Rus yıldız, mükemmel bir skorer. Özellikle alev almış ise savunmada ne yaparsanız yapın, onu durduramayabiliyorsunuz. Ama bazen de buna hiç gerek olmuyor. Her ne kadar kendisi sayı atmak yerine maç kazanmayı tercih ettiğini (!) söylese de sahadaki tavırları hiç öyle değil.

Özellikle ortada sorumluluk alan başka bir kısa ya da skorer olmadığı zaman Shved, kontrolünü daha da kaybediyor ve her istediği şutu atmaya başlıyor. O skorer uzun rotasyonundan çıkarsa da bir anlam kazanmıyor çünkü Shved, kritik anlarda yine o topu paylaşmıyor.

Yukarıda belirttiğim sebepten dolayı Khimki, şu ana kadar düzenli olarak o 2. kısa skoreri bulamadı. Kazandıkları maçlarda bazen Timma, bazen de Jovic o rolü üstlendi.

Dolayısıyla bu maçın kaderini de Rus ekibinin o kısa skoreri çıkartıp çıkartamayacağı belirleyecek. Evet, Shved yine fazla top kullanacaktır ama eğer Khimki, o skoreri çıkartabilirse hem Shved’i sınırlayabilir hem de maçın içindeki devamlılığını sağlayabilir.

İkincisi de bir ASVEL deplasmanı için en önemli şey!

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!