By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Fenerbahçe Beko, kadrosunu son olarak Çin Ligi’nde oynayan ve geçen sezon da Turkish Airlines EuroLeague ekiplerinden Khimki Moskova’da forma giyen Malcolm Thomas ile güçlendirdi.
EuroLeague’de sezona istediği girişi yapamayan ve normal sezonun ortası yaklaşırken yalnızca beş galibiyeti bulunan Fenerbahçe, kötü gidişatı tersine çevirmeye kararlı.
Özellikle savunmadaki sorunları ayan beyan gözler önüne serilen sarı-lacivertlilerin uzun rotasyonunda Jan Vesely‘nin sakatlığı nedeniyle yaşadığı sıkıntılar da biliniyordu.
Peki tüm bu gelişmeler üzerine yapılan Malcolm Thomas hamlesi Fenerbahçe için doğru çözüm mü? Bu hamle sarı-lacivertlileri nereye taşıyabilir?
Artıları ve eksileri ile Malcolm Thomas transferini değerlendirdik…
Fenerbahçe Beko’nun Yeni Transferi Malcolm Thomas Kimdir?
Fenerbahçe Beko’nun Yeni Atletik Yıldızı Malcolm Thomas! (VIDEO)
Zeljko Obradovic Fenerbahçe’sinin 5 Sezon Ortası Transferi
Uzun Rotasyonundaki Koca Kara Delik!
Malcolm Thomas transferinin neler getirebileceğine bakacağız ama bunu anlamak için öncelikle Fenerbahçe‘nin mevcut duruma bakmalıyız.
Sarı-lacivertlilerin son 5 yılda savunma istatistiklerinde hep yukarıda yer almasının sebebi, düşük tempoda, daha fizikli kalarak rakibini hücum planlarından çıkartmaya çalışan savunma stratejisini mükemmel uygulamasıydı.
Öyle ki Bogdan Bogdanovic’in gidişi sonrasında problemli hale gelen kısa savunmasına rağmen Fenerbahçe bu stratejiyle ayakta kalmayı başardı. Bunu bir kapan gibi düşünürsek, tepede ayakları hızlı uzunların kısaların karşısında kalmasıyla başlayan süreç, arkada iki fizikli ve savunma bilgisi yüksek forvetin alanı daraltmasıyla devam ediyordu.
Bu plan sayesinde de Fenerbahçe, rakiplerinin hücumlarını hep konfor alanından çıkartmayı başarıyor ve belirli bir tercihe yönlendiriyordu. Bu sezon ise bu plan tamamıyla çöktü.
Jan Vesely‘nin sakatlığı sebebiyle elde o kısa karşısında kalabilecek uzun kalmadı. Obradovic bunu çözmek adına Nicolo Melli‘de yaptığı gibi zaman zaman ilk beşini kısaltarak Derrick Williams’ı beş numaraya çekti ama bunun sahadaki karşılığı birçok farklı problemle Fenerbahçe’ye geri döndü.
Üstüne De Colo & Sloukas ikilisiyle birlikte kısa savunması daha problemli hale geldi, Melli‘nin savunmaya getirdiği zekadan yoksun kalınıldı ve Nikola Kalinic ile Gigi Datome‘nin kötü sezon geçiriyor olmaları da sahada kurgulanabilir bir savunma planını görmemizi çok zorlaştırdı.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi eldeki diğer uzunlar da Fenerbahçe’nin bu plana uymamakla kalmayıp kara deliği daha da büyüttüler.
Lauvergne, Stimac ve Ahmet zaten profil olarak bu plana uymuyorlardı ama onların atletizm ve savunma bilgilerinin problemli olmasıyla her şey tam anlamıyla bir felaket haline geldi. Taraftar atletizminden çok etkilense de Derrick Williams’ın savunmadaki tembelliği ve pozisyon bilgisi zayıflığı Fenerbahçe savunmasını koca bir kara delik haline getirdi.
Öyle ki rakipler ikili oyun oynarken Fenerbahçe adına gözleri kapatıp beklemek bu oyuncuların ikili oyunu savunmasını beklemekten daha kabul edilebilir bir savunma planı haline gelmeye başladı.
Bütün bunların sonucu olarak ise Fenerbahçe, ilk 15 maçta potasında ortalama 81.2 sayı gördü ve savunma verimliliğinde (115.6) sondan 5. sırada yer aldı.
Basketbolda temel savunma sistemlerinin birçoğu potanızı savunmak ve rakibi mümkün olduğunca dışarıya püskürtmek üzerine kuruludur. Sarı-lacivertliler o kadar kolay deliniyor ve delindiği zaman o kadar çaresiz kalıyor ki rakipler potaya rahatça gidebiliyor. Bu sezon EuroLeague’de rakipleri Fenerbahçe’ye karşı %54.6 ikilik yüzdesiyle oynadı.
Obradovic buna engel olmak adına savunmasını mümkün olduğunca içeriye doğru kapatınca da bu sefer rakipleri, sarı-lacivertlilere karşı %39.1 üçlük yüzdesiyle oynadı. Ki bu yüzde son dönemde düştü. Sezonun ilk 10 haftasında rakiplerin üçlük yüzdesi %40’ın üstende yer alıyordu.
2019-2020 | 2018-2019 | |||
Ortalaması / Yüzdesi | Sıralaması | Ortalaması / Yüzdesi | Sıralaması | |
Potasında Gördüğü Sayı Ortalaması | 81.7 | 7. | 75.6 | 16. |
Savunma Verimliliği | %115.6 | 5. | %111.9 | 11. |
Rakiplerin İkilik Yüzdesi | %54.6 | 4. | %54.8 | 5. |
Rakiplerin Üçlük Yüzdesi | %39.0 | 5. | %35.6 | 13. |
Top Çalma Ortalaması | 5.4 | 15. | 6.8 | 3 |
Blok Ortalaması | 1.7 | 16. | 2.3 | 10. |
Savunma Ribaundu Yüzdesi | %69.3 | 16. | %71.2 | 8. |
Rakiplerin Hücum Ribaundu Yüzdesi | %30.7 | 3. | %28.8 | 9. |
Rakiplerinin Asist Ortalaması | 18.9 | 4. | 16.6 | 12. |
Rakiplerin True Shooting Yüzdesi | 161.2 | 4. | 153.4 | 7. |
İstatistikler zaten malumun ilanı.
Bütün savunma istatistiklerinde sarı-lacivertliler geriye gitmiş durumda. Ki şunu da belirteyim, geçen sezonki Fenerbahçe Beko kadrosu en iyi Zeljko Obradovic savunma takımı falan da değildi. O takımın da ön alan savunmasında önemli problemleri vardı ama en azından rakiplerini konfor alanından çıkartmayı başarıyordu.
Bu sezon ise bu konuda tam tersi bir Fenerbahçe Beko var. Rakiplerinin Fenerbahçe’ye karşı ortalama 18.9 asist ortalaması ve 161.2 true shooting yüzdesiyle oynaması her şeyin açıklaması zaten.
Fenerbahçe geçen sezon hücumda işlerin kötü olmadığı günlerde bile en azından rakibini bozabildiği için maçlarını kazanabiliyordu. Üstelik bunu Real Madrid gibi ligin en güçlü takımına karşı -iç sahada Datome‘nin basketiyle kazanılan maç- bile başarıyordu. Bu sezon ise Zenit karşısında bile bunu yapamıyor.
Temelde ise uzunların savunma istatistikleri bize her şeyi gösteriyor.
Sahadayken Fenerbahçe’nin Savunma Verimliliği | Sahada Değilken Fenerbahçe’nin Savunma Verimliliği | |
Joffrey Lauvergne | 108.7 | 96.2 |
Ahmet Düverioğlu | 95.6 | 101.6 |
Derrick Williams | 100.7 | 99.3 |
Vladimir Stimac"}”>Vladimir Stimac | 100.0 | 100.3 |
Sahadayken Rakiplerin İkilik Yüzdesi | Sahada Değilken Rakiplerin İkilik Yüzdesi | |
Joffrey Lauvergne | 59.0 | 52.4 |
Ahmet Düverioğlu | 48.4 | 56.4 |
Derrick Williams | 55.9 | 52.0 |
Vladimir Stimac | 43.8 | 56.0 |
KORKUNÇ!
Özellikle Joffrey Lauvergne ile Derrick Williams’ın istatistikleri tam olarak korkunç!
Savunma verimliliği istatistiği, Fenerbahçe için bu ikisinin sahada olmamasının daha iyi olduğunu bize gösteriyor. Dahası bu ikili sahadayken Fenerbahçe’nin çember savunması ortada!
Joffrey Lauvergne sahadayken rakipler ikilik atışlarda %59.0 ile oynamış. Derrick Williams’ta ise bu yüzde %55.9! Rakiplerin üçlük yüzdelerinde de benzer durumlar var. Bu durum kabul edilemez.
Vladimir Stimac’ın istatistikleri aldatıcı çünkü oynadığı süreler spesifik dakikalardı. Ahmet Düverioğlu ise bu dörtlü arasında savunmada en iyi isim ama o sahadayken de Fenerbahçe çembere yaklaşamıyor. Dolayısıyla da koç Obradovic, Joffrey Lauvergne’e muhtaç kalıyor.
Fakat Lauvergne’nin savunma istatistiklerinin profesyonel basketbolda kabulü yok. Ligdeki uzunlar arasında savunma verimliliği istatistiği ondan daha kötü olan tek isim var; Landry Nnoko! O da EuroLeague’in en yumuşak savunma takımında oynadığı için…
Fransız pivotu sahadayken Fenerbahçe’nin rakipleri ikili oyun başına 1.27 sayı çıkartıyor. Gerçekten bundan daha kötüsü olamaz. Bu şekilde savunma yapamazsınız. Maç kazanmanız ise gerçekten zor ihtimal!
Atletizm Evet, Savunma Liderliğine Hayır!
Malcolm Thomas işte tam olarak yukarıda okuduğunuz performansı sergileyen bir uzun rotasyonuna eklenecek.
Oyuncuyu yakın dönemde EuroLeague’de Khimki Moskova formasıyla basketbolseverler izledi. İzlemeyenler ya da hatırlamayanlar içinse Amerikalı uzunu, her iki uzun pozisyonunda da oynayabilen, atletizmi etkileyici, kısa karşısında kalabilen, ribaund becerisi yüksek fakat oyun bilgisi ve devamlılığı problem olan bir oyuncu olarak kabaca anlatabiliriz.
Hemen en başta belirteyim, Malcolm Thomas öyle mükemmel bir savunmacı değil fakat şu anda Vesely sakatken Fenerbahçe‘nin elinde olmayan tarzda bir uzun. Khimki’de iki sezonda da koçları aynı Obradovic‘in istediği gibi onun kısa karşısında kalmasını istedi ve Amerikalı oyuncu bunu mümkün olduğunca yaptı.
Özellikle Anthony Gill ile birlikte aynı anda sahada oldukları anda atletizmleri ve dinamizmleriyle takımlarının savunmalarını yukarıya çekmeyi başardılar. Geçen sezon Thomas, savunma verimliliğinde 99.8 ile takımının en iyi 4. ismiydi.
Fakat tecrübeli uzun, tam anlamıyla da bir pivot ve çember savunucusu değil.
Onu profil olarak daha çok Avrupa’ya ilk geldiğindeki Jan Vesely gibi düşünebilirsiniz. Patlayıcılığı o seviyede olmasa da atletizmi ve enerjisiyle savunmaya belirli bir direnç getiren oyuncu. Fakat savunma bilgisi çok yüksek olmadığı için zaman zaman yanlış ayağının üzerinde yakalanabiliyor ya da rakip kısayı yanlış tarafa yönlendirebiliyor. Bu konuda onu eleştiremezsiniz çünkü son 2 yıla kadar kariyeri Uzakdoğu Asya, G-League ve NBA takımlarının kadrosundaki son oyuncu olmakla geçti.
Keza EuroLeague kariyeri boyunca blok ortalaması 0,6’nın üstüne çıkmadı. Dolayısıyla ondan çemberi savunmasını beklememek de gerekiyor. Ayrıca tam olarak bir beş numara fiziğine sahip olmadığı için kalıplı uzunları savunma konusunda da problem yaşayabiliyor.
Ondan daha çok kısa karşısında belirli bir sertlik getirmesi ve atletik uzunlar karşısında hızlı ayaklarıyla uzun rotasyonuna enerji getirmesini bekleyebilirsiniz.
Bunun dışında Fenerbahçe‘nin ondan alabileceği en önemli artı ise ribaundlar olarak gözüküyor.
Zeljko Obradovic tercih olarak uzunlarını genellikle kısa karşısında bıraktığı için Fenerbahçe’de Jason Thompson bile kötü ribaundçu olarak gözüktü ama Malcolm Thomas gerçekten bu konuda elit bir isim! Geçen sezon sahada olduğu anlarda savunma ribaundlarının %22.2’sini o çekti ve bu konuda ligde 8. sırada yer aldı.
Sarı-lacivertlilerin ligin en kötü takımlarından biri olduğunu düşünürsek Thomas, bu alanda Fenerbahçe’ye ilaç gibi gelebilir.
İşin hücum kısmında ise Thomas bir bitirici.
Khimki’de geçen sezon sayılarının %67.2’sini asist üzerinden buldu. Bu sayıların çok büyük bir kısmını da çember etrafında buldu. Şutlarının %75’ten fazlasını potaya 4 metre uzaklık içerisinden kullandı. Bu şutlarda da %60.7 gibi gayet kabul edilebilir bir yüzde tutturdu.
Hücumdaki en büyük özelliği ise yine hızlı ayakları… Ligin en hızlı devrilen uzunlarından biri olduğu için doğru alan paylaşımı olması durumunda takımına ikili oyunlardan kolay sayılar kazandırabiliyor. Özellikle karşısında ayakları yavaş olan uzunları gördüğü zaman skorda önemli katkılar verebiliyor. Fakat bazen bu konudaki tercihleri biraz zorlama olabiliyor.
Thomas’ın dış şutu da var ama bu çok verimli bir özelliği değil. İlk yılında %26.8 ile ikinci yılında %31.6 ile üçlük attı. Yani elbette boş şut olduğu zaman o şutu kullanacaktır ama Fenerbahçe onun dış şutu üzerinden bir hücum planlaması yapmamalı.