EuroLeague 2010-2019: Son 10 Yılın En İyi Kadrosu!

31/Ara/19 11:30 Aralık 31, 2019

Utkan Sahin

31/Ara/19 11:30

Eurohoops.net

Dünya tarihinde bir 10 yılı daha geride bırakıyoruz. Peki son 10 yılda Turkish Airlines EuroLeague kimler damga vurdu?

by Eurohoops team/ info@eurohoops.net

Dünya tarihi için küçük ama biz yaşayanlar için büyük bir 10 yılı daha geride bırakmamıza artık sadece saatler kaldı.

Her zamanki gibi bu 10 yılda da takvim yaprakları birer birer attıkça dünya her anlamda değişmeye devam etti. Teknoloji değişti, hayatımıza sosyal medya diye bir kavram girdi, her şey ama her şey değişti. Basketbol bile 10 yılda çok farklı bir hale geldi.

Koca bir 10 yılı geride bırakıyoruz ve bu koca 10 yıla biraz saygı duruşunda bulunmamız gerekiyor. Bu sebeple de Eurohoops Fırın olarak, geride kalan sayılı günşerde farklı farklı konularda son 1o yılın unutulmazlarına bakacağız.

Bu yola BSL’nin karma kadrosunu oluşturarak çıkmıştık. Arkasından ise 10 yılda emekli olan 10 büyük EuroLeague efsanesini,  Türk basketbolundaki en önemli 10 olayını karşınıza çıkarmıştık.

Hemen arkasından ise 2010’lu yılların en iyi koçu,  2010’lu yıllarda EuroLeague’in en iyi oyuncusu kim, 2010’lu yıllarda NBA’deki en iyi Avrupalı oyuncu kim sorularına bakmıştık. En son olarak da EuroLeague’de 2010’lu yılların istatistik liderlerini, NBA’de son 10 yapılan en iyi 15 smacı ve NBA süper yıldızlarının fiziksel olarak yaşadıklarını değişimleri görmüştük.

Şimdi ise artık zaman EuroLeague’in son 10 yıldaki en iyi kadrosunda kurmaya geldi.

Biliyorsunuz böyle listeler oldukça göreceli olabiliyor çünkü karar verirken kıstas almanız gereken birçok kriter var. Ana kriterler olarak ise ya uzunlar yıllar boyunca ligde gösterdiği istikrarlı performansı kıstas alacaksanız ya da 10 yıl içerisinde kısa sürede de olsa lige yaptığı etkiyi düşünerek hareket edeceksiniz.

Biz ikisi arasında bir denge kurmayı çalıştık ama arada kaldığımız durumlarda ise genellikle ikincisini tercih ettik. Kadroyu değerlendirirken bu mantıkla yorumlamanız bizler için daha anlaşılabilir olabilir.

Ayrıca EuroLeague’de artık takımlar 12 kişiden daha fazla oyuncudan kadro oluşturuyor. Biz de bu sebepten dolayı kadromuzu 14 oyuncudan oluşturduk. Malum sakatlıklardan kaçmak lazım.

Hazırsanız karşınızda EuroLeague’de son 10 yılın en iyi oyuncularından oluşan kadro:

Not: Başarılar kategorisinde sadece 2010’lu yıllarda yaptıkları belirtilmiştir.

PG: Dimitris Diamantidis #13

Oynadığı sezonlar: 2004-2016 sezonları arasında
Başarıları: 1 kere MVP, 1 kere Final Four MVP’si, 3 kere EuroLeague’de Yılın Beşi, 2 kere Asist Kralı, 1 kere Yılın Savunmacısı Ödülü
Takımlar: Panathinaikos
Şampiyonluk sayısı: 1 şampiyonluk, 2 Final Four

Gelecek nesiller belki bilmeyecek ama milenyum boyunca insanlık ikiye ayrıldı: Dimitris Diamantidis’in hayranı olanlar ve onu bir kere daha izlemek için yaşamından belirli bir süreyi gözden çıkartacak olanlar diye…

Şimdiden söyleyeyim; ikinci kısımda sadece Panathinaikos taraftarı yoktur. Ben mesela onun iyi halini bir kez daha izlemek için buna razıyım.

Diamantidis, EuroLeague’in gerçek efsanelerinden biri. Fakat öyle laf olsun diye bir efsane değil, efsanelik kavramı onla başka bir anlam kazandı. Avrupa basketbolunun tutkunları için EuroLeague’in resimli karşılığı tam olarak o olduğu için Yunan guard efsane oldu.

Savunma, zeka ve liderlik…

İnsanlar ona baktığı zaman işte tam olarak bunları gördü ve 12 sezon boyunca onu büyük bir zevkle takip etti. 2010’lu yıllarda ise bunu bize sunmaya devam etti.

2011’de büyük bir lider olarak Panathinaikos’un büyük bir sükseyle Barcelona’yı safdışı bırakmasında ve sonrasında gelen şampiyonlukta da büyük rol oynadı. Kariyerinin son bölümünde Diamantidis, elbette fiziksel olarak bir düşüş yaşadı ama o an bile onun oyun bilgisi ve zekasını görmek paha biçilemezdi.

Efsane isim 2016’da basketbolu bıraktı ama onun 4 yıl oynamamış olması bu kadroya girmemesi için sebep değil. Hatta muhtemelen sadece bir sene bile oynasa onu listeye alırdım.

PG: Sergio Llull #23

Oynadığı sezonlar: 2007-2019 sezonları arasında
Başarıları: 1 kere MVP,  1 kere EuroLeague’de Yılın Beşi, 1 kere EuroLeague’de Yılın 2. Beşi
Takımlar: Real Madrid
Şampiyonluk sayısı: 2 şampiyonluk, 7 Final Four

2010’lu yıllarda EuroLeague’in sevdiği tartışma konularından biri de Sergio Llull mu yoksa Sergio Rodriguez’in mi Real Madrid için daha önemli olduğuydu.

Ben her zaman mandalinayı daha çok sevmişimdir. Dolayısıyla o günlerde de bu günlerde de bu tartışmada tercihimi Llull’dan yana kullandım.

İkisi de EuroLeague tarihine damga vuran performanslar sergiledi ve ikisi de normal sezon MVP’si olmayı başardı. Fakat benim Llull’u tercih etmem, biraz daha onun sadakatiyle alakalı!

Avrupa’daki yıldızlar bir bir giderken Llull, tekliflere rağmen bizi hiç yalnız bırakmadı ve 2010’lu yıllar boyunca harika performanslar sergiledi. Üstelik bunu istikrarlı bir şekilde yaptı.

2000’li yıllarda hiç Final Four oynayamayan Madrid’i son 10 yılda 7 kere Avrupa’nın en heyecanlı haftasonuna götürdü ve bu 7 maceradan 2 kere şampiyonluk çıkartmayı başardı.

Üstelik 2017’de şampiyon olamasa da gösterdiği bireysel performans göz alıcıydı. Bu kadar formdayken yaşadığı sakatlık onu biraz etkiledi ama yaptıklarıyla çoktan bu listeye girmeyi hak etmişti.

PG: Milos Teodosic #4

Oynadığı sezonlar: 2007-2017 sezonları arasında
Başarıları: 1 kere MVP,  3 kere EuroLeague’de Yılın Beşi, 2 kere EuroLeague’de 2. Yılın Beşi
Takımlar: Olympiakos, CSKA Moskova
Şampiyonluk sayısı: 1 şampiyonluk, 6 Final Four

Yüzüklerin Efendisi’ni bilirsiniz… O meşhur yüzük herkesin ilgisini çeker ve herkes o yüzüğün kendisinin olmasını ister!

Milos Teodosic de tam olarak Avrupa basketbolunun o yüzüğü oldu yıllarca… Onu sevmemeniz mümkün değildi. Çünkü bu oyunu güzel yapan birçok şey onda vardı. Yaratıcılık, inanılmaz yetenekler ve onu cool gösteren saçları…

Dolayısıyla rakip takımda olsanız bile Teodosic’i seversiniz yahut içten içe kıskanırsınız! Onun kendinizde olmasını istersiniz, aynı yüzükteki gibi! Fakat onun kariyeri için pek yüzüklü diyemeyiz. Yani en azından beklendiği kadar yüzüklü olamadı.

Sırp guard, beklendiği gibi bir EuroLeague yıldızı oldu. Bunun olacağını zaten herkes daha Pire’ye gittiği ilk gün biliyordu. İnanılmaz yetenekleriyle takımların Final Four’a taşıdı ve MVP ödülünü kazandı.

Fakat ilk günden beri ondan beklenen şampiyonluk sayısına ulaşamadı. Şeytanın bacağını sadece 2017’de kırabildi ve diğer Final Four’lardaki performanslarıyla hep eleştirildi.

Bana sorarsanız bu hiç önemli değil. Teodosic hiç şampiyonluk kazanamasa bile yaptıklarıyla bu listeye girmeyi hak etti. Ayrıca size söyledim, onu kıskanan çok! Eleştirileri boşverin, o bu listenin oyuncusu…

G: Vassilis Spanoulis #7

Spanoulis_olympiacos_Khimki

Oynadığı sezonlar: 2005-2019 sezonları arasında
Başarıları: 1 kere MVP, 2 kere Final Four MVP’si, 3 kere EuroLeague’de Yılın Beşi, 3 kere EuroLeague’de 2. Yılın Beşi, Finalin en skorer oyuncusu
Takımlar: Olympiakos
Şampiyonluk sayısı:  2 şampiyonluk, 4 Final Four

Açık konuşayım, bu takımın bir kaptanı varsa bu isim Vassilis Spanoulis’tir çünkü kendisi bu son 10 yılın EuroLeague’deki en büyük ismi…

Dimitris Diamantidis, sözlükte EuroLeague’in resimli karşılığı olabilir ama Vassilis Spanoulis de aynı sözlükte “kazanan oyuncu” tamlamasının resimli karşılığı!

O zaten Panathinaikos‘tayken büyük bir oyuncuydu. 2009’da Yeşiller ile şampiyonluğa giderken Final Four MVP’si o seçilmişti fakat her şeyin önünde o olmak istediği için 2010 yazında bütün EuroLeague’in kaderini değiştirerek Olympiakos’a gitti.

Pire’de ise ortaya mükemmel bir hikaye sundu.

Yıllarca büyük paralar harcayıp şampiyon olamayan bir takıma daha kısıtlı bütçelerle yerli ağırlık bir rotasyonla üst üste 2 yıl şampiyon yaptı. Üstelik bir tanesi belki de tarihin gördüğü en acayip şampiyonluklardan bir tanesiydi. O günden sonra da CSKA‘nın hep başına bela oldu.

Spanoulis zamanın etkisiyle yaş alsa da hala o büyük şutu sokma ve takımına liderlik etme heyecanıyla yaşıyor. Bedeni ona yapamazsın demesine rağmen! Bu da onu büyük oyuncudan daha çok, özel bir oyuncu yapıyor.

SG: Nando De Colo #1

Oynadığı sezonlar: 2010-2011 sezonu ve 2014-2019 sezonları arasında
Başarıları: 1 kere MVP, 1 kere Final Four MVP’si, 3 kere EuroLeague’de Yılın Beşi, 2 kere EuroLeague’de Yılın 2. Beşi,  1 kere Sayı Kralı, 1 kere Final maçının en skoreri
Takımlar: Valencia, CSKA Moskova, Fenerbahçe Beko
Şampiyonluk sayısı: 2 şampiyonluk, 5 Final Four

Milos Teodosic’in olduğu bir kadroda gerçekten Nando De Colo’ya yer vermememizi mi bekliyordunuz?

NBA’de geçen boş yıllardan sonra 2014’te Avrupa’ya geri dönen Fransız guard, beklenmedik büyüklükte bir etki yarattı. De Colo, ilk giderken harika bir geçiş hücumu oyuncusuydu. Fakat geri döndüğünde yarı saha hücumunda da özel bir skorer olduğunu herkese gösterdi.

Rakip savunmaları delirtecek kadar çaresiz bırakan Fransız yıldız, 5 yıl boyunca CSKA‘da gösterdiği performansla kendi döneminin en skoreri olmayı da başardı.

Dahası Milos Teodosic ile yakaladığı uyumla birlikte Rus ekibini yıllar sonra şampiyonluğa götürürken kendisi de o sezon hem normal sezonun hem de Final Four’un MVP’si seçildi.

2. şampiyonluğu için o kadar da beklemeyen De Colo, geçen sezon takımının şampiyonluk yürüyüşünde özellikle playoff’ta önemli bir katkı verdi.

SG/F: Luka Doncic #7

Oynadığı sezonlar: 2015-2018 sezonları arasında
Başarıları: 1 kere MVP, 1 kere Final Four MVP’si, 2 kere Yükselen Yıldız Oyuncu Ödülü, 1 kere EuroLeague’de Yılın Beşi
Takımlar: Real Madrid
Şampiyonluk sayısı: 1 şampiyonluk, 2 Final Four

Luka Doncic bir fenomen! Muhtemelen kariyeri bittiğinde Avrupa basketbolu tarihinin en iyisi olarak ondan bahsedeceğiz. Peki sadece bu yüzden mi onu bu listeye aldık?

Hayır, kesinlikle hayır! O bu kıtada eşi benzeri görülmemiş bir şeyi yaptığı için bu kadroda olmayı hak ediyor.

Henüz 16 yaşındayken EuroLeague’de oynayan Doncic, sadece 3 sezonda bu kıtanın en büyüğü olmayı başardı. Evet, belki onu genç oyuncu gibi düşünmemek gerek çünkü onun yaşındaki gençler genellikle benchte ısıtma görevi görüyor. Fakat ne olursa olsun böyle bir hikayeye her gün rastlamıyoruz.

Henüz 18 bile basmamışken Real Madrid gibi bir deve, liderlik yaptı. Hem de harika bir şekilde yaptı. Takımın sakatlıklarla boğuşurken o her şeyi yolunda tuttu ve tarihin en genç MVP’si oldu. Yetmedi, takımını şampiyonluğa taşıdı ve Final Four MVP’liğini de kazandı.

Bizler gerçekten çok şanslıyız çünkü onun bu kıtadaki mükemmel hikayesine canlı canlı şahit olduk. Bu kesinlikle bizden sonraki nesle doya doya anlatacağımız bir hikaye!

SG/F: Bogdan Bogdanovic #13

Oynadığı sezonlar: 2012-2017 sezonları arasında
Başarıları: 2 kere Yükselen Yıldız Oyuncu Ödülü, 1 kere EuroLeague’de Yılın Beşi, 1 kere Final maçının en skoreri
Takımlar: Partizan, Fenerbahçe Beko
Şampiyonluk sayısı: 1 şampiyonluk, 3 Final Four

2014 yılında soğuk bir Belgrad akşamında, 21 yaşındaki bir delikanlı bitime 22 saniye kala faul çizgisine geldi.

Kombank Arena’da atmosfer çok gergindi. Partizan’ın karşısında EuroLeague kupasının bir numaralı adayı CSKA Moskova vardı ve 21 yaşındaki o delikanlının son çeyrekte attığı 10 sayıyla son 43 saniyeye 1 sayı geride girmişlerdi. Mola sonrası sol köşeden çıkan Bogdanovic, şutunu atamadı çünkü Khryapa üstüne düşmüştü. Faul çizgisine geldi ve elleri hiç titremeden iki serbest atışı da soktu.

Maçın bitimiyle birlikte binlerce Partizan taraftarı çılgına dönmüştü çünkü o gün 27 atan Bogdanovic, CSKA Moskova karşısında Partizan’ı galibiyete taşımıştı ve günün sonunda herkes onun sezon bitiminde büyük bir takıma gideceğini biliyordu.

Öyle de oldu.

Zeljko Obradovic‘in Fenerbahçe‘sine gelen Bogdanovic, burada adım adım bir süper stara ve ikona dönüştü. Yanıldı, hata yaptı ve düştü ama hiçbirinde pes etmedi ve hepsinde ayağa kalkarak takımını ileriye götürdü. Burada taraftarlar onu, milli maç öncesinde rakip takımda olmasına rağmen destekleyecek kadar sevdi.

2017’de Fenerbahçe’ye EuroLeague’i şampiyonluğunun yolunu açarken de OAKA’da tarihi 2 maç oynadı. O gün açıkça Bogdanovic, bu kıtanın en iyi oyuncusu benim dedi ve imkansız gözüken bir yerden takımını çıkartarak şampiyonluğa götürdü.

O günden sonra kendisi NBA’e yolcu oldu ama zaten yaptıklarıyla listeye girmeyi hak etmişti.

SF: Rudy Fernandez #5

Oynadığı sezonlar: 2011-2019 sezonları arasında
Başarıları: 2 kere EuroLeague’de Yılın Beşi, 1 kere EuroLeague’de Yılın 2. Beşi
Takımlar: Real Madrid
Şampiyonluk sayısı: 2 şampiyonluk, 6 Final Four

Büyük bir sporcu olmak demek her zaman sevilen bir oyuncu olacağınız anlamına gelmiyor.

Rudy Fernandez, muhtemelen 2010-2019 yılları arasında Avrupa kıtasındaki en sevilmeyen oyuncu olabilir. Kendi takımının taraftarı dışında onu bu kıtada seven birisini bulmanız hiç kolay değil. Fakat bu durum onun bu ligin kaderini belirleyen oyunculardan biri olmadığı anlamına da gelmiyor.

NBA’den döndükten sonra Real Madrid‘in o meşhur çekirdeğinin bir parçası olan Fernandez, İspanyol devinin 2010’lu yılları domine etmesine yardımcı oldu.

İspanyol forvet, birçok kez takımıyla birlikte Final Four’a giderken bunlarından 2’sinden şampiyonlukla döndü.

Bildiğiniz gibi Fernandez bunu iki farklı rolde yaptı. 2015 yazında belinden geçirdiği sakatlığa kadar takımın en önemli kozlarından biri olan Fernandez, sonrasında ise performans olarak düşse de kritik anlarda sorumluluk alan tecrübeli oyuncuya dönüştü ve takımına yardımcı olmanın yolunu yine buldu. 

PF: Georgios Printezis #15

printezis_laboral

Oynadığı sezonlar: 2010-2019 sezonları arasında
Başarıları: 1 kere EuroLeague’de Yılın Beşi
Takımlar: Unicaja Malaga, Olympiakos
Şampiyonluk sayısı: 2 şampiyonluk, 4 Final Four

Diğer her pozisyon için EuroLeague’de 2010’lu yıllarda kimin daha iyi olduğunu belki tartışabiliriz ama uzun forvet pozisyonda böyle bir tartışmaya gerek yok!

Çünkü Georgios Printezis’in burada mutlak bir üstünlüğü var.

2010’lu yılların hemen başında Malaga’da geçen kötü dönemi dışında Yunan uzun forvet, istikrarlı bir şekilde EuroLeague’de takımına yardımcı oldu. Sayı ortalamasını hiç tek hanelere düşürmeyen Printezis, Spanoulis’e harika bir “Robin”‘lik yaptı.

Onun pota altındaki hücum çeşitliliği Olympiakos’a harika bir ikili kurmak için fırsat verirken Pire ekibi bunun karşılığını 2 EuroLeague şampiyonluğuyla aldı.

Tabii bunların en unutulması 2012’de İstanbul’da oynanan maçtı. O gece Olympiakos, tarihi bir şekilde CSKA Moskova’yı yıkarken Printezis son saniyede basketi atarak takımını şampiyon yaptı.

Sanırım sadece bu bile kadroya girmesi için yeterli olabilir.