by Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’de sezonun ilk yarısı geçtiğimiz hafta oynanan maçlarla birlikte sona erdi.
İlk 17 haftanın bize gösterdiği bir durum var: Bu sezon playoff yarışı aynı geçen sezon gibi çok yakın geçecek. En yukarıdaki 5 takım, basketbol kaliteleri ve maç kazanma sayılarıyla kendi yerlerini matematiksel olarak olmasa da psikolojik olarak garantiledi.
En aşağıda yer alan ALBA Berlin ve Zenit ise tam tersi bir şekilde oynadığı basketbol ile pek playoff yarışında olamayacağını gösterdi. Aslında bu iki takımın yanına Zalgiris ile Bayern Münih’i de koyabiliriz fakat Litvanya ekibi geçen sezon nerelerden dönebileceğini gösterdi. Dolayısıyla onları hafife almak yanlış olur. Bayern ise halihazırda yarışta olan takımlarla aynı galibiyet derecesinde ve onlara saygısızlık yapmamak için bu yarışa onları da dahil ettik.
Ortaya da 11 takımın geriye kalan üç yer için mücadele edeceği bir yarış çıktı.
Eurohoops Fırın ise bu yarışı sizlere daha iyi sunabilmek için ikinci yarı öncesinde yarışta olan 11 takımın fikstürünü inceledi ve karşınıza çıkardı. Hazırsanız, başlayalım:
Yanında * bu işaret bulunan maçlar uzatmaya gitmiştir. Uzatmaya giden maçlar kural gereği ikili averajda farklı hesaplanmaktadır.
16- Zalgiris Kaunas (5-12)
Evinde kalan maç sayısı / performansı: 7 maç (3-7)
Deplasmanda kalan maç sayısı / performansı: 10 maç (2-5)
İlk 8’de yer alan takımlara karşı maç sayısı / performansı: 8 maç (2-6)
İlk 8 dışındaki takımlara karşı maç sayısı / performansı: 9 maç (3-9)
Playoff yarışındaki rakiplerine karşı maç sayısı / performansı: 10 maç (3-7)
Herkesin beklentisi EuroLeague’de bu sezon playoff yarışının 17-18 galibiyet sınırı içerisinde bitmesi… Geçtiğimiz yılları bu konuda bir veri olarak alamıyoruz çünkü bu sezon daha fazla takım var ve tahminen sınır bu olacak gibi gözüküyor.
Eğer böyle olursa Zalgiris‘in 2. yarıda 12 yahut 13 galibiyet alması gerektiği anlamına gelir. Bu mümkün mü? Pek değil fakat geçen sezon 22. haftada da kimse onlara şans vermiyordu.
İlk yarıda üst üste 9 yenilgi alarak büyük bir dağılma yaşayan Zalgiris, son 2 maçta ise Bayern ve Maccabi karşısında etkileyici galibiyetler alarak umutlandı. Hala işleri zor ve hala oyun kurucu rotasyonları pek güven vermiyor ama en azından son 2 maçtaki hücum performansları çok daha istikrarlıydı.
Fakat diğer yandan onları çok zor bir fikstür bekliyor. Evinde sadece 7 maçı kalan Zalgiris, 2. yarıda 10 maçı dışarıda oynayacak. Fakat onlar için belki de tek teselli, evlerinde oynayacakları 7 maçın 5’ini playoff yarışında olan rakiplerine karşı oynayacak olmaları.
İlk yarıda bu takımlara karşı sadece 3 galibiyet alabildiklerini düşünürsek en azından işleri değiştirme şansları var. 2. yarının başında üst üste oynayacakları 3 deplasman maçı (Madrid, Kızılyıldız, Panathinaikos) onların kaderini erkenden belirleyecek.
Panathinaikos: İlk maçı Panathinaikos 1 sayı farkla kazandı, ikinci maç Atina’da
Milano: İlk maçı Milano 4 sayı farkla kazandı, ikinci maç Kaunas’ta
Kızılyıldız: İlk maçı Kızılyıldız 2 sayı farkla kazandı, ikinci maç Belgrad’da
Khimki: İlk maçı Khimki 9 sayı farkla kazandı, ikinci maç Kaunas’ta
Valencia: İlk maçı Valencia 4 sayı farkla kazandı, ikinci maç Valencia’da
ASVEL: İlk maçı Zalgiris 14 sayı farkla kazandı, ikinci maç Lyon’da
Baskonia: İlk maçı Baskonia 12 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
Olympiakos: İlk maçı Olympiakos 9 sayı farkla kazandı, ikinci maç Kaunas’ta
Fenerbahçe: İlk maçı Zalgiris 3 sayı farkla kazandı, ikinci maç Kaunas’ta
Bayern Münih: İlk maçı Zalgiris 25 sayı farkla kazandı, ikinci maç Kaunas’ta
15- Bayern Münih (6-11)
Evinde kalan maç sayısı / performansı: 8 maç (5-4)
Deplasmanda kalan maç sayısı / performansı: 9 maç (1-7)
İlk 8’de yer alan takımlara karşı maç sayısı / performansı: 8 maç (2-6)
İlk 8 dışındaki takımlara karşı maç sayısı / performansı: 9 maç (4-5)
Playoff yarışındaki rakiplerine karşı maç sayısı / performansı: 10 maç (3-7)
Bana sorarsanız, Bayern Münih’in Zalgiris kadar bile playoff şansı yok.
Alman ekibi, geçen sezon lige büyük bir renk katarak sonuna kadar playoff yarışında kalmıştı ama bu sezon hiç aynı seviyede değiller. Onların da yun kurucu rotasyonları problemli ve deplasmandaki performansları geçen sezondan bile kötü!
Üstelik 2. yarıda onları tam 9 deplasman maçı bekliyor ve 9 deplasman maçının 6’sını playoff yarışında olan rakiplerine karşı oynayacaklar. Dolayısıyla da işleri kolay değil.
Basketbolları da açıkçası pek ümit vermiyor. Sezonun ilk 9 maçında 4 galibiyet aldıktan sonra son 8 haftada sadece 2 galibiyet alabildiler. Bu şekilde yarışta uzun süre kalabilmeleri hiç kolay değil.
Panathinaikos: İlk maçı Panathinaikos 2 sayı farkla kazandı, ikinci maç Atina’da
Milano: İlk maçı Bayern 14 sayı farkla kazandı, ikinci maç Milano‘da
Kızılyıldız: İlk maçı Kızılyıldız 30 sayı farkla kazandı, ikinci maç Münih’te
Khimki: İlk maçı Khimki 13 sayı farkla kazandı, ikinci maç Moskova’da
Valencia: İlk maçı Valencia 26 sayı farkla kazandı, ikinci maç Münih’te
ASVEL: İlk maçı Bayern 41 sayı farkla kazandı, ikinci maç Lyon’da
Baskonia: İlk maçı Baskonia 33 sayı farkla kazandı, ikinci maç Münih’te
Olympiakos: İlk maçı Bayern 3 sayı farkla kazandı, ikinci maç Pire’de
Fenerbahçe: İlk maçı Fenerbahçe 12 sayı farkla kazandı, ikinci maç Münih’te
Zalgiris: İlk maçı Zalgiris 25 sayı farkla kazandı, ikinci maç Kaunas’ta
14- Fenerbahçe Beko (6-11)
Evinde kalan maç sayısı / performansı: 9 maç (4-4)
Deplasmanda kalan maç sayısı / performansı: 8 maç (2-7)
İlk 8’de yer alan takımlara karşı maç sayısı / performansı: 8 maç (0-8)
İlk 8 dışındaki takımlara karşı maç sayısı / performansı: 9 maç (6-3)
Playoff yarışındaki rakiplerine karşı maç sayısı / performansı: 10 maç (5-5)
Geride kalan 5 yıldan sonra Fenerbahçe Beko’yu böyle bir yarışta görmeyi herhalde kimse beklemiyordu ama hayatta her şey mümkün!
Sezon başında Final Four’un adaylarından biri olarak gösterilen sarı-lacivertliler, Jan Vesely‘nin sakatlığı, deplasmandaki performansı, kırılganlığıyla hiç beklenmedik bir ilk yarı performansı sergiledi. Özellikle içeride oynanan Zenit ve Valencia maçlarında alınan yenilgiler hem takım hem de taraftarı için özgüvenlerine büyük bir darbe oldu.
Fakat onlar da ilk yarının sonunu umutlu bir şekilde tamamladı. Yeni yapılan iki transfer ve Olympiakos deplasmanında ortaya konulan performans, rüzgarı birazcık değiştirdi ve sarı-lacivertliler, 2. yarıda daha istekli olacak.
Bu yarışta da onlara fikstür yardımcı olabilir.
Sarı-lacivertliler, 2. yarıda 9 maçını içeride oynayacak ve 9 maçı da sıralamada halihazırda kendinden yukarıda olan takımlara karşı oynayacak. Evet, sarı-lacivertliler bu sezon şu ana kadar Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda eski hegemonyasını kuramadı ama her şeyin değişmesi için bir zaman vardır. Üstelik Fenerbahçe, deplasmanda oynayacağı 8 maçın 4’ünü de sıralamada kendisinden geride olan takımlara karşı oynayacak.
Dolayısıyla da Fenerbahçe fikstür avantajını iyi kullanırsa 2. yarıda dengeleri değiştirebilir ama bunun için ilk olarak ilk 8’deki takımları mağlup etmeleri gerekiyor çünkü ilk yarıda bunu hiç yapamadılar.
Ve ilk 8’e kalmak istiyorsanız, rakiplerinizi yenmek zorundasınız.
Panathinaikos: İlk maçı Panathinaikos 3 sayı farkla kazandı, ikinci maç İstanbul’da
Milano: İlk maçı Milano 13 sayı farkla kazandı, ikinci maç İstanbul’da
Kızılyıldız: İlk maçı Kızılyıldız 12 sayı farkla kazandı, ikinci maç İstanbul’da
Khimki: İlk maçı Fenerbahçe 13 sayı farkla kazandı, ikinci maç Moskova’da
Valencia: İlk maçı Valencia 2 sayı farkla kazandı, ikinci maç Valencia’da *
ASVEL: İlk maçı Fenerbahçe 17 sayı farkla kazandı, ikinci maç İstanbul’da
Baskonia: İlk maçı Fenerbahçe 7 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
Olympiakos: İlk maçı Fenerbahçe 9 sayı farkla kazandı, ikinci maç İstanbul’da
Bayern Münih: İlk maçı Fenerbahçe 12 sayı farkla kazandı, ikinci maç Münih’te
Zalgiris: İlk maçı Zalgiris 3 sayı farkla kazandı, ikinci maç Kaunas’ta
13- Olympiakos (6-11)
Evinde kalan maç sayısı / performansı: 9 maç (4-4)
Deplasmanda kalan maç sayısı / performansı: 8 maç (2-7)
İlk 8’de yer alan takımlara karşı maç sayısı / performansı: 8 maç (2-6)
İlk 8 dışındaki takımlara karşı maç sayısı / performansı: 9 maç (4-5)
Playoff yarışındaki rakiplerine karşı maç sayısı / performansı: 10 maç (4-6)
Olympiakos da aynı Fenerbahçe gibi EuroLeague’in köklü takımlarından biri ama herkes onların buralarda olmasını biraz bekliyordu.
Çünkü sezon başında kurulan kadro sonrasında Olympiakos’un kadro kalitesi ve uyumunun playoff için yeterli olamayabileceği ortadaydı. İlk yarı itibariyle de bunu açıkça gördük.
Artık yaşlanan Yunan çekirdeği ve Nikola Milutinov’un damga vurduğu birkaç maç dışında Pire ekibi, ortaya vasat bir performans koydu. Üstelik son dönemde de performansları aşağıya doğru gidiyor. Son 5 maçta sadece Khimki’yi yenebildiler ve o maçı da açıkçası biraz mucize eseri kazandılar.
Dolayısıyla onlar için çok ümit verici bir tablo yok. Yine de ne olursa olsun Olympiakos’tan bahsediyoruz ve onların kültürleriyle sonuna kadar yarışta olmak için mücadele edeceklerini bekleyebiliriz.
Üstelik orta şeker de bir fikstürleri var. İkinci yarıda daha çok maçı Pire’de oynayacaklar ve playoff yarışında oldukları rakiplerine karşı 5 maçı içeride oynayacaklar. Ayrıca ikinci yarının ilk 6 haftasında onları kolay maçlar bekliyor. Tek sorunları Nikola Milutinov’un 3 maç kaçıracak olması ama son maçta gördük ki zaten onu doğru şekilde kullanma konusunda epey sorun yaşıyorlar.
Bakalım Pire ekibi, ikinci yarıda bize farklı bir performans sunabilecek mi?
Panathinaikos: İlk maçı Panathinaikos 6 sayı farkla kazandı, ikinci maç Pire’de *
Milano: İlk maçı Olympiakos 21 sayı farkla kazandı, ikinci maç Milano‘da
Kızılyıldız: İlk maçı Kızılyıldız 7 sayı farkla kazandı, ikinci maç Pire’de
Khimki: İlk maçı Olympiakos 11 sayı farkla kazandı, ikinci maç Moskova’da *
Valencia: İlk maçı Olympiakos 26 sayı farkla kazandı, ikinci maç Valencia‘da
ASVEL: İlk maçı ASVEL 19 sayı farkla kazandı, ikinci maç Pire’de
Baskonia: İlk maçı Baskonia 26 sayı farkla kazandı, ikinci maç Pire’de
Fenerbahçe: İlk maçı Fenerbahçe 9 sayı farkla kazandı, ikinci maç İstanbul’da
Bayern Münih: İlk maçı Bayern 3 sayı farkla kazandı, ikinci maç Pire’de
Zalgiris: İlk maçı Olympiakos 9 sayı farkla kazandı, ikinci maç Kaunas’ta
12- Baskonia (7-10)
Evinde kalan maç sayısı / performansı: 9 maç (5-3)
Deplasmanda kalan maç sayısı / performansı: 8 maç (2-7)
İlk 8’de yer alan takımlara karşı maç sayısı / performansı: 8 maç (3-5)
İlk 8 dışındaki takımlara karşı maç sayısı / performansı: 9 maç (4-5)
Playoff yarışındaki rakiplerine karşı maç sayısı / performansı: 10 maç (4-6)
Baskonia‘nın ilk yarı sonunda buralarda olmasına alışığız.
Bask ekibi, yeni formatta hep playoff’a kaldı ama hepsinde de kötü bir ilk yarının ardından ikinci yarıdaki performanslarıyla bunu başardı. Bu onlara gelecek için ümit veriyor olabilir ama şimdiden söyleyeyim oyun kaliteleri pek öyle demiyor.
3 yıldır oyun kurucu rotasyonunda problem yaşayan Bask ekibi, bu yıl bu konuda resmen dibi gördü. Tornike Shengelia’nın insan üstü mücadelesi bile onlara sadece 7 galibiyet getirdi. Dahası da yaşadıkları sakatlıklar oldu.
Tabii yine de ilk yarının son maçında Barcelona’yı mağlup ederken Pierria Henry’nin ortaya koyduğu performans onları heyecanlandırmış olabilir. Eğer Henry biraz toparlanırsa ortaya daha iyi bir basketbol koyabilirler.
Ve açıkçası bu olursa da rüzgarın onların arkasından esmemesi için hiçbir sebep yok. Belki de playoff yarışındaki takımlar arasında en müsait fikstür onlarda var. İkinci yarıda evlerinde 9 maç oynayacaklar ve bu 9 maçın içerisinde 7 maçı playoff yarışındaki rakiplerine karşı oynayacaklar. Bu büyük bir avantaj. Deplasmanda oynayacakları 2 maç ise her an yarıştan düşebilecek olan Olympiakos ile Bayern karşısında…
Dolayısıyla onlar için kritik olan fikstürden ziyade ortaya koyacakları basketbol. Eğer toparlanabilirlerse kendi yollarını kendileri açabilir.
Panathinaikos: İlk maçı Panathinaikos 32 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
Milano: İlk maçı Milano 7 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
Kızılyıldız: İlk maçı Baskonia 8 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
Khimki: İlk maçı Khimki 3 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
Valencia: İlk maçı Valencia 28 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
ASVEL: İlk maçı ASVEL 3 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
Olympiakos: İlk maçı Baskonia 26 sayı farkla kazandı, ikinci maç Pire’de
Fenerbahçe: İlk maçı Fenerbahçe 7 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
Bayern Münih: İlk maçı Baskonia 33 sayı farkla kazandı, ikinci maç Münih’te
Zalgiris: İlk maçı Baskonia 12 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
11- ASVEL (8-9)
Evinde kalan maç sayısı / performansı: 7 maç (7-3)
Deplasmanda kalan maç sayısı / performansı: 10 maç (1-6)
İlk 8’de yer alan takımlara karşı maç sayısı / performansı: 8 maç (4-4)
İlk 8 dışındaki takımlara karşı maç sayısı / performansı: 9 maç (4-5)
Playoff yarışındaki rakiplerine karşı maç sayısı / performansı: 10 maç (6-4)
Tony Parker dahil olmak üzere kimse ASVEL’in burada olmasını beklemiyordu.
Sezon başında Avrupa’nın dört bir köşesinde yapılan tahminlerde ligin en altında gösterilen Fransız ekibi, sezonun ilk yarısını ise playoff hattındaki Kızılyıldız ile aynı galibiyet derecesinde tamamladı. Haliyle de bu başarılarıyla ilk yarının peri masalı onlar oldu.
ASVEL bu başarısını büyük ölçüde içerideki performansına borçlu! İlk yarıda evinde 10 maç oynayan Parker’ın takımı, CSKA, Baskonia, Khimki, Olympiakos, Milano, Panathinaikos gibi iddialı takımları evinde mağlup etmeyi başardı. Böylesini herhalde en son 2015-16 sezonunda Kızılyıldız ortaya koymuştu.
Fransız ekibi çok takdir edilesi bir performans ortaya koysa da 2. yarı onlar için pek kolay olmayacak. Evinde sadece 7 maçı kalan ASVEL’i deplasmanda 10 maç bekliyor ve tahmin edersiniz ki deplasmandaki performansları aynı seviyede değil.
ASVEL, ilk yarıda deplasmanda sadece Kızılyıldız’ı mağlup edebildi ve şimdi önlerinde zorlu 10 maç var. Şöyle ki önlerinde yer alan 10 takımdan 7’sine karşı 2. yarıda deplasmanda oynayacaklar. Bu aşılması zor bir dağ.
Yine de ilk yarıdaki performanslarından sonra umarım onları uzun süre daha yarışta görürüz.
Panathinaikos: İlk maçı ASVEL 1 sayı farkla kazandı, ikinci maç Atina’da
Milano: İlk maçı ASVEL 7 sayı farkla kazandı, ikinci maç Milano’da
Kızılyıldız: İlk maçı ASVEL 2 sayı farkla kazandı, ikinci maç Lyon’da *
Khimki: İlk maçı ASVEL 4 sayı farkla kazandı, ikinci maç Moskova’da
Valencia: İlk maçı Valencia 9 sayı farkla kazandı, ikinci maç Lyon’da
Baskonia: İlk maçı ASVEL 3 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
Olympiakos: İlk maçı ASVEL 19 sayı farkla kazandı, ikinci maç Pire’de
Fenerbahçe: İlk maçı Fenerbahçe 17 sayı farkla kazandı, ikinci maç İstanbul’da
Bayern Münih: İlk maçı Bayern 41 sayı farkla kazandı, ikinci maç Lyon’da
Zalgiris: İlk maçı Zalgiris 14 sayı farkla kazandı, ikinci maç Lyon’da
10- Valencia Basket (8-9)
Evinde kalan maç sayısı / performansı: 9 maç (6-2)
Deplasmanda kalan maç sayısı / performansı: 8 maç (2-7)
İlk 8’de yer alan takımlara karşı maç sayısı / performansı: 8 maç (0-8)
İlk 8 dışındaki takımlara karşı maç sayısı / performansı: 9 maç (8-1)
Playoff yarışındaki rakiplerine karşı maç sayısı / performansı: 10 maç (6-4)
İlk 5 haftadan sonra Valencia için bütün yargılar kesinleşmişti.
EuroCup’ta ne kadar başarılı olursa olsun daha önceki EuroLeague maceralarında da hayal kırıklığı yaratan İspanyol ekibi, felaket bir performansla 5. maçını da kaybedince herkes onlar için sezonun hemen bittiğini düşündü ama öyle olmadı.
Sonrasında oynanan 12 maçta 8 galibiyet alan Valencia, ilk yarıyı playoff hattında bitirmeyi başardı. Bojan Dubljevic ve arkadaşlarının bu başarısında en önemli faktör ise kendilerine yakın seviyedeki takımlara karşı gösterdiği performans oldu.
İlk 8 takımlarına karşı ilk yarıda hiç kazanamayan İspanyol ekibi, ilk 8’in dışındaki takımlara karşı 9 maçta 8 galibiyet aldı. Bir tek Olympiakos’a kaybettiler, o maç da sezonun ilk 5 haftasındaydı. Bütün bu başarı da onları yarışa taşıdı.
2. yarıda ise bu yarışı besleyebilecek şans ellerinde var. İspanyol ekibi, playoff yarışındaki rakiplerine karşı 6 maçını evinde oynayacak. Eğer bu serilerini sürdürebilirse onları sonuna kadar yarışın içerisinde görebiliriz.
Bunun için de bu hafta Olympiakos’a karşı evlerinde oynayacakları maç çok kritik olacak.
Panathinaikos: İlk maçı Panathinaikos 11 sayı farkla kazandı, ikinci maç Valencia’da
Milano: İlk maçı Milano 7 sayı farkla kazandı, ikinci maç Valencia’da
Kızılyıldız: İlk maçı Kızılyıldız 3 sayı farkla kazandı, ikinci maç Valencia’da
Khimki: İlk maçı Valencia 5 sayı farkla kazandı, ikinci maç Moskova’da
ASVEL: İlk maçı Valencia 9 sayı farkla kazandı, ikinci maç Lyon’da
Baskonia: İlk maçı Valencia 28 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
Olympiakos: İlk maçı Olympiakos 26 sayı farkla kazandı, ikinci maç Valencia’da
Fenerbahçe: İlk maçı Valencia 2 sayı farkla kazandı, ikinci maç Valencia’da *
Bayern Münih: İlk maçı Valencia 26 sayı farkla kazandı, ikinci maç Münih’te
Zalgiris: İlk maçı Valencia 4 sayı farkla kazandı, ikinci maç Valencia’da
9- Khimki Moskova (8-9)
Evinde kalan maç sayısı / performansı: 10 maç (6-1)
Deplasmanda kalan maç sayısı / performansı: 7 maç (2-8)
İlk 8’de yer alan takımlara karşı maç sayısı / performansı: 8 maç (3-5)
İlk 8 dışındaki takımlara karşı maç sayısı / performansı: 9 maç (5-4)
Playoff yarışındaki rakiplerine karşı maç sayısı / performansı: 10 maç (5-5)
Khimki Moskova bir hayal kırıklığı mı?
Rus ekibi geçtiğimiz yaz tam 10 transfer yaparak EuroLeague takımları arasında bu konuda zirvede yer aldı. Üstelik transfer yaparken paralarını hiç sakınmadılar. Çoğunlukla kaliteli oyuncular için yüksek meblağ ortaya koydular. Dolayısıyla da onlardan beklenti büyüktü.
Bu beklentiyle Khimki sezona hızlı girse de son 9 maçta sadece 2 galibiyet alarak bir anda ilk yarının sonunda kendini ilk 8’in dışında buldu. Bu açıdan bakarsak sorunun cevabı evet!
Fakat fikstür de ilk yarıda onların tarafında değildi. Evinde sadece 7 maç oynayan Rus ekibi, deplasmanda ise 10 maç oynadı. Bu da onları biraz etkiledi. İkinci yarıda da fikstür değişecek ve Rus devi, bu sefer 10 maç içeride oynayacak. Bu da onların playoff için ümitlenmesi için bir sebep! Üstelik ilk yarıda evlerinde sadece 1 maç kaybettiklerini düşünürsek!
Diğer yandan Alexey Shved’in son dönemde takımın başına iyice sıkıntı olması ise onların playoff yarışında işini zorlaştıracak gibi gözüküyor.
Panathinaikos: İlk maçı Khimki 17 sayı farkla kazandı, ikinci maç Atina’da
Milano: İlk maçı Khimki 8 sayı farkla kazandı, ikinci maç Milano‘da
Kızılyıldız: İlk maçı Kızılyıldız 12 sayı farkla kazandı, ikinci maç Moskova’da
Valencia: İlk maçı Valencia 5 sayı farkla kazandı, ikinci maç Moskova’da
ASVEL: İlk maçı ASVEL 4 sayı farkla kazandı, ikinci maç Moskova’da
Baskonia: İlk maçı Khimki 3 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
Olympiakos: İlk maçı Olympiakos 11 sayı farkla kazandı, ikinci maç Moskova’da *
Fenerbahçe: İlk maçı Fenerbahçe 13 sayı farkla kazandı, ikinci maç Moskova’da
Bayern Münih: İlk maçı Khimki 7 sayı farkla kazandı, ikinci maç Moskova’da
Zalgiris: İlk maçı Khimki 9 sayı farkla kazandı, ikinci maç Kaunas’ta
8- Kızılyıldız (8-9)
Evinde kalan maç sayısı / performansı: 8 maç (5-4)
Deplasmanda kalan maç sayısı / performansı: 9 maç (3-5)
İlk 8’de yer alan takımlara karşı maç sayısı / performansı: 7 maç (3-5)
İlk 8 dışındaki takımlara karşı maç sayısı / performansı: 10 maç (5-4)
Playoff yarışındaki rakiplerine karşı maç sayısı / performansı: 10 maç (7-3)
İlk yarının büyük sürprizlerinden biri de Kızılyıldız!
Bir yıl aradan sonra EuroLeague’e geri dönen Sırp devi, kadro kalitesi açısından pek playoff yarışına aday gösterilmiyordu. Üstelik başarılı koçları Milan Tomic’in görevden ayrılması da onlar adına büyük bir hataymış gibi gözüktü.
Fakat biraz yukarıda gördüğünüz adam her şeyi değiştirdi. Kızılyıldız’a üst düzey bir liderlik yapan Lorenzo Brown, Billy Baron ile birlikte Kızılyıldız’ın kadro kalitesinin üstünde bir performans sergilemesini sağladı.
Özellikle 10. haftadan itibaren yükselişe geçen Sırp ekibi, son 8 maçında tam 6 galibiyet almayı başardı ve ilk yarının sonunda 8. sıraya kadar tırmandı. İkinci yarı boyunca da onların yarışta olmasını bekleyebiliriz.
Fikstürleri biraz zorlu, dışarıda daha fazla maç oynayacaklar ama ilk yarıda kendilerinden güçlü takımlar karşısında başarılı bir performans ortaya koymayı başardılar. Onlar adına en önemlisi playoff yarışındaki rakiplerine karşı gösterdikleri performans oldu. Kızılyıldız, bu takımlara karşı 10 maçta 7 galibiyet aldı ve ikili averajı almak için ilk adımı attı. Yine de ikinci yarıda bu takımlara karşı oynayacakları maçların sadece 3’ünün içeride olması onlar için biraz zorlayıcı olacak.
Panathinaikos: İlk maçı Panathinaikos 5 sayı farkla kazandı, ikinci maç Belgrad’da
Milano: İlk maçı Kızılyıldız 10 sayı farkla kazandı, ikinci maç Belgrad’da
Khimki: İlk maçı Kızılyıldız 12 sayı farkla kazandı, ikinci maç Moskova’da
Valencia: İlk maçı Kızılyıldız 3 sayı farkla kazandı, ikinci maç Valencia‘da
ASVEL: İlk maçı ASVEL 2 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da *
Baskonia: İlk maçı Baskonia 8 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
Olympiakos: İlk maçı Kızılyıldız 7 sayı farkla kazandı, ikinci maç Pire’de
Fenerbahçe: İlk maçı Kızılyıldız 12 sayı farkla kazandı, ikinci maç İstanbul’da
Bayern Münih: İlk maçı Kızılyıldız 30 sayı farkla kazandı, ikinci maç Münih’te
Zalgiris: İlk maçı Kızılyıldız 2 sayı farkla kazandı, ikinci maç Belgrad’da
7- Olimpia Milano (9-8)
Evinde kalan maç sayısı / performansı: 8 maç (7-2)
Deplasmanda kalan maç sayısı / performansı: 9 maç (2-6)
İlk 8’de yer alan takımlara karşı maç sayısı / performansı: 7 maç (3-4)
İlk 8 dışındaki takımlara karşı maç sayısı / performansı: 10 maç (5-5)
Playoff yarışındaki rakiplerine karşı maç sayısı / performansı: 10 maç (5-5)
Olimpia Milano için rüya gibi başlayan sezon devamında normale döndü.
Yıllardır yaşanılan başarısızlıklardan sonra ülke basketbolunun en büyük efsanelerinden Ettore Messina’yı tam yetkiyle takımın başına getiren İtalyanlar, ilk 9 maçta tam 7 galibiyet alarak büyük bir gövde gösterisi yaptı.
Fakat sonrası hüsran oldu. Tam herkes acaba Milano ilk 4 için aday olabilir mi derken İtalyan ekibi, son 8 maçta sadece 2 galibiyet aldı ve playoff’un bile tehlikeye girdiği bir duruma geldi. Bunda elbette yaşadıkları sakatlıkların da etkisi oldu ama takımın son dönemdeki basketbolu da hiç acıcı değildi. Zaten kazandıkları Zenit maçında taraftar bir ara takımı yuhaladı.
İkinci yarıya pek ritimde girmeyen Milano bunu değiştirmeye çalışacak ama işleri de çok kolay değil. Playoff’taki rakiplerine göre 1 galibiyet avantajları var ama ikinci yarıda 9 maçı dışarıda oynayacaklar ve 5. haftadaki ALBA Berlin deplasmanından beri dışarıda kazanmıyorlar. Dolayısıyla deplasman performansı onların ikinci yarıdaki en önemli soru işareti olacak.
Her şeye rağmen Ettore Messina faktörüyle ben Milano’nun sonuna kadar yarışta kalacağını düşünüyorum. Fakat bunu geçen sezon da yaptılar ama sonunu getiremediler. Bakalım bu sefer getirebilecekler mi?
Panathinaikos: İlk maçı Milano 1 sayı farkla kazandı, ikinci maç Milano’da
Kızılyıldız: İlk maçı Kızılyıldız 10 sayı farkla kazandı, ikinci maç Belgrad’da
Khimki: İlk maçı Khimki 8 sayı farkla kazandı, ikinci maç Milano’da
Valencia: İlk maçı Milano 7 sayı farkla kazandı, ikinci maç Valencia‘da
ASVEL: İlk maçı ASVEL 7 sayı farkla kazandı, ikinci maç Milano’da
Baskonia: İlk maçı Milano 7 sayı farkla kazandı, ikinci maç Vitoria’da
Olympiakos: İlk maçı Olympiakos 21 sayı farkla kazandı, ikinci maç Milano’da
Fenerbahçe: İlk maçı Milano 13 sayı farkla kazandı, ikinci maç İstanbul’da
Bayern Münih: İlk maçı Bayern 14 sayı farkla kazandı, ikinci maç Milano’da
Zalgiris: İlk maçı Milano 4 sayı farkla kazandı, ikinci maç Kaunas’ta