BSL Sezon Ortası Ödülleri: 2019-2020

08/Oca/20 08:43 Ocak 8, 2020

Utkan Sahin

08/Oca/20 08:43

Eurohoops.net

Geride kalan 15 hafta da birçok oyuncu lige damgasını vururken Eurohoops Fırın da sezonun ilk yarısı itibariyle sezon ödüllerini dağıttı.

By Utkan Şahin/ info@eurohoops.net

ING Basketbol Süper Ligi’nde ilk yarısı geçtiğimiz hafta sonu oynanan maçlarla birlikte geride kaldı.

Açıkçası geçtiğimiz sezonlardaki trend devam etti ve bu sezon da ligin kalitesi biraz düştü. Yine de 16 takımdan birçok oyuncu lige damga vurmayı başardı.

Ligin ara vermesinden fırsat bulan Eurohoops Fırın, her yıl olduğu gibi sezon ortası ödüllerini dağıtmaya karar verdi.

Elbette bu ödüller gelecek için bir tahmin değil, şu ana kadar gösterilen performansların sonucu. Dolayısıyla da sezonun 2. yarısında değişebilir. Ayrıca her sene yaptığımız gibi bu sezon da ödülleri istatistiklerden daha çok takımlarının başarısında oynadıkları kritik roller üzerinden vermeyi tercih ettik.

Bununla birlikte ligin ilk yarısındaki maçların en azından yarısında oynamayan oyuncuları ödüllerin dışarısında bıraktık.

Lafı daha fazla uzatmadan… Karşınızda ING Basketbol Süper Ligi’nde ilk yarının ödülleri:

Sezonun İlk Yarısının Üçüncü Beşi

  • Chris Jones (Frutti Extra Bursaspor) 15 maç 15.9 sayı, 6.7 asist, 3.5 ribaund, 18.6 EFF: İlk yarıda Bursaspor’un skorunu sürükleyen birçok isim vardı. Freeman, Clavell ve zaman zaman da Perry bu rolü üstlendi fakat ligin yeni ekibi, ilk yarının dikkat çekici takımlarından biri olmayı başardıysa bunda en büyük pay Chris Jones’a ait. Takımına harika liderlik yapan Amerikalı guard, yeni kurulmuş bir takımın yaşayabileceği birçok problemin önüne geçti. Kritik anlarda potaya gitti, asist yaptı, oyunu sakinleştirdi ve sorumluluk aldı. Bütün bunları göz alıcı istatistiklerle birleştirince ligin en iyi guardlarından biri oldu. İlk iki beşteki oyun kurucular, halihazırda EuroLeague’in önde gelen oyuncuları. Chris Jones belki o seviyede olmasa da bu liderlik özellikleriyle Avrupa’da yükselecektir.
  • Trae Golden (Bahçeşehir Koleji) 15 maç 20.5 sayı, 6.7 asist, 4.0 ribaund, 19.8 EFF: En başta söylediğim gibi, genellikle seçimleri yaparken istatistiklerin göz alıcılığını daha arkaya koyduk ve kazanan takımları öne çıkardık fakat takımı kaybediyor diye etkileyici bir performansı tamamen göz ardı etmek de adil olmayacaktı. Üstelik Golden, takımının az sayıda kazandığı maçların da kahramanıydı. İTÜ’ye karşı 41 sayı – sezon rekoru – ve Antep’e karşı 34 sayı atarak Bahçeşehir’in düşme hattından çıkmasını sağladı. İstatistik olarak da ligin sayı, asist ve verimlilik puanı listelerinde ilk beşe girerek damgasını vurdu. Ayrıca takımının bozuk yapısına rağmen sezon boyunca kendi istikrarını korumayı başardı. Benim çok beğendiğim tarzda bir oyun kurucu olmasa da bu yönü etkileyici.
  • Shaq McKissic (Beşiktaş Sompo Japan) 15 maç 15.7 sayı, 4.0 ribaund, 3.1 asist, 15.7 EFF: Beşiktaş, bu yıl da kaotik bir sezon geçiriyor. Maddi problemler sebebiyle koç ve takımın 2 önemli yabancısı ayrıldı. Üstelik maddi problemlerin somut örneğini sadece bu olaylarda görebiliyoruz ama böyle bir ortamda motive olmak hiç kolay değildi. Yıllardır Türkiye’de oynayan McKissic bunu başardı. Sezon boyunca Beşiktaş’ın en istikrarlı oyuncusu olan Amerikalı forvet, takımının en azından ilk yarıyı playoff yarışında bitirmesini sağladı. Üstelik bunu yaparken Türkiye kariyerindeki en iyi istatistiklerini de tutturdu. Beşiktaş hala playoff yarışındaysa bunu çoğunlukla McKissic’e borçlu.
  • Bonzie Colson (Darüşşafaka Tekfen) 15 maç 12.9 sayı, 5.8 ribaund, 15.9 EFF: Bonzie Colson, yaz döneminin dikkat çekici transferlerinden biriydi ve şu ana kadar bunun nedenlerini sahada göstermeyi başardı. Fiziksel ve atletik yetenekleri sayesinde sadece ligde değil, EuroCup’ta da rakip kanatlara üstünlük kurdu. Bu çok önemliydi çünkü Daçka gibi hücumu istikrardan uzak bir takımın güvenebileceği bir hücum silahı oldu ve takımının iyi bir ilk yarı geçirmesini sağladı. 6 maçta Daçka’nın en skoreri olan Colson, 15 maçın 11’inde de çift hanelere çıkmayı başardı. Üstelik hücumdaki yeteneklerinin yanında savunma verimliliğinde de ligin en iyi 4. ismi oldu. Çaylak bir Amerikalı olarak elbette uyum göstermesi ve gelişmesi gereken bir çok yer var ama başlangıç olarak performansı hiç fena değil. Bence onu ileride daha da yukarıda görebiliriz.
  • Elmedin Kikanovic (OGM Ormanspor) 15 maç 20.5 sayı, 7.1 ribaund, 1.3 asist, 19.1 EFF: Elmedin Kikanovic de Trae Golden ile aynı sebepten listeye giren oyunculardan… Bosnalı oyuncunun performansı herhalde kimse için sürpriz değildir. Biz onu sezon başında en iyi 10 transfer arasına koymuştuk ve o bunun nedenlerini hemen gösterdi. Ligin yeni ekibi Ormanspor’un saha içerisindeki en büyük kozu olan Kikanovic, gösterdiği performansla Ankara ekibinin düşme hattının biraz üstünde ilk yarıyı bitirmesini sağladı. Ayrıca 15 maçın 14’ünde çift hanelere çıkarak istikrarlı bir performans sergiledi ve ligin ilk yarısını hem sayı hem de verimlilik puanında ilk beşte bitirmeyi başardı. Sürpriz değil. Bu ligde Kikanovic tarzındaki uzunlar her zaman tutar.

Sezonun İlk Yarısının İkinci Beşi

  • Kostas Sloukas (Fenerbahçe Beko) 12 maç 11.7 sayı, 7.3 asist, 3.2 ribaund, 17.1 EFF: Fenerbahçe Beko için 2019’un ikinci yarısı bir kabus gibiydi. 5 yıldır süre gelen başarılardan sonra sarı-lacivertliler, EuroLeague’de hiç beklenmedik bir düşüş yaşadı. Bunun yanına sakatlıklar ve formsuzluklar da eklenince ortaya kötü bir tablo çıktı. Bunun etkilerini ligde de gördük. Geçmiş yıllarda ligde bol bol rotasyon yapan Obradovic, bu sezon bazı oyuncuların üzerine daha fazla yük bindirmek zorunda kaldı. Bu belki sarı-lacivertliler için sıkıntılı bir durum ama basketbolseverler için bir şans oldu çünkü ligde Fenerbahçe’nin yıldızlarını daha fazla izleme şansı buldular. Sloukas gibi. Geçen sezon ilk yarıda sadece 6 maç oynayan Yunan guard, bu sezon ilk yarıda 12 maça çıktı ve en azından işlerin ligde daha yolunda gitmesini sağladı. EuroLeague’de çok iyi bir sezon geçirmese de ligde 7.3 asist ve 11.6 sayı ortalamalarıyla en iyi performansını ortaya koyan Sloukas, ilk yarıyı asist krallığının tepesinde bitirmeyi de başardı.
  • Tony Taylor (Pınar Karşıyaka) 14 maç 14.4 sayı, 3.9 asist 2.7 ribaund, 15.1 EFF: Yeni kurulan bir takımın oyun kurucusu olmak zorludur. İşler zorlaştığı zaman herkes size bakar. Tony Taylor ligin ilk yarısında bu konuda başarılı bir iş çıkardı. Sezona biraz formsuz girse de sonrasında hemen toparlanan Amerikalı guard, harika bir liderlikle Karşıyaka’nın ilk yarıyı 2. sırada tamamlamasını sağladı. Hücumda Karşıyaka’nın en önemli kısa yaratıcısı olarak takımının iç dış dengesini sağlayan Taylor, üst üste 12 maçta çift hanelere çıkarak kendi bireysel skoru olarak da en iyi performansını ortaya koydu. En önemlisi ise başa baş geçen maçlarda sorumluluk alıp, takımını ayakta tutmasıydı.
  • Krunoslav Simon (Anadolu Efes) 10 maç 11.8 sayı, 3.4 ribaund, 2.9 asist, 14.0 EFF: Yaşlı kurt Krunoslav Simon, ikinci baharında gerçekten de çok etkileyici bir performans ortaya koyuyor. İşin büyük kısmını belki Larkin ile Micic yapıyor ama Hırvat forvet, kariyerinin bu kısmında en olgun oyununu ortaya koyarak işleri değiştiren x faktör oluyor. Kanatlardan sayı mı lazım? O sahne alıyor! Ribaund mı lazım? Hemen uzunlara yardım ediyor. Takımın sakinleşmesi mi lazım? Hemen kontrolü alıyor. Onun bu performansı sayesinde Efes, daha da kusursuz bir takım gibi gözüküyor. Ligde de bu böyle. Lacivert-beyazlılar belki sadece 1 maç kaybetti ama Simon, takımının sıkıntı yaşadığı her an sahne aldı. Ligde hücum verimliliği istatistiğinde 2. sırada olması tesadüf olamaz. Onun bu yaşında gösterdiği performansa şapka çıkartmak lazım.
  • Omar Prewitt (TEKSÜT Bandırma) 15 maç 14.4 sayı, 4.6 ribaund, 1.5 asist, 14.2 EFF: Adrien Moerman, Gediminas Orelik ve Angelo Caliaro… TEKSÜT Bandırma, yıllardır istikrarlı bir şekilde lige harika bitiriciler sunuyor ve Omar Prewitt de bu listenin son üyesi! Bandırma ekibinin, oyun planı içerisinde büyük rol oynayan Amerikalı şutör, üç sayı çizgisinin gerisinden ilk yarıda mükemmel bir performans sergiledi. Maç başına 2.5 üçlük isabetiyle ligde 3. sırada yer alan Prewitt, bunu %46.9 gibi yüksek bir yüzdeyle başardı. Onun bu şut yeteneği hem Terry’e içeride daha fazla alan açarken hem de Bandırma’nın enerjik kısalarına penetre alanı yarattı. Üstelik bütün bunları istikrarlı bir şekilde ortaya koydu ve 15 maçın 12’sinde en az 1 üçlük isabetiyle oynadı. 5 maçta ise 5 ve üzeri üçlük isabeti buldu. Ligin ilk yarısını Bandırma playoff hattında bitirdiyse bunda Prewitt’in emeği çok büyük.
  • Talib Zanna (Meksa Yatırım Afyon Belediye) 15 maç 13.8 sayı, 9.5 ribaund, 1.7 asist, 17.0 EFF: Bu yazıyı yazarken biraz buruğum çünkü gönlümden daha fazla Afyon’lu oyuncuyu ilk beşlere koymak geçiyor. Yazın yaşadıkları süreçten sonra ortaya böyle bir yapı çıkartmaları ve ilk yarıyı playoff hattının sadece 1 maç uzağında bitirmeleri gerçekten büyük iş. Ellerindeki birkaç maçı da basit hatalarla kaybetmeselerdi muhtemelen onları kupada izleyecektik. Fakat adil olmak zorundayım ve bu sebeple ilk beşlere sadece Talib Zanna’yı koyacağım. Nijeryalı pivot, sezon başından beri Afyon’un saha içindeki en büyük güçlerinden biri oldu. Çoğu maçta çok az dinleme şansı bulsa da her iki pota altında da dominant performansını hep ortaya koydu ve Ege ekibinin saha içerisindeki en büyük direnç kaynağı oldu. 9.5 ribaund ortalamasıyla ligin ilk yarısını 2. sırada bitiren Zanna, ayrıca en çok double-double yapan oyuncu da olmayı başardı.

Sezonun İlk Yarısının Beşi

  • Vasilije Micic (Anadolu Efes) 13 maç 12.8 sayı, 6.5 ribaund, 1.9 ribaund, 11.6 EFF: Shane Larkin ligde sadece 7 maç oynadığı için maalesef onu ilk beşe alamıyoruz ama iyi ki Anadolu Efes‘in bir değil, iki tane süper guardı var. Sezon başından beri Larkin’e göre ligde daha fazla mesai yapan Sırp oyun kurucu, lacivert-beyazlıları taşıyan isim oldu. Sahada general edasıyla oynayan Micic, Bandırma maçı dışında takımının ilk yarıyı yenilgisiz kapatmasını sağladı. Bunu yaparken de özellikle Beşiktaş maçında olduğu gibi zaman zaman sahaya özel performanslar sundu. Bu sezon Chris Jones’tan sonra asistlerle en çok double-double yapan isim olan Micic, lig liderinin saha içindeki lideri olarak ilk beşte yer almayı hak ediyor.
  • Nando De Colo (Fenerbahçe Beko) 9 maç 16.2 sayı, 3.3 ribaund, 2.6 asist, 15.6 EFF: Fenerbahçe için sezonun ilk yarısı oldukça zorlu geçti ve özellikle EuroLeague’de işler yolunda gitmedi. Fakat kötü gidişat, yahut takım içindeki uyumsuzluk pek de Nando De Colo gibi bir süper skoreri yoldan çıkartacak şeyler değil. EuroLeague’de sayı krallığında ilk beşte olan De Colo, ligde de Fenerbahçe’nin en skorer ismi olarak 9. sırayı aldı. Onun hücumdaki eşsiz yetenekleri de son hafta Bursaspor karşısında olduğu gibi birçok maçta sarı-lacivertlileri, ligde sürpriz yenilgilerden korudu. Onun gibi bir skoreri bu ligde izlemek gerçekten büyük bir şans!
  • Aaron Harrison (Galatasaray Doğa Sigorta) 15 maç 12.9 sayı, 2.7 ribaund, 2.9 asist, 13.6 EFF: Geçtiğimiz yıl ligin en iyi isimlerinden biri olan Aaron Harrison, bu sezon geçtiğimiz yılki kadar iyi değil ama inanın bana hala ilk beşte yer almayı hak ediyor. Harrison’ın sayı ortalaması ve yüzdeleri belki düştü ama bu biraz da takımının kısa yaratıcısı olarak ona çok bağımlı olmasıyla alakalı. Öyle ki o sahada değilken ya da gününde olmadığı zamanlarda Galatasaray, hiçbir şey üretemiyor. O üretebildiği zaman ise sarı-kırmızılılar, bir anda 2 seviye yukarı çıkıyor. +/- istatistiği de bunu ortaya koyuyor. Harrison, sahadayken rakiplerine 79 sayı üstünlük kuran Galatasaray, o sahada değilken ise 30 sayı fark yedi. Sarı-kırmızılılar ligin ilk yarısını ilk 4 içerisinde bitirdiyse lideri Harrison’a bu konuda çok şey borçlu.
  • Amath M’Baye (Pınar Karşıyaka) 15 maç 11.2 sayı, 4.1 ribaund, 2.8 asist, 11.9 EFF: Yazın Ufuk Sarıca kadroyu kurduktan sonra bence en önemli ekleme Amat M’Baye’ydi ve Fransız oyuncu bunun neden böyle olduğunu kısa sürede gösterdi. Dünya Kupası etkisiyle sezona biraz formsuz girse de özellikle 5. haftadan sonra M’Baye, Karşıyaka’nın o bağlayıcı oyuncusu oldu. Atletizmiyle takımının çember savunmasındaki birçok problemi halletti, Morgan’a yardımcı oldu. 4 numaradan verdiği şut katkısıyla alanı açtı ve en önemlisi top çalmalar ve ribaundlarla Sarıca‘nın o çok istediği temponun başlangıcı olmayı başardı. Kısacası onun sahadaki varlığı İzmir ekibi için birçok problemi çözdü. M’Baye olmasaydı bu kadar dominant bir Karşıyaka izleyemezdik.
  • Devin Williams (TOFAŞ) 15 maç 16.2 sayı, 7.8 ribaund, 1.9 asist, 20.2 EFF: Devin Williams, izlerken hakkında karar vermesi en zor isimlerden biri. Bazen öyle sekanslar oynuyor ki bu kıtanın Joel Embiid’ini izliyor gibi oluyorsunuz. Hücumda birebir üzerinden sırtı dönük yahut şutla durdurulması çok zor şutları sokabiliyor. Bazen de bütün konsantrasyonunu kaybediyor ve daha az önce izlediğim o oyuncu nerede diyorsunuz. Bu onun için bir problem olsa da genelde onun ligin şimdiye kadarki en dominant uzunu olduğu gerçeğini değiştirmiyor. TOFAŞ’ın hücumun en büyük ve istikrarlı sürükleyicisi olan Amerikalı pivot, 16.2 sayıyla ligde ilk yarıyı 10. sırada tamamladı ve bunu %60.6 ikilik, %60.5 üçlük yüzdeleriyle tamamladı. O sahadayken TOFAŞ’ın 123.7 hücum verimliliğiyle oynaması da her şeyin özeti aslında! Ribaundlarda da oldukça etkili olan Williams, ilk yarıdaki performansıyla verimlilik puanı sıralamasında ligi 2. sırada tamamladı. Dolayısıyla da ilk beşteki yer onun.

Sezon İlk Yarısının Bireysel Ödülleri

Sezonun İlk Yarısının MVP’si: Amath M’Baye

İstatistikleri: 15 maç 11.2 sayı, 4.1 ribaund, 2.8 asist, 11.9 EFF

Evet, kabul ediyorum bu biraz riskli bir seçim!

Sonuçta bireysel istatistikleri çok daha iyi olan birçok oyuncu var. Hatta Pınar Karşıyaka’nın içerisinde bile istatistikleri çok daha iyi olan oyuncular var ama İzmir ekibi, ligin ilk yarısına damga vurduysa yukarıda da söylediğim gibi bunu Amath M’Baye’ye borçlu.

Ufuk Sarıca‘nın o tempolu, savunmayı neredeyse bütün sahada kuran oyun planı Fransız oyuncu olmasaydı bu kadar iyi işleyemezdi.

Karşıyaka’nın saha içerisindeki karar vericisi belki Tony Taylor ama bu takımın doğal lideri kesinlikle M’Baye. O ve koç Sarıca arasındaki uyum kolay kolay oturmadı. Hatırlayacaksınız, sezon başında Fransız oyuncunun süreleri zaman zaman Nusret Yıldırım’a gitti. Fakat bir yerden sonra M’Baye koçunu, koçu da onu daha iyi anladı.

Bu uyum yakalandıktan sonra da ortaya çok daha izlemesi zevkli bir Karşıyaka çıktı.

Morgan ile Semih’in pota altında becerileri daha çok öne çıktı, kısalar daha rahat hareket etmeye başladı ve onun savunmaya getirdiği enerji ve atletizm Karşıyaka’yı ligin en iyi savunma takımlarından biri haline getirdi. Bunu rakamlar da söylüyor. İzmir ekibi, savunma verimliliğinde 98.1 ile ligde 100’un altında olan tek takım olmayı başardı.

Onun bu performansı olmadan böylesine bir Karşıyaka izleyemezdik ve açık konuşalım ilk yarıya en çok renk katan takım da onlar oldu. – oopps spoiler – Dolayısıyla da bunu ödüllendirmemiz gerekiyor ve ilk yarının MVP’si ödülü Fransız oyuncuya gidiyor.

Sezonun İlk Yarısının Takımı: Pınar Karşıyaka

Hep söylerim, ligin kalitesini Anadolu Efes, Fenerbahçe gibi büyük takımlardan daha çok baş altı takımların neler yaptığı belirliyor ve Pınar Karşıyaka bu konuda bu sezonun ilk yarısında gerçekten özel bir iş çıkardı. Üstelik gösterdikleri performans gerçekten sıra dışı.

İzmir ekibi, Ufuk Sarıca ayrıldıktan sonra 3 sezon da playoff bile göremedi ve yazın neredeyse tüm kadroyu değiştirerek bambaşka bir kadro kurdu. Yeni kadrolar hep heyecan verse de onların birbiri arasında bir uyum yakalaması, bunun istikrarlı bir performansa dönüşmesi hiç kolay değildir. Hele de kısa bir dönem içinde!

Fakat Sarıca ve öğrencileri, yaşanılan kritik sakatlıklara rağmen kısa içerisinde bunu başardı.

Ligin ilk yarıda en iyi basketbolundan birini oynayan Karşıyaka, bunu istatistiklere de döktü. Ligin ilk yarısını savunma verimliliğinde ilk sırada, hücum verimliliğini ise 3. sırada tamamladılar ve birkaç maç dışında bizlere istikrarlı bir performans izlettiler. Ligin kalitesinin düştüğü bu dönemde gerçekten onların bu performansı çok anlamlıydı.

Üstelik gösterdikleri dominant performansı sayesinde 15. haftada EuroLeague lideri Efes karşısında devreyi lider bitirmek için sahaya çıktı. Ve geçtiğimiz Pazar günü iki takım bize ligde uzun zamandır izlemediğimiz kadar keyif verici bir maç sundu.

Evet, Karşıyaka maçı kaybetti ve ilk yarıyı 2. sırada tamamladı ama kısa içerisinde gösterdikleri bu değişim onların ligin ilk yarısının en iyi takımı olması için yeter de artar bile.

Üstelik özlemişiz! Salonun sonuna kadar dolduğu, iyi bir basketbol oynayan Pınar Karşıyaka’yı izlemeyi gerçekten özlemişiz. İyiki geri döndüler!

Diğer adayımız: Meksa Yatırım Afyon Belediye

Sezonun İlk Yarısının Koçu: Ergin Ataman

Avrupa basketbolunun bir değişim içerisinde olduğu bir gerçek!

EuroLeague’in yeni formatı kıta basketbolunda bazı değişimler yaratıyor. Maç sayısının artmasının getirdiği değişimleri de en çok karşımıza çıkan durumlar oluyor. Bu yeni düzende eskisi kadar istikrarlı bir performans sergilemek, belirli bir standartı korumak hiç kolay değil. İstediğiniz kadar kaliteniz yukarıda olsun. En başta oyuncularınızı motive etmek hiç kolay değil.

Fakat bence bu yeni değişimi çok iyi okuyan Ergin Ataman, elindeki kadrodan ilk yarıda en iyisini almayı başardı. Kimi zaman sivri diliyle oyuncularını basın önünde eleştirdi, kimi zaman da ön plana çıkardı. Özellikle bu sezon yerli rotasyonunu motive etme konusunda tecrübeli koç, önemli bir başarı gösterdi. Sadece Sertaç değil, Buğrahan da birçok maçta Efes adına kritik performanslar sergiledi ve 5 yabancı sınırında bu gerçekten çok önemli.

Sonuç olarak da Efes, hem ligde hem de EuroLeague’de normal sezonun ilk yarısının ilk yarısını lider tamamladı. Fikstürler bu kadar yıpratıcıyken her iki kulvarda da bir takımın toplamda sadece 4 yenilgi alarak lider olması büyük bir başarıdır ve ödül de doğal olarak bu takımın koçu Ergin Ataman’a gidiyor.

Sezonun İlk Yarısının En Çok Gelişim Gösteren Oyuncusu: Muhsin Yaşar

İstatistikleri: 15 maç 9.2 sayı, 3.2 ribaund, 0.7 asist, 10.9 EFF

TOFAŞ’ın 24 yaşındaki pivotu Muhsin Yaşar, kariyerindeki ilk büyük patlamayı bu sezonun ilk yarısında yaptı.

Bu bizim için sürpriz değil. Sonuçta koç Orhun Ene’nin daha önceki yıllarda da yanındaki oyunculara yaşattığı gelişim ortada. Fakat diğer yandan çok değerli çünkü tam Muhsin’in kariyer gidişatı belli olurken böyle bir performans ortaya çıktı.

Daha önceki yıllarda da TOFAŞ’ta yedek pivot rolünü üstlenmeye çalışan Muhsin, bu sezon daha agresif ve daha iyi bir bitirici olarak karşımıza çıktı. Önünde Devin Williams gibi dominant bir pivot olmasına rağmen sürelerini 15 dakikaya kadar çıkarttı. Hatta bazı maçlarda onun beklentilerin üstündeki performansı koç Ene’ye Williams’ı daha fazla dinlendirme şansı verdi.

Bu sene gerçekten fiziğini daha iyi kullanan ve agresif bir Muhsin izliyoruz. Üstelik istatistikler de bunu kanıtlıyor. Geçen sezonun toplamında 41 kere faul çizgisine giden Muhsin, bu yıl sezonun ilk yarısında 53 kere faul atışı kullandı. İnce ama önemli bir ayrıntı. Bu onun pota altında ne kadar agresif olduğunu gösteriyor.

Keza ribaundlarda da durum böyle. Ligde ortalama 15 dakika ve altı süre alan oyuncular arasında ribaund ortalaması en yüksek oyuncu Muhsin! Bu sezon ligdeki sayı rekorunu 3 kere geliştirdi ve bence en önemlisi EuroCup seviyesinde de başarılı performanslar ortaya koydu.

Açıkçası Muhsin’in üst seviye takımlara gidebileceğini düşünenlerden biri değildim. 2.10 ile etkileyici bir fiziği olsa da kısayı savunma konusunda dezavantajları ve savunmadaki problemleri sebebiyle belirli bir seviyede kalacağını düşünüyordum. Fakat hayat böyle bir şey. Muhsin’in hala geliştirmesi gereken bir çok şey olsa da daha agresif ve olgun haliyle ortaya neler koyabileceğini gösterdi.

Yakın dönemde karşımızda Sertaç Şanlı gibi bir örnek varken de gelecek hakkında çok keskin konuşmamak lazım. Çünkü bir kere Muhsin o gelişimi gösterdi ve devamı gelebilir.

Diğer adayımız: Mert Celep

Sezonun İlk Yarısının Genç Oyuncusu: Şehmus Hazer

İstatistikleri: 15 maç 6.7 sayı, 1.8 ribaund, 1.4 asist, 5.2 EFF

Herhalde en rahat verdiğim ödül bu oldu.

Şehmus Hazer, belki Türk basketbolunun gördüğü en büyük yetenek değil. Hatta onun yaşında oyuna daha fazla etki eden genç yetenekler de gördük ama Şehmus’un bir farkı var. Altyapıdan çıkan diğer Türk oyunculardan çok daha sorumluluk almayı kabullenmiş bir oyuncu o!

2 yıl önce Semih Tuna’yla birlikte Bandırma’da onunla röportaj yaparken o farklı karakteri görmüştük. Sözlerinde kendini beğenmişlikten daha farklı bir özgüven vardı ve sürekli oyun içi sezgilerinden bahsediyordu.

20 yaşını doldurmak üzere olan bu genç adam, bunları sahada da gösteriyor.

Takım içerisinde önemli bir rolü olan Şehmus, oyuna girdiği her anda sorumluluk almaktan çekinmeyerek oyunda içinde bir etki yaratıyor. Bazen iyi bazen de kötü. Fakat deniyor ve çabalıyor. Çoğu zaman da atletizmi, penetre yeteneği ve enerjisiyle sahaya iyi bir etki getiriyor. Bu sezon TEKSÜT Bandırma’da hücumun kitlendiği bir çok anda genç bir oyuncu olarak sorumluluk almaktan hiç çekinmedi. Teknik yönetim de onu bu konuda destekledi. Zaten kurulan kadroya baktığımız zaman bile Şehmus’un gelişimine ne kadar önem verdiklerini görüyoruz.

Hala geliştirmesi gereken önemli şeyler var. Oyun içi istikrarını görmemiz gerekiyor. Keza şutu da hala güvenilir değil. Onu özel kılan sezgilerini de bence yaş aldıkça daha doğru kullanmaya öğrenecektir.

Açıkçası ben Şehmus’a da ortaya koyduğu basketbola da çok güveniyorum. Umarım yıllar ilerledikçe de o daha da büyüyerek bunları ortaya koyacak.

Sezonun İlk Yarısının Savunmacısı: Doğuş Özdemiroğlu

İstatistikleri: 15 maç 6.6 sayı, 1.9 top çalma, 1.6 asist, 6.4 EFF

Hepinizin bildiği gibi savunmacı ödüllerinde çok özel oyuncular dışında genellikle ödül kısalara gitmez. Blok ve ribauntlar bu konuda uzunları öne çıkartır. Peki halde neden rotasyonda çok fazla süresi olmayan Doğuş Özdemiroğlu’nu seçtik?

Bunun birçok sebebi var.

İlk olarak bu sezon ligde geçtiğimiz yıl Tonye Jekiri’den izlediğimiz gibi bir uzun performansı izlemiyoruz. Çember savunucusu olarak öne çıkan çoğu uzunun savunmasında başka problemler var.

İkinci olarak da ligdeki rotasyonlar içerisinde diğer elit savunmacıların takımının oyununa Doğuş kadar etki ettiğini düşünmüyorum.

Çekinmeden söyleyebilirim, Doğuş bence hala mükemmel bir savunmacı değil. Ben hep mükemmel savunmacıyı kafamda atletizm, fizik, istek, savunma bilgisi ve zeka olarak kurgularım. Doğuş bu beş alanın hepsinde elit seviyede değil fakat bu haliyle bile oyunda etki yaratabiliyor.

İlk üçteki takımları bir kenara koyarsak savunma verimliliği istatistiğine göre en iyi takım Darüşşafaka!

Onların maçlarını izlerken koç Selçuk Ernak, bazen hücum kalitesinde de ödün vererek özellikle kısa savunmasındaki sertliği yukarıya çekmeye çalıştığını zaten görüyoruz. Doğuş da bu sertlikte en öne çıkan oyuncu!

23 yaşındaki guard, bu sezon ortalama 19 dakika sürede maç başına 1.97 top çalma ortalama yakaladı. Avrupa’nın önemli ligleri içerisinde (İspanya, Fransa, İtalya, Almanya, Yunanistan, ABA Liga, VTB) maç başına 20 dakikadan az süre alıp da bu kadar yüksek ortalama tutturan bir oyuncu yok.

Üstelik sadece top çalma istatistiği olarak da değil. Rakip savunmacıyı bozmak adına da Doğuş, Daçka savunmasının belkemiği… Dolayısıyla da ligin en iyi savunmalarından birinde bu kadar önemli rol oynarken ödülün ondan başka birisine gitmesi bence haksızlık olur. 

Sezonun İlk Yarısının Çaylağı: Emanuel Terry

İstatistikleri: 15 maç 11.3 sayı, 8.1 ribaund, 1.4 asist, 18.9 EFF

Emanuel Terry, sezon başında TEKSÜT Bandırma’ya transfer olduğunda, Bandırma ekibinin bir üst seviyeye çıkaracağına neredeyse emin olduğumuz potansiyel vaadeden bir Amerika’lıydı.

Adaptasyon süreci kolay olmadı ama her geçen gün kıta basketboluna alışıyor.

Bandırma’nın iyi ilk yarı performansında boyalı bölgeyi koruma görevi ona ait. Bandırma’nın genç uzunlarıyla yan yana oynadığında da, Ian Hummer’la aynı sahneyi paylaşsa da performansını dalgalandırmıyor.

Terry’nin önü açık. Bizim de ödülümüz ona gidiyor.